Sağa sola koşturan insanlar, geçim derdine düşmüş, değerlerini kaybetmiş insanlarız bizler. Gün geçtikçe dini ve millî bütün değerlerimizi kaybediyoruz fark etmeden ya da yenilenen, değişen dünya döngüsü bizi bu yöne itiyor mu dersiniz. Evet evet! Bence de öyle, teknoloji geliştikçe yeni dünya düzeniyle biz insanlar da değişmeye başladık sanırım. Yerimizi robotların almasından korkarken sanki robotlara benzemeye başlıyoruz gibi duygularımız, hislerimiz, tepkilerimiz artık eskisi kadar samimi ve sahici mi? Cidden hangi bayramlarda veya özel günlerde bir araya gelir olduk, kaç duyguyu gerçekten yaşar olduk artık? Hani söylenirdi ya: ”Ah nerede o eski neşeli günler?”. Sahiden nerede o eski neşeli günler? Bir bir gömüyoruz o günleri içimize. Gün geçtikçe birbirimize olan inancımız, sevgimiz, merhamet duygumuz eksiliyor sanki kalplerimizden. Bizi diğer varlıklardan ayıran kaç özelliğimiz varsa yitiriyoruz sanki. Değerlerimizden vazgeçiyoruz yavaş yavaş… Bizi insan yapan duygularımız köreliyor sanki birer birer. Diğer canlıları diri diri yakıyor, eziyet ve işkence ediyoruz. Kadınlarımız; bir nevi bizi doğuran annelerimiz, kardeşlerimiz, halalarımız, teyzelerimiz birer birer katlediliyor gün geçtikçe. Oysaki bizi diğer varlıklardan ayıran özelliklerimiz aklımızı kullanmamız ve duygularımız değil miydi? Hangi akla, hangi mantığa sığıyor bu yaptıklarımız? Gerçek sevgi değil miydi gayemiz? Bu yaptıklarımız sığıyor mu gayemize? Yavaş yavaş yok ediyoruz içimizdeki insanları. Hayat felsefemiz haline geldi ulaşmak istediklerimiz. İnsanlar olarak ulaşmak istediklerimiz için her türlü pis yola başvurabilir hale geldik. Gerek hak yemek, gerek kimilerinin ayaklarını kaydırmak, gerek hileye başvurmak bunlar sadece birkaçı…
Ama ne yazık ki ulaşmak istediklerimiz arasında dini ve millî değerlerimizden çok; daha iyi bir araba, daha çok odalı bir ev, daha çok para, şan ve şöhrete yer vermeye başladık . O eski dostluklar, eski sıcak akraba ilişkileri, eskiyen insanların birbirine olan bakış açısı yerini istediği hedeflere ulaşmak için hak yiyen, hile yapan, mazlumları ezen, gösterişçi insanlığa bırakmaya başladı. Birbirimiz içinde yarışlara girmeye başladık. En iyi araba bende olmalı, en iyi eve ben sahip olmalıyım, en iyi cep telefonu, ziynet eşyaları bende olmalı… Evet, bunlar size aşina geliyor olabilir. Aslında her arabanın amacı bir yerden bir yere götürmek, her evin amacı sığınabilecek bir barınak olması değil midir? Bunlar için yarışa girmek sizce de çok saçma değil mi ama artık değil. Yenilenen ve gelişen dünya düzeninde ayak uydurmaya çalışan insanlar olarak artık değerlerimize ve duygularımıza yer verilmiyor sanırım. Ne yazık ki bizleri insan yapan en önemli faktörler bunlarken biz bunlardan yavaş yavaş vazgeçiyoruz.
Abonelik
2 Yorumlar
Eskiler