Toplumun bizi sığdırmaya çalıştığı kalıpların dışında kaldığımız için kendimizi suçlu mu hissetmeliyiz? Olmamızı istedikleri insanlar olmadığımız için kötü hissettirilmeyi hak ediyor muyuz? Kendi çizdiğimiz yolda, kendi doğrularımızla yürüyor olmak için daha kaç aşağılayıcı cümleye maruz kalmak zorundayız? Hayatımız boyunca attığımız her adımı, içimizde taşıdığımız yargılanma korkusuyla mı atacağız? Bu düzene başkaldırmak bizi akılsız mı yapar yoksa yüzyıllardır beklenen şey, aslında bu mudur?
Ardımda bıraktığım günlere dönüp şöyle bir baktığımda gördüğüm tek şey kendinden emin olamayan, yanlış anlaşılmaktan korkan, tepki almaktan çekinen bir kız çocuğu. O yaşlarımda insanların memnun edilemez varlıklar olduğunu bilmiyordum. Bana ”Bu dünya için kendini yıpratmana değmez.” diyen de olmamıştı. Yıllarca çırpınıp durdum. Hiçlik uğruna verilen bir emekti. Sonunda bir şey elde edemedim. Ailemi memnun etmek istedim. Başarılarım onlar için hep yetersizdi. Çabalarım uzun bir süre boşlukta süzüldü, ardından gözden kayboldu. Başaramadım. Arkadaşlarımı memnun etmek istedim. Beklentileri hep fazlaydı, karşılayamadım. Halledemeyeceğim kadar çok şey istediler, olduramadım. Başaramadım. Çevremdeki diğer insanları memnun edebilmek istedim. Onlara göre ben hep yanlıştım, aykırıydım, söz dinlemeyen şımarığın tekiydim. Yine başaramadım.
Nihayetinde doğru insanı memnun edebilmek için çabalamaya başladım. Kendimi… Yeryüzünde memnun edebileceğim tek insan bendim. Halbuki memnun etmem gereken tek insan da bendim. Ne tesadüf, değil mi? Senelerce yanlış şeyler için uğraşmıştım. En başından beri benliğim için savaşmalıydım. Doğrusu buydu. Olması gereken buydu. Yeni yeni görebiliyordum. Belki geç kalmıştım, belki tam vaktinde farkına varmıştım ama neticede yapmam gereken şeyden oldukça emindim.
Bu farkındalığa eriştikten sonra çok şey değişti. Her adımımı kendim için atmaya başladım. Aldığım kararların onaylanmasını beklemedim. Bana bahşedilmiş bu yaşamı, kendi doğrularımla yaşamaya başladım. Karşıma engeller çıkmadı mı? Çok fazla engelle karşılaştım ancak tek başıma baş edebilmeyi öğrendim. Yaşam savaşımda yalnız olmak zorundaydım ve güçlü kalmayı öğrenmeliydim. Diğer şeyler gibi bu da hiç kolay olmadı fakat sonunda kazanan bendim. Nihayetinde bağımsız düşünebilen, güçlü ve özgür bir insandım. Günler birbirini kovalarken gelişip büyüyen tek şey bedenim olmamıştı. Ruhumu da besleyebilmiştim. Savaşımın sonunda, toplumun alışılmış kalıplarından sıyrılmayı başarmış biriydim. Kazanmıştım, hem de tek başıma.
Abonelik
2 Yorumlar
Eskiler