Beynimin ara sokaklarında volta atar düşünceler
Sinek kovalayan kurbağaların sesine kafa sallarım
Gece de gündüzü kovalar, mecbur uyanırım
Kahvaltımı yaparken saate bakarım, durmuş
Bırakmış beni günün boşluğuna savurup
İki dilim peynir, üç tane siyah zeytin, yarım bayat ekmek…
Ayaklar altında ezilmiş, küflenmiş üzüm suyu ya da
Çirkin bir şişede yavan arpa suyu
Bir bardak su ve iki dal cigara
Yeterdi, yetiyordu, yetecekti
Annem demişti arkadaşlarını iyi seç diye
Arkadaşlarım bunlar işte, iyi değil gibi
Gece olup da herkes yaşama ara verdiğinde
Bizim çöplüğün güzelliği ya işte
Köpekler havlar durur sürekli içimdekilere cevap gibi
Kendi aralarında acıdılar mı yoksa bana?
Otoban yakındır, bütün gidenler tuhaf bir uğultu bırakır
Sesin yayılması, basit fizik, değişik olaylar
Sabaha dönelim en iyisi, mükemmel kahvaltıma
Saat durmuştu, tuhaf gece bırakmamıştı peşini
Pili değiştirme gereği duymadım, gereği yoktu
Dışarı beni beklemiyordu, vaktin önemi yoktu, vaktim de yoktu
Bütün gün yediklerimi dışarı çıkarırım, gün yüzü görürler
Beklerim, hava kararınca akşam olacaktı
Sonraki gün oluyordu da hep sonradan geliyordu o gün
Dışarı çıkmayı akıl edindim, insanlar ne yapıyordu acaba?
Kulaklığı takıp Kayra’dan bir parça açtım
Yürüdüm, yürüdüm, yürüyüp bir parka geldim
Kısa mesafeden, otların arasından geçip bir banka oturdum
Ağaçlar, lamba direkleri ve çöp kutularından bir koloni karşıladı
Basketbol sahasında futbol oynayan çocuklar vardı
Kaydırağa aşağıdan tırmanmaya çalışan çocuklar
Küçük yaşta zıtlığı yaşamaya başlamışlardı
Kolay yolun olmadığını doğuştan mı öğreniyorduk?
Doğar doğmaz zor yolu gösterip
Kolayın kolay olduğunu mu gösteriyorlardı yoksa?
Çürümüş bankta biraz daha oturdum.
Sahiplik bildiren iyelik ekini benden çalmışlardı bu hayatta
Her günümü anlatsam bu satırlar sonu olurdu
Dönüş yoluna koyuldum, kim tarafından belli değil
Kayra söylemeye devam ediyordu, dinliyordum
Ben volta ata ata eve giderken
Beynimin ara sokaklarında volta atar düşünceler.