Birlikte okuyunuz 👇🏻
Bir yudum suya hasret kimi gönül. Kiminde seller olmuş coşuyor. Kimi çaresizliği avutuyor avuçlarında. Kiminin elleri terli. Kimi giymiş alevden gömlekleri. Birileri var perde aralarında, birileri kuytu köşelerde. Birileri en içimizde… Kimler, kimler var daha bizde.
Bir biz varız bize yetmeyen. Aslında bir biz yetecekken bize… Bu telaş, bu ceza; onca yangın, onca cefa…
Sen şimdi neredesin bilmiyorum. Gelmedin daha. Eğer bir gün gelirsen saklama benden; durgunluğunu, suskunluğunu, telaşını. Gizleme… Ama bunların hepsi de sen gelince olacak şeyler.
Hadi! Özgürlüğü ver ellerimize. Bir buhrandır diyelim, koşalım denize. Biz girince dalgalanmazsa onun ayıbıdır diyelim.
18 dakika oldu artık. Burada akşam ama gün doğar gibi birazdan. (Hani sen gelince…)
- dakika… Tak etmiyor değil canıma.
28.’de… “Yıkıldı yolunu bekleyen şehir şimdi gelsen de bir, gelmesen de bir. ”
- “Geçti istemem gelmeni, yokluğunda buldum seni.”
36.’da hakkım geçiyor. Demek ki insan biraz da böyle öğreniyor.
Ne yalan söyleyeyim siyah perdeleri çekmiş gibi gökyüzüne Tanrı, saçlarında yeller esiyor.
(Güleceğim birazdan yazdıklarıma.)
36.’da hak geçiyor demek…
İnsanların bu kadar bekletilmesine karşıyım. Şu sıralar pek bir aşığım (!).
Kafiye’m olur musun diyeceğim.
2 dakikan var! Dahası sana da, bana da zarar.
Giderim ben de o zaman. Çok kalmadan… Karanlık devler yolumu kapatmadan, surlar çekilmeden şafak boyuna, gün doğmadan… Giderim ben de o zaman. Çok kalmadan…
Zaten bu devirde kim beklemiş bir insanı böyle.
Şirin miyim ben, Leyla mıyım? Ne bu çilen be yalnızlığım?
Kime hasret doğdun anlamadım ki ben. Kime çektin böyle avare, yorgun, solgun, ee biraz da zalim. Kimler alacak seni, doğruyu söyle?
(Saatler geçer. Aylar, belki de yıllar…)
.
.
.
Hâlâ gelmedin.
Ee ben de döndüm o yoldan. Karanlık devler yolumu kapadı. Şafak boyuna her gece surlar çekiliyor. Umudum desen o da kalmadı. Şimdi umutsuzlukla çaresizliği kardeş ettim koynumda. Sallayıp duruyorum. Kendimi de bir güzel avutuyorum ki sorma. Gülünecek halime ağlıyorum ara sıra.
Aman be gelmezsen gelme. Ne Şirin’in ne de Leyla’nın kanı var bende. Sen de pek bir Ferhat’sın, Mecnun’sun ya (!)… Zaten olsaydın da ne fayda? Sen gelmedikten sonra…
Ve en uzun gelmeyişin bu senin.
Özür de dilerim.
Adını bile bilmediğim…
17 Haziran 2019, İstanbul