Uzayda yaşam nasıl var olunur, uzayda yaşayabilir miyiz, uzayın bir başlangıcı ya da sonu var mıdır? Bu sorular aklımızı kurcalamakla beraber tam da bir merak konusu. Haydi o zaman uzayda ne tür cisimlerin olduğuna göz atalım. İlk önce hepimizin çok da sevdiği obje olan yıldıza bakalım. Sonsuzluğun diğer adı da diyebileceğimiz uzayın içerisinde var olan gaz ve toz yığınları bir araya gelip sıkışırmış. Böylece yıldız adı verilen ve bize ışık saçan yıldızlar oluşurmuş. Onların da bir ömrü olur, sonu gelince patlayarak yok olurlarmış. Patlama sırasında dağılan parçalardan da gezegenler meydana gelirmiş. Ne kadar ilginç değil mi? Acaba biz hangi yıldızdan koptuk? Peki yıldız deyince aklınıza bir şey çağrıştırmıyor mu? Tabii ki yıldız kümeleri, yıldız topluluğuna verilen bir addır ve bunu hepimiz az çok gökyüzünde görmüşüzdür. Ya kuyruklu yıldıza ne dersiniz, şahane değiller mi? Evet onlar aslında donmuş gaz ve toz bulutlarından meydana gelirmiş ve genel olarak adı meteor kaymasıdır. Hadi meteor demişken ona da göz atalım. Meteor dediğimiz şey uzayda var olan gök taşlarının Dünya’nın atmosferi içerisindeki hâline meteor deniliyormuş. Şimdi ise biraz uzayın derinliklerine ineceğiz. Hepimiz ya da belki çoğumuz gök adaların ve galaksilerin nasıl meydana geldiğini merak etmiştir. Hadi birlikte ne olduğuna bakalım. Farklı gök cisimleri (yıldız, kızgın gaz ve toz yığınları) arasında belirlenememiş maddeler varmış. Bunlardan oluşan dev sistemlere de galaksi ya da gök ada denirmiş. Dünya, Samanyolu Galaksisi içerisinde yer alıyormuş. Gerçekten de değişik bir evrende yaşıyoruz…
Şu an okları buraya çevirmek lazım. Uzayda yaşam var mı? Bunu başta bilim insanları olmak üzere hatta insanlar da merak ediyormuş. Şimdi sizler için yaptığım kısa araştırmayı buraya ekleyeceğim.
1960 yılında senin gibi uzaydaki hayatı merak eden Frank Drake, ilk uzay dinleme araştırmasına girişmiş. Ama hâlâ elinde pek bir bilgi olduğu söylenemez. Bunu öğrenebilmemiz için bilim insanlarına göre en az 10 milyon yıldızı yakından tanıyabilecek teknolojik altyapıya sahip olmamız gerekiyormuş. Düşünsene sadece bizim içerisinde olduğumuz Samanyolu Galaksisi’nde 200 milyardan fazla yıldız olduğu tahmin ediliyormuş.
Amerikan Havacılık ve Uzay Ajansı (NASA) bu soruya yıllardır cevap arıyormuş zaten. 1977 yılında uzaya gönderilen ve 2025’e kadar uzayda hayat olup olmadığını araştıran Voyager 1’den haber bekleyip duruyormuşuz. NASA, 2025 yılında uzay mekiğinin artık enerjisinin biteceğini belirtmiş. Dahası insanların umudu bitmek bilmiyor, en iyisi biz bu merakımızı koruma altına alıp bekleyelim. Belki yakında uzaylı dostlarımız da gelir.