Her sabah açıyoruz gözlerimizi parlayan güneşe. Aslında bir umutla başlıyoruz her güne. İçimizde kalan son kırıntıları saklıyoruz. ”Belki…” demekten yorulmadık hiç. Yorulduğumuzu düşündüğümüz an bile en derinde kalan bir parça sessizce sayıklıyor. Bir kelebeğin kanat çırpması gibi adeta. Yolun sonunda karanlık var biliyoruz ama fenerimizin pili yeter diye sona doğru ilerliyoruz. Bir gün o fener bizi yarı yolda bırakacak mı? Karanlığın sessizliği yutuverecek zihnimizi.
Bazen artık sona yaklaştığımızı hissederiz. Daha sonra bir el uzanır ve o çukurdan çekip çıkarır bizi. Sessiz ve çaresizce o elin uzanmasını bekleriz hep zaten. Hep bir umut vardır içimizde. Bir gün her şey güzel olacak. Buna inanırız ve bunun olmasını imkansız bile olsa isteriz. Çoğu zaman şu ufacık duyguyla ayakta tutarız kendimizi. En büyük dostumuz umut aslında. O olmadan biz bir hiçiz. Eğer bir renk olsaydı mavi olurdu umudun rengi. Sonsuz, huzur verici, uçsuz bucaksız, derin, dokunamıyorsun ama var olduğunu biliyorsun. Gönlümüzün uçurtmaları o maviliklerde süzülür hep. Kâğıttan hayallerimiz sakince ilerler dalgalar arasından. Fırtına çıkmadan, hayallerimiz alabora olmadan… İçindeki o alev küle döndürdü her şeyi. Ama imkansız değil yeniden doğmak bir Anka Kuşu gibi. Uykusuz kaldığın gecelerde hangi hayale sarıldın, hangi umut tuttu seni ayakta? Yüzündeki o buruk gülümsemenin sebebi ne oldu? İnandın zihninden geçen ”belki”lere. Karanlıklar içinden parlayan ışığı gör. O ışık gösterecek sana çiçekli yolları. O “belki” bahçe olacak ömrüne.
”Keşke”ler ve ”belki”lerle yaşıyoruz hiç fark etmeden. Hangi kefe daha ağır basıyor bilinmez. Her ”belki”nin ardında bir keşke mi var? Yaşamadan bilinmez. Hayal kurmak aslında umut etmek değil midir? Kim hayal kurmaz ki olmayacağını bilse bile. Ne kadar sürünsek de hayatın bu tozlu yollarında, temizlenmek için yolun sonunda bir çeşme ararız. Gözümüzden akan yaşlar içimizdeki tohumu yeşertiyor sanki. En umutsuz olduğumuz anda bile aslında hep umudumuz vardır. Bir çiçeğe can suyu verdiğinde, hastane koridorunda, iş görüşmesinde, yeni bir kitaba başlarken… Hayatımızın her yerinde.