Öncelikle herhangi bir şekilde bir grup insana veya herhangi bir ideolojiye karşı yazılmadığını, sadece bilgi vermenin amaçlandığını belirtmek istiyorum.
Uzun zamandır, insanların siyasi görüşünü ayırt etmede kullanılan sağcı ve solcu tabirlerinin sebebini ve Türkiye ile alakasını merak ediyordum. Ardından bir süre araştırdım. Siz değerli Bublogta.com okuyucularına da bildiklerimi, anladıklarımı elimden geldiğince aktarmak isterim.
Türkiye’de sağcı ve solcu kavramları 1960 yılında sıklıkla kullanılmaya başlanmış. Bu kavramların çıkışının sebebi ise şöyle:
1789 yılındaki Fransız İhtilali’nden sonra, önceden de var olan mecliste farklı düşüncelere sahip insanlar vardı. Bu meclis 1791 yılında yeni bir anayasa ile Yasama Meclisi’ni kurup yönetimi bilfiil eline aldı. Meclis yönetimi elinden alınınca devrilen kral, eşiyle beraber cebren gözetim altına alındı. İhtilal yanlıları bu iki kişiyi giyotin ile idam etmek istiyorlardı. Ardından, doğal olarak, farklı görüşlere dayanan iki grup oluştu: Eski yönetimi isteyen kişiler ve yeni yönetim sistemini destekleyen kişiler.
Sade olarak kralın yönetimde olmasını isteyen meşrutiyetçiler, meclisin sağ kısmında oturuyordu. Bu gruptaki kişiler muhafazakârdı ve köklü değişim taraftarı olmayan insanlardı.
Meclisin sol tarafında oturan grup ise cumhuriyet taraftarı, kökten ve tümden değişim isteyen kişilerden oluşuyordu. Bu kişiler kral makamının tarih sayfaları arasında kaybolmasını ve cumhuriyetin ilanını istiyorlardı. Türkiye’de de aynı düşünce tarzlarına ”yakın” olarak bu kavramlar kullanılıyordu. Türkiye coğrafyasında 1800’lü yılların sonunda ilk örnekleri görülen bu kavramlar 20. yüzyılın ortalarında yaygınlaşacaktı. Yirminci yüzyılın ikinci çeyreğinde tek partinin varlığı çift ideolojinin varlığını yavaşlattı. Aynı yüzyılın üçüncü çeyreğinin başlarında hızla yaygınlaşan sağ-sol ideolojisi, milenyum çağından 30 sene önce yüksek bir manevrayla en yaygın dönemini yaşayacağı bir zamana girdi. 1970-1980 yılları arasında toplumu keskin bir şekilde ayıran bu iki görüş çeşitli sebeplerle ününü kaybetmeye başladı.
Bu iki ideoloji sebebiyle sokak aralarında birçok meçhul ölüm gerçekleşti. Birçok genç, gençliklerini karanlık mapushanelerde harcadı. Birçok baba evindeki kişileri dayanaksız bıraktı.
Günümüzde de siyasi konuşmalarda cümle içinde alışkanlık sebebiyle kullanılan bu kavramların yüzeysel tarihi kısaca böyleydi.
Saygı çerçevesi içerisinde birbirini dinleyen insanlar olmak varken daima kendi görüşünü destekleyen, haksız olsa da karşısındaki insana inat sebebiyle muhalif olan insanlarla karşılaşmamanız temennisiyle… Okuduğunuz için teşekkür ederim. Bir daha milletimizi bölen olayların yaşanmaması dileğiyle. Daha farklı yazılarda görüşmek üzere. İyi günler dilerim.