Sonlar kimi zaman acı, kimi zaman tatlı… Sıkıntılarla, kaygılarla yok olan yıllar sonrası acaba çözüm yolu sunacak umut parçası var mıdır? Utanç duyduğum insan manzaralarının yarattığı umutsuzluğun yorgunluğu mu yoksa zamanın bir kısır döngü olduğunun farkındalığı mı bu hüznü oluşturan?
Dağılan kara bulutların ardından doğan ışıltıların umuduyla kurulan talihsiz bir düşün umut kırıntıları mı, tatlı bir pisiciğin patisinin yumuşaklığını andıran bir uykunun yalancı rahatlığı mı? Hangisi daha yapmacık bir oynama yaratır dudaklarında?
Kâh dört bin dinin yalancı anlatıları kâh politikacılar, hangisi umut ışığı olabildi? Sana, bana, insanlığa… Sahi hangi insanlık? Cahilliği kutsayan bir toplum olan insanlık mı?
Dört bir yandan karanlıklarla sarılı hayatımızda yalnızca kayıplar var. Darağacına yollanan fidanlar, yalnızca olanları haykırdıkları için sürgün hayatı yaşayanlar… Soluk almamız için duvarlarda boşluklar açtılar ama mağlup sayıldılar. Yok olanın suskunluğu duyulmuyor artık.
İnsan gibi yaşamayı arzulamak asilik sayıldı, haykırışları umursanmadan. Solan yaşamlar kiminin gıdası oldu. Biz susturulduk.
Normal yaşamlarımızda olanlar da farklı sayılmaz. Cahilliğin samimi bir insan olmak için olmazsa olmaz sayıldığı bir çağdayız. Sonsuz bir ıstırapla içi yanan “aydınlar” toplumdan uzaklaştırıldı. Bunu kim yaptı? Cahilliği kutsayarak hâkim kılmaya çalışan insanlar… Acı olansa, başardılar. Sizi aydınlatan lambanın ışığını karanlıklar bastırdı.
Sahi hangisini anlatıyordum? Bizi saran karabasanları mı, yalnızca uykumda yaşadığım huzuru mu?
Daralıyorum; bulunduğum boşluktan, tırmanmaya çalıştığım yıkılmasına ramak kalan kurumuş ağaçlardan… Çözümü olmayan bir karanlıktayız. Daha da kaygılandırıcı olanı, bu durumun yarattığı uyuşukluk hâli… Kurtuluş uzaklarda görünüyor, çok uzaklarda. Ya yıllarca uzakta ya da uzak diyarlarda…
Anlatınca, anlaşılmaz bazı olgular. Farkına varmak zordur ya da farkına varmaktan kaçınılır. Yıllar boyunca yaşanılanları uzun uzun anlatmayacağım. Hatayı başında yaptılar. Bir gün farkına varılır sarı öküzün kaybının büyük bir hata olduğunun, hayatlarınızdan koparılan coşkuların domino taşları gibi sizi nasıl yıkacağının. Yıllar sonra anlatılır kulaktan kulağa yok oluş öykünüz. Sahi sizin umudunuz var mı?
Hava soğudu, sigara dumanı gözümü yaşarttı ama bunun konuyla bir ilgisi yok.