fbpx

Kızsın, bağırsın ama yeter ki susmasın dedikleri radde vardır insanların. Şu an duvarların susuşu bile beni etkiliyor. Duvarlar hiç konuşmaz ki demeyin, bir an ki sevdiğinin seslerini taşır yüreğine, o zaman anlarsın duvarların da konuştuğunu. Beni suya daldırıp boğmayan şu vakit, yangınlara götürüp erimeden oradan çıkaran şu saatler, dikenli telleri boğazıma dolayıp kan biriktiren yankının sebebini size anlatayım.

Eşimle gayet normal bir sabah yaşıyorduk, hiçbir sıkıntı yoktu. Ta ki sevmediği şakayı ona yapana dek. Sevmiyordu biliyorum ama nazımın geçtiğini düşündüğüm için kendimi tutamamıştım. Şakayı yaptıktan sonra ne kadar pişman olsam da elimden bir şey gelmiyordu. Kırılmıştı camdan kalbi. Kristalin kırılganlığı zayıflığından değil, saflığındandır. Aklımda bu söz ve biricik eşimin durumu dolanıp duruyorlar, herhangi bir düşüncenin zihnime girmesine engel oluyorlardı. Ne yapsam da muhabbetini elde etsem diye düşünüyordum. Zamanla alışır, unutulur düşüncesi de bir kenarda üstü örtülü vaziyetteydi. İnsan bu, nelere alışmamış ki bu zamana kadar? O unuturdu bu durumu ama ben hatamı asla unutmazdım. Unutmamalıydım. Eğer unutursam ölüm olurdu benim için. Eğer unuttuğumu bir an fark etsem artık elimi çabuk tutmamdan başka bir şey gelmezdi elimden. Unutmamayı sağlamak adına bir şeyler yapmalıyım demekti. Zamanla unutulur fikrini gündemime almıyordum. Kendimi zamana bırakamazdım. Çaba gerekirdi her ilişki için. Kurtarılacak şeyler vardı ortada. Küçük küçük sorular sorarak varlığımı hatırlatır oldum. Kapı açabilir ümidiyle en basit konuları bile dile getirmeye başladım. O sadece sorularıma sakince cevap veriyor, onun dışında hiçbir şekilde karşılık vermiyordu. Şu durumda bile beni kırmıyordu. Asla kırmazdı beni. Şakayı yaptığım ilk anda bile soğukkanlılıkla karşıladı. Bugün ise keşke, dedim. Keşke bana bağırsa da bunu dememiş olsaydı, dedim kendime. Keşke bilincim kapalı olsaydı da anlamasaydım. Keşke kulağım duymasaydı o an, dedim. O da kulağımın o an duymadığını düşünmüş de böyle konuşmuş herhalde. Yemek hazırlarken kulaklığımı takmıştım. Eşim mutfağa girip masaya oturdu. Güler yüzle karşıladım onu. Karşılık vermedi. Olsundu. Yeter ki benden gitmesindi. Önüme bakıp işime devam ettim. Alınmamıştım bu davranışına, anlayış göstermem gerektiğini biliyordum. Bir an kulaklığımın kulağımda olduğunu ve bir ihtimal de olsa bir şey söylerse onu duyamayacağımı söylemek istedim. Bu durumu ona bildirmek için, kulağımda kulaklık var bir şey söylersen duymam, haberin olsun, dedim. Kulaklığımı taktım ama müziğimi henüz devam ettirmemiştim. Telefonumun ekranına davranırken duymadığımı düşündüğünü farz ettiğim o kıyamet etkisindeki sözü söyledi. Eğer tanrı bir azap verecek olsaydı azap kesinlikle bu tarzda olurdu. Eğer bir mahkeme en ağır cezayı verecek olsaydı o kesinlikle bu olurdu. Gülünce ortamı gül bahçesine döndüren bu beyden, kötülükle dolu olmayan bu zarif zihinden, O güzel dudaklarının arasından dikenli giysiler gibi her an acı verecek bir söz çıktı:
SÖYLEMEM!

@HLTYNR içeriklerini beğendin mi? Sosyal medyada takip edin!
Abonelik
Bildir
guest
0 Yorumlar
Satır içi yorumlar
Tüm yorumları görüntüleyin
@HLTYNR içeriklerini beğendin mi? Sosyal medyada takip edin!

Okuyucuların Beğendiği İçerikler

Birçok kişinin ‘’zor ama maaşı iyi, garanti meslek gibi’’ düşünceleriyle ün kazanmış bir bölüm olan tıp fakültesini size en ince detaylarıyla aktaracağım. Öncelikle fakülteye gelmeden önce kendinizi ilk gün yapılacak çaylak şakasına ve ileri zamanlarda daha siz TUS isimli bölüm seçmenize yarayan sınava girmeden ‘’Sen ne doktorusun? ‘’ veya diş hekimliği ayrı bir bölüm olmasına […]
Yaşanan herhangi bir gün hiç yaşanmasaydı, her şey daha farklı olur muydu? Misal dün hiç yaşanmasaydı veyahut bundan yıllar önce bir gün hiç yaşanmasaydı yine aynı mıydı hayatınız? Kadere inanmak subjektif bir bakış açısı olarak görünebilir ancak hayatın akışı olarak farklı bir yerden durumu ele alabiliriz. Bütün malzemeleri özene bezene kesip, doğrayıp harika bir yemek […]
Herkesin ölmeden görmek isteyeceği bir yer vardır. Yoksa da henüz keşfetmemiştir… Benim için burası Norveç. “Soğuk Cennet” veyahut “Kuzeyin İncisi” denilen bu ülkenin lanse ettiği imajı bir görseniz aşık olmamak elde değil. O yüzden henüz kendi ülkenizi keşfetmediyseniz ileride belki yol arkadaşım olabilirsiniz! Norveç ”Soğuk Cennet” Ülkenin yönetim biçimi anayasal monarşi ve başkenti Oslo‘dur. 385,207 […]
Her kitap ayrı güzel, dünyasına girdikten sonra… Ama bazı başyapıtlar vardır, gerçekten okumak zevk verir. Okudukça içine düşer, yeni bir dünyanın kahramanı olursunuz. Herkes için değişebilecek bir liste… Daha iyisi varsa da ben okuduğum kadarını biliyorum ve bunlar şu an en iyisi! Daha birçok türde konuşulacak kitaplar olsa da üç ayrı türde üç başyapıt derledim, […]

İlgini Çekebilir

Çoğumuzun, adını belki de hiç duymadığı fakat yaşamımızda denk gelebileceğimiz, farkında ve bilinçli olduğumuz takdirde erken tanı ve tedavi seçeneklerini düzenleyebileceğimiz, benim ise özel eğitim alanında tanıştığım bir sendromdan bahsetmek istiyorum sizlere: DiGeorge Sendromu. DiGeorge Sendromu (DGS) 22. kromozomun (22q11) delesyonu (kromozomun bağlı bulunduğu parçadan kopup silinmesi, yok olması) ya da translokasyonu (kopan veya kaybolan […]
“Sisyphus’u gördüm, korkunç işkenceler çekerken: yakalamış iki avucuyla kocaman bir kayayı ve de kollarıyla bacaklarıyla dayanmıştı kayaya, habire itiyordu onu bir tepeye doğru, işte kaya tepeye vardı varacak, işte tamam, ama tepeye varmasına bir parmak kala, bir güç itiyordu onu tepeden gerisin geri, aşağıya kadar yuvarlanıyordu yeniden baş belası kaya, o da yeniden itiyordu kayayı, […]
Bugün 10 Mart 2022. Gülistansız 796. gün “Ne durumdayım biliyor musunuz? Ölüm Allah’ın emri, ölüm dünyada var. Gençlerin ölümü zor ama biz her gün yeniden ölüyoruz. Her gün… Toprağa bile basmaya kıyamıyorum, acaba kızım içinde olabilir mi diye. “ 21 yaşında, Tunceli’de bir üniversite öğrencisiydi Gülistan Doku. 5 Ocak 2020 tarihinden bu yana haber alınamıyor. […]
Bir girişim fikriniz var ve bu alanda bir marka oluşturmak istiyorsunuz ya da henüz küçük bir işletmesiniz ve işletmenizi büyütüp kârınıza kâr katmak istiyorsunuz. İşte bu yolda atmanız gereken ilk adım markalaşmak olmalıdır. Peki marka nedir?                Marka yalnızca kalabalık bir pazarda sizi diğerlerinden ayıran isim, logo ve slogandan ibaret değildir. Markanız insanların sizinle etkileşimde […]