Sen haklısın ey Musa! Ama bizim karnımızı Firavun doyuruyor.”
Ama ile başlayan her cümlenin sonu istek ve arzu. Şikayetini dile getiriyorsun. Gördüğün şerlerin üzerini kapatıyor karşılanan isteklerin. Ama.. Ne kadar basit.
Bebek Musa, sudayken boğulmadı. Ama Firavun, güçlüyken boğuldu. Yazgın ne olacak? Gücün elindeyken Firavun musun? Musa mı? En güçlü anın tek zirve noktası, sağlığın ve özgürlüğün için yazgına şükretmektir. Yapabilir misin?
Güçlü hissettin. Ama… Karşılığı nedir? Firavunlaşmış hisseden bir insanın gücünün şerri karşısında, Musa (a.s) gibi tam teslimiyetle amasız bir isteğin tam dönüm noktasında tüm güç sihrini elinde bulunduranları Allah’a havale edebilir misin?
Ya da bu sarmalın tam ortasında kavrulmadan dua edebiliyor muyuz. Başımıza şer bildiğimiz her olayın karşısında sınanırken, gücü kendinde bulunduran Allahu tealanın senin için hayır olarak yazabileceği yazgıya güvenebiliyor musun? Tıpkı Musa (a.s) gibi.
Olur ki, hoşunuza gitmeyen bir şeyde sizin için hayır, yine olur ki hoşunuza giden bir şeyde de sizin için şer vardır. Allah bilir, siz bilmezsiniz. Bakara Suresi/216.Ayet.
Allahın bizler için belirlediği şer gördüğümüz her üzücü sandığımız kaç sahnenin ardında ki hayra odaklanabilme yetisini içimizde bulundurmaya kendimizi vakıf kılıyoruz.
Allah bilir, siz bilmezsiniz. Bu kelâm gerçekten bir nimet. Sen bilirsin ben bilemem yarabbi demenin nimet olarak karşılığını alan nice Peygamberler var.
Kâhinlerin Benî İsrail’de doğacak bir erkek çocuğun kendisini tahtından edeceğini söylemeleri üzerine Firavun o sene doğan tüm erkek çocukları katlettirir. Nil nehrine bırakılan bir bebek kurtulur Firavun’un zulmünden. Ve sarayda büyür. Bu bebek Musadır.
Kardeşleri tarafından Kuyuya atılan Yusuf (a.s) Mısıra sultan olur.
Allah güzel davranan kendisine inanıp güvenen her kulunu mükâfatlandırır.
Umudunu hiçbir zaman gömmeyerek yeşermesini beklerken, Allah’a ama’sız bir teslimiyetle sığınmalı.
İnanan veya inanmayan herkese merhamet eden Rabbimiz, bizleri onun rahmân sıfatını hissedenlerle karşılaştırsın.
İnsan arzuladığını merak eder, bir zaman sonra da ona meyleder. Arzumuz ve yaşantımız nice Peygamberler gibi olsun. Onlar gibi her zaman Allah’a sığınalım.
O zaman tüm kuyuların karanlığı aydınlık olur. Tüm sihirler bir dal parçasıyla yerle bir olur. O isterse.
O’na sığın…
Kaynak: https://www.google.com/amp/s/www.milligazete.com.tr/amp/haber/907367/sen-haklisin-ya-musa-ama-bizim-karnimizi-firavun-doyuruyor