Kendi tarihi ve kültürel zenginliklerimizi başkalarından öğrenmek insanı büyük bir hüzne gark etse de bir yandan da öğrenmenin vermiş olduğu eşsiz hazzın bağımlılığı bu hüznü unutturuyor.
Ülkemizde bugün bile üzerinde fazla durulmayan filoloji ve linguistik çalışmaları Avrupa’da son sürat devam ediyor. Bu çalışmalardan birine geçen gün rastladım.
Haydar Mert Paşa… 17. yy reisülküttaplık mütercimlerinden.
Çocukluğu ve ilk gençlik yılları Cartagena’da geçmiş. 1599 Cezayir seferinde esir olarak alınmış. Kabiliyetli olduğu fark edilince yetiştirilmek üzere Enderun’a gönderilmiş. O dönem Enderun’da meşhur Fazıl Sami Paşa’lardan, Cafer Bedri Paşa’lardan dersler alan Haydar Mert dillere olan yatkınlığının da etkisiyle Fransızca, Rusça, İtalyancanın yanında Arapça ve Farsçası ile diğer talebeler arasından sıyrılır.
Dönemin veziriazamı Kızıl Fahreddin Paşa tarafından himaye edilir. Fahreddin Paşa’nın Avrupa’da yeni çıkmakta olan Kalvenizm’in Osmanlı tebaası olan Hristiyanlar üzerindeki tesirleri dolayısıyla Kalvenizm hakkında malumat istemesi üzerine Avrupa’da neşredilen eserleri Osmanlıcaya tercüme eder. Bugün Topkapı Sarayı kütüphanesinde yer alan Kalvenizm hakkındaki eserlerin tümü Haydar Mert Paşa’nın tercümeleridir.
Detaylı bilgi Janis Joplin’in “Calvinism between the Ottoman Christians – During 17th Century” adlı eserinde bulunabilir.
3. Mehmet döneminde Celali isyanları sürerken levantenler ile yaşanan problemlerin çözümünde büyük rol alır ve Bornova’da Venedik ve Amsterdam elçilerini Osmanlı ülkesine yatırıma ikna eder. Bu başarısıyla padişahın gözüne girer ve reisülküttaplıkta vazifelendirilir.
Gelelim yazımızın başlığına…
Uzun yıllar süren Avusturya savaşları boyunca diplomatik vazifeleri yürüten kadronun başında yer alır. Sulh için gösterdiği gayretler Maximilian tarafından bile takdir edilir ve Legion de Honour madalyası ile taltif edilir. Tabii Osmanlı sultanı da paşayı taltif etmek ister. Kardeşi Cavidan Sultan ile evlendirerek hanedan damadı olmasını ister. Tüm bunlar 6 yıl içerisinde olmuştur ve bu başarılarından rahatsız olanlar arasında devlet erkanından önemli isimler de bulunmaktadır. Hanedan damadı olması demek istikbalde vüzera arasına katılması anlamına geldiğinden önünü kesmek için hakkında padişaha arizalar sunulur. Bu arizaların çoğunluğunu Venedik tüccarlarından Osmanlı ülkesine yapacakları yatırım karşılığında rüşvet aldığı iddiaları oluşturur. 3. Mehmet başlangıçta itibar etmese de şayiaların artması dolayısıyla Haydar Mert Paşa’yı Gümülcine Beylerbeyi olarak atayıp payitahttan uzaklaştırır.
Peki Cavidan Sultan’a ne olur?
Dönemin kubbe vezirlerinden olan Sait Halim Paşa ile evlendirilir ve padişahın lütfu ile Yeniköy’deki yalıda ikamet ederler.
Cavidan Sultan Sait Halim Paşa ile değil de Haydar Mert Paşa ile evlendirilmiş olsaydı bugün aynı yalıyı Haydar Mert Paşa yalısı olarak zikredecektik.