Aynı olay tekrar yaşanmış mahallede. Adamlar arabaların ön camını kırıp kaçıyorlar her seferinde. Bir de ön tarafa belli bir miktar para bırakıyorlar. Çalmıyorlar, sadece camı kırıp kaçıyorlar. Akıllara durgunluk veriyor gerçekten. Bir de her gece sadece bir aracı seçiyorlar. Bunu yapanları bulmamız lazım. Bir çözümünü bulup bunları yakalamamız gerekiyor. Bu gece sokak başlarında saklanabiliriz. Hangi araca zarar vereceklerini bilmiyoruz, bu da işimizi zorlaştırıyor. Mahallenin gençlerine de haber edelim. Bize yardım etsinler.
“Abi o kadar bekledik gelmeyecekleri tuttu. Hem uykumuzdan olduk hem de üşüdüğümüzle kaldık. Bu akşam beklemeyelim bence.” “Ya bu akşam gelirlerse?” “O da bir ihtimal tabii.” “Bugün biz akşama kadar dinlenelim, dükkana gençlerden biri baksın. Biz akşam dinç şekilde hallederiz.”
Hepimiz planladığımız köşelere saklandık. Yürüyen kişiler son nefesini duyuyordu sokağın. Geçen her saniye azalıyordu rutin misafiri sokağın. Dayanamaz hâle geldik. Sıkılmış ve üşümüştük. Yaklaşık 2 saat olmuştu ve bir yerden gürültü sesleri duyduk. Hemen seslerin geldiği yere koştuk. Koştuğumuz sırada arka arkaya “Gelin yakaladık! Gelin! Koşun!” gibi sesler duyduk. Olay yerine giderek yaklaşıyorduk. Artık olanları anlamaya çok yakındık. Koşmalarımız yavaşladığında yerde korkuyla başını tutan birisini gördük. Siyah ceketinde ayakkabı izleri belli oluyordu. Cılızdı ve titriyordu. Yeterince hırpalanmıştı. Gittim ve kolundan tutarak kaldırdım. Kolunu tuttuğum anda korkusunun arttığını hissettim. Belli, birisi ayarlamıştı bu genci. Kimdi? Kimlerdendi? Yüzünü görmek istiyorduk. Gençlerin hepsi etrafımıza çoktan toplanmıştı. Apartman pencerelerinde de meraklı gözlerle bizi seyreden mahalle halkı vardı. “Abi bırakın gideyim, vallahi bir daha yapmayacağım.” sesleriyle toprak sahaya yürüdük. Sesinden belliydi bizden değildi bu genç.
“Abi iki yan mahalledeki camcı ayarladı her şeyi. Kendisine müşteri çıkarmak için. Planı da tıkır tıkır işliyordu. Bunlardan kazandığı para ayağına takılır, işini görmez belki ama beni de tehdit etti abi. Gerçekten. Beni çaresiz bıraktı. Reklamın iyisi kötüsü olmaz diyordu bana. Arabanın içine bırakılan ücretler de cam masrafından daha az olduğu için kendisi kazanıyordu her türlü. Buradaki mahalle sakinleri de oraya gidiyordu camını yaptırmaya. Aynı zamanda dükkanın ismini de duyurmuş oluyordu. Kusura bakmayın gerçekten. Lütfen bırakın beni gideyim.”
“Evlat sakin ol. Sen önce o camcının ismini ver bakalım. Ona dersini verelim. Sıra bizde nasıl olsa. Ayrıca reklamın iyisi kötüsü olmaz demek bu demek değildir.”
Dükkanın önüne geldik ve kameranın bizi görebileceği bir yerde durduk. Önce gencin yüzünü gösterdik ardından yazdığımız bir notu dükkan kapısına bıraktık. Notu bırakanın biz olduğunu öğrenmesi için kamera kayıtlarına bakmasını sağlamalıyız dedik ve dükkan camlarını kırıp paramparça hâle getirdik.
Dükkan sahibi kayıtlara bakacak ve notu görecekti. Ardından polise şikâyet etmeyi düşünecekti. O sırada geceden tembihlediğimiz genç de onun yanında olacaktı. Eğer polise giderse kendisinin de her şeyi polise anlatacağını, cezaların büyüğünü kendisinin alacağını bildirecekti.
Notumuzu ve uyarımızı almış olacak ki o zamandan beri mahallemize didinmedi.