fbpx

            Merhaba arkadaşlar uzun bir aradan sonra yeni bir etimoloji yazısıyla tekrar beraberiz. Sizlere son günlerde Instagram’da ve Twitter’da sıkça karşılaştığım -muhtemelen sizin de karşılaştığınız- bir etimoloji hikayesinden bahsetmek istiyorum. Argoda polislere neden aynasız denir?

            İlk önce sosyal medyada görmüş olduğumuz hikâyeden bahsedelim. 1970’li yıllarda Renault marka arabalar piyasaya en başta sağ aynasız olarak çıkıyormuş. Arabayı alan kişi de ilk iş olarak kendi cebinden arabanın sağ aynasını taktırıyormuş. Polis arabalarına kimse kendi cebinden ayna taktırmadığı için sivil polis arabaları hemen kendi belli ediyormuş. Bu yüzden polislerin adı argoda ‘Aynasız’ olarak kalmış. İnternette sıkça karşılaştığımız ve ilk nereden çıktığı belli olmayan bu bilgi de günümüzde artık normal karşılamaya başladığımız diğer yanlış bilgiler gibi hızlıca yayıldı.

            Bu konudaki diğer bir hikâye ise polislerin bıyık bırakmaları yasak olduğu için ayna ve tarak taşımadıkları yönünde. Oysa, polislerin bıyık bırakmaları ancak 1980’den sonra yasaklanmıştı. Oysaki Osman Cemal Gürsel 1932’de ‘Argo Lügati’ adlı eserinde ‘aynasız’ için ‘polis’ tanımını yapıyor. Bunun yanında Ahmet Rasim 1899 yılında ‘Şehir Mektupları’ adlı eserinde polis memuru için aynasız tanımını kullanıyor. Eğer Osman Cemal Gürsel ve Ahmet Rasim Reno’ların sağ aynasız üretileceğini tahmin etmediyse karşılaştığımız bu iki bilgi de yanlış.

Peki Neden Polislere Aynasız Deniliyor?

            Ufak birkaç araştırma sonrası bana en mantıklı ve doğru gelen hikâyeyi sizlerle paylaşmak isterim. 18.-19. yüzyıllarda ortaya çıkan giyimleri Cezayir korsanlarına benzediği için ‘Cezayiri’ de denilen, genellikle ‘bitirim’ ya da ‘kabadayı’ olarak anılan kişileri betimlemek için kullanılan bir kavram ‘aynasız’ yani ‘yaramaz, kirli, pis’. Daha sonra, özellikle Osmanlı’nın son zamanlarında en ufak bir şüphede, çoğunlukla da masum kişilerin bile karakola işleri düştüğünde, önce dayak yiyip sonra dertlerinin dinlenmesinden ötürü, halk arasında polisleri tanımlamak için ‘aynasız’ ifadesi kullanılmaya başlamış ve bu ifade cumhuriyet dönemine de taşınmıştır. Yani polislerin haydutlara benzetilmesinden dolayı haydutların pis ve kirli oluşlarıyla bağdaştırılması sonucu polislere ‘aynasız’ denilmeye başlanmıştır.

            Tabii ki bu bilgi için kesin olarak doğrudur diyemem ama bana göre bu hikaye diğer iki hikayeye nazaran kronolojik olarak daha tutarlı ve akla daha mantıklı gelen bir hikaye.

Hüseyin Recep Demirci içeriklerini beğendin mi? Sosyal medyada takip edin!
Abonelik
Bildir
guest
0 Yorumlar
Satır içi yorumlar
Tüm yorumları görüntüleyin
Hüseyin Recep Demirci içeriklerini beğendin mi? Sosyal medyada takip edin!

Okuyucuların Beğendiği İçerikler

Birçok kişinin ‘’zor ama maaşı iyi, garanti meslek gibi’’ düşünceleriyle ün kazanmış bir bölüm olan tıp fakültesini size en ince detaylarıyla aktaracağım. Öncelikle fakülteye gelmeden önce kendinizi ilk gün yapılacak çaylak şakasına ve ileri zamanlarda daha siz TUS isimli bölüm seçmenize yarayan sınava girmeden ‘’Sen ne doktorusun? ‘’ veya diş hekimliği ayrı bir bölüm olmasına […]
Yaşanan herhangi bir gün hiç yaşanmasaydı, her şey daha farklı olur muydu? Misal dün hiç yaşanmasaydı veyahut bundan yıllar önce bir gün hiç yaşanmasaydı yine aynı mıydı hayatınız? Kadere inanmak subjektif bir bakış açısı olarak görünebilir ancak hayatın akışı olarak farklı bir yerden durumu ele alabiliriz. Bütün malzemeleri özene bezene kesip, doğrayıp harika bir yemek […]
Herkesin ölmeden görmek isteyeceği bir yer vardır. Yoksa da henüz keşfetmemiştir… Benim için burası Norveç. “Soğuk Cennet” veyahut “Kuzeyin İncisi” denilen bu ülkenin lanse ettiği imajı bir görseniz aşık olmamak elde değil. O yüzden henüz kendi ülkenizi keşfetmediyseniz ileride belki yol arkadaşım olabilirsiniz! Norveç ”Soğuk Cennet” Ülkenin yönetim biçimi anayasal monarşi ve başkenti Oslo‘dur. 385,207 […]
Her kitap ayrı güzel, dünyasına girdikten sonra… Ama bazı başyapıtlar vardır, gerçekten okumak zevk verir. Okudukça içine düşer, yeni bir dünyanın kahramanı olursunuz. Herkes için değişebilecek bir liste… Daha iyisi varsa da ben okuduğum kadarını biliyorum ve bunlar şu an en iyisi! Daha birçok türde konuşulacak kitaplar olsa da üç ayrı türde üç başyapıt derledim, […]

İlgini Çekebilir

Çoğumuzun, adını belki de hiç duymadığı fakat yaşamımızda denk gelebileceğimiz, farkında ve bilinçli olduğumuz takdirde erken tanı ve tedavi seçeneklerini düzenleyebileceğimiz, benim ise özel eğitim alanında tanıştığım bir sendromdan bahsetmek istiyorum sizlere: DiGeorge Sendromu. DiGeorge Sendromu (DGS) 22. kromozomun (22q11) delesyonu (kromozomun bağlı bulunduğu parçadan kopup silinmesi, yok olması) ya da translokasyonu (kopan veya kaybolan […]
“Sisyphus’u gördüm, korkunç işkenceler çekerken: yakalamış iki avucuyla kocaman bir kayayı ve de kollarıyla bacaklarıyla dayanmıştı kayaya, habire itiyordu onu bir tepeye doğru, işte kaya tepeye vardı varacak, işte tamam, ama tepeye varmasına bir parmak kala, bir güç itiyordu onu tepeden gerisin geri, aşağıya kadar yuvarlanıyordu yeniden baş belası kaya, o da yeniden itiyordu kayayı, […]
Bugün 10 Mart 2022. Gülistansız 796. gün “Ne durumdayım biliyor musunuz? Ölüm Allah’ın emri, ölüm dünyada var. Gençlerin ölümü zor ama biz her gün yeniden ölüyoruz. Her gün… Toprağa bile basmaya kıyamıyorum, acaba kızım içinde olabilir mi diye. “ 21 yaşında, Tunceli’de bir üniversite öğrencisiydi Gülistan Doku. 5 Ocak 2020 tarihinden bu yana haber alınamıyor. […]
Bir girişim fikriniz var ve bu alanda bir marka oluşturmak istiyorsunuz ya da henüz küçük bir işletmesiniz ve işletmenizi büyütüp kârınıza kâr katmak istiyorsunuz. İşte bu yolda atmanız gereken ilk adım markalaşmak olmalıdır. Peki marka nedir?                Marka yalnızca kalabalık bir pazarda sizi diğerlerinden ayıran isim, logo ve slogandan ibaret değildir. Markanız insanların sizinle etkileşimde […]