Çin’de ortaya çıktıktan sonra hızlı bir biçimde tüm dünyayı etkisi altına alan Korona Virüsü salgınına karşı, ülkeler virüsün yayılmasını önlemek amacıyla karantina uygulama yolunu tercih etti. Karantina tedbirleri ülkelere göre farklılıklar gösterse de, birçok ülkede yaşamın adeta durma noktasına geldiğini ve milyarlarca insanın evlerine kapandığını söylemek mümkün. Bu süreçten ekonomi, sağlık, eğitim ve daha birçok sektör etkilendi. Ancak biz bu sektörlerde yaşanılanları değil, bu sürecin doğaya nasıl yansıdığını konuşacağız.
Bilim ve teknolojide her ne kadar gelişmiş olsak da, hala ne gidebileceğimiz yaşanılabilir bir gezegen, ne de o gezegene nasıl gidebileceğimizi keşfedebilmiş değiliz. Bu da demek oluyor ki milyarlarca yıldır bize yuva olan dünyamızda bir süre daha yaşamak zorundayız. Buna rağmen biz insanlık olarak bu gerçeği görmezden gelerek dünyamızı kirletmeye, doğal çevremizi adeta katletmeye devam ediyoruz.
Ama son günlerde evlerimize kapanmamız ile birlikte doğaya uyguladığımız bu zulüm büyük oranda azaldı. Dünyanın her tarafında çevre kirliliğinin azaldığına, akarsuların berraklaştığına ve canlıların insanlar nedeniyle terk etmek zorunda kaldığı yaşam alanlarına geri döndüklerine dair muazzam görüntüler ortaya çıkıyor. Bu görüntülerin birkaçına göz atalım.
Korona Virüsü pandemisinden en çok etkilenen ülkelerden birisi olan İtalya’nın Venedik şehrinden gelen görüntüde kanalların tekrar balıklar ve kuğular ile dolduğu görülüyor.

Aşağıdaki uydu görüntülerinde ise Çin üzerindeki hava kirliliğinin çok büyük ölçüde azaldığı net bir biçimde gözüküyor.

Doğamızı sonsuz kaynaklara sahipmişiz gibi kullanıp onu harap ederken belki de o, bu pandemi ile güçlünün kendisi olduğunu bize hatırlatmak istiyor. Ancak biz insanlar, doğanın bu çağrısına kulak vermekten kaçınmaya devam ediyoruz.