fbpx

Başlığımın amacı neden lider olan Amerika ve 320 milyon insanın seçtiği bir insan, bütün dünya insanlarını ilgilendiriyor. Yakın zamanda gerçekleşecek olan seçimler dünyada neleri etkiliyor? Şu an bu yazıyı evinden veya telefonundan okuyan sen, bu konu seni neden ilgilendiriyor?

Öncelikle değinmemiz gereken en büyük etken Amerika’nın şirketleridir. Dünyada kurmuş olduğu bu özel sektör ve pragmatik düşünce çerçevesinde gelişen bir dünya düzenine neden maruz kalıyoruz? Bu düzende yaşayarak kimlere, hangi sisteme hizmet ediyoruz. Hepimiz tüketiyoruz. İhtiyacımız olsun, olmasın; gerekli veya değil bir şeyler alıyoruz ya da satıyoruz. İşte tüm mesele burada. Alışveriş yaparken bile kullandığımız para dolar karşılığında basılan para. Bunu size şu şekilde açıklayayım: Dünya ticareti dolar ile gerçekleşiyor. Ülkelerin ne kadar dolar rezervi varsa o kadar zengin veya ne kadar altın rezervi varsa o kadar güçlü ve dengeli bir ekonomi. Doların kadar para basabilirsin ancak bu şekilde 1 TL = 1 dolar olur. Ancak enflasyon ve faiz karşısında fakirleşeceğin için sürekli toplumu desteklemen gerekir bunlara ilave olarak bir de artı değer yaratamayan ve üretmeyen, ithalatı ihracattan yüksek bir ülke olursan işte o zaman her geçen gün fakirleşirsin ve diğer ülkelerle bulunan rekabet içinde rakiplerimiz bizim önümüze geçer. Bu durumda yavaş yavaş toplum olarak kapitalizm dediğimiz canavarın pençeleri arasında erimiş oluruz. Refahı düşük, karnı aç olan bir toplum; eğitilemez, gelişemez ve kültür-sanat konularında her geçen gün eskiyi anarak geçirir. Bu paragrafta daha anlaşılır ve kendinizle karşılaştırmanız için bu şekilde bir örnek ile açıklamak istedim. Bu durum Ukrayna’da yaşayan veya Güney Afrika’da olan bir genç için farklı değil. Tüm insanlık için aynı. Eğer ticaret yapmak istiyorsan pazar, dolarla ve çok dolara sahip olmak istiyorsan Amerika senden her zaman bir taviz isteyecek. Bunlara nasıl göğüs germemiz gerekir, asıl değinmemiz gereken konu bu. Şeytanın kurduğu düzende şeytana karşı savaşamazsın. Eğer oyunu kurallarına göre oynamayacaksan ilk önce kendi kendine yönetilebilen ve kendine yetebilen bir ülke olacaksın. Bu kadar basit, sonra da istediğin ekonomik düzeni kuracaksın. İlk önce teoride ardından pratikte bunları yaparken seni engellemeye çalışan koskoca bir canavar olacak, ona karşı dik durabileceksin, bu kadar.

Peki Amerika bu düzeni nasıl kurdu?

Kesinlikle bu düzeni Amerika kurmadı, bu düzen insanlık var olduğu andan beri vardı. Sadece son 100 yıldır güçlü olan Amerika ve sistemi kontrolünde tutan onlar. Dünya savaşlarında güçsüzleşen ve kan kaybeden eski kıta bu gücünü yeni kurulan ve güçlü temeller üzerine inşa edilen yeni kıtaya bıraktı, durum bundan ibaret. 1945’ten 1990’a kadar diyebileceğimiz Soğuk Savaş Dönemi’nde 2 kutuplu dünya 1990’dan sonra tek kutup oldu, tek eksen oldu. Bu da Amerika. Günümüz dünyasının Roma’sı, Osmanlısı olan Amerika.

Kurulan bu yeni Roma’nın bir de lejyonları olmalıydı…

Amerika adeta bir ahtapotun küçük bir topu sarması gibi tüm dünyaya yayılmış, dünyanın hemen hemen her noktasında askeri bulunan bir ülkedir. Bu kollar gerektiğinde demokrasi götürür, gerektiğinde petrol ve para getirir. Amerika ne isterse, onlar için ne önemli ise onun için kullanılır ve bütün dünya kuruluşlarında bunların hepsi barış gücü olarak nitelendirilir. Hollywood’da kesinlikle bu konularla ilgili bir film çekilir ve kurtarıcı olan Amerikan birlikleri her zaman zafer kazanır. Rambo filmi mesela izleyenler bilirler ve birçoğumuz izlemişizdir. Heh işte o savaşı Vietnam kazandı. Büyük sürpriz oldu bir çoğumuza.

Amerika sadece parasını değil yaşam tarzını ve kültürünü pazarlıyor ve satıyor. Dünyanın her yerinde, en komünist ülkelerinde bile mutlaka hamburger ve fastfood kültürü ile karşılaşırsınız. Fark ediyorum da Amerika’ya en çok saldıran kişiler aslında Amerika’yı en çok kıskanan insanlar ve ben de çok kıskanıyorum bu gücü, bu yapıyı, ticaret sistemlerini ama yiğidi öldürüp hakkını vermek gerekir; adamlar başarılı ve sürekli değişip gelişiyorlar. Bizler nesil olarak babalarımızın ve dedelerimizin yaptığı hataları yapmayıp bu düzene bir çomak sokabiliriz. Umutlu olmak vizyonlu bir bakış açısı ile ileriye, daima ileriye gitmemiz gereklidir.

Bütün bunları söylediklerimi dikkatlice okuduktan sonra Amerikan başkanı neden önemli anlaşmışsınızdır sanırım?

Teşekkürler…

Abonelik
Bildir
guest
0 Yorumlar
Satır içi yorumlar
Tüm yorumları görüntüleyin

Okuyucuların Beğendiği İçerikler

Birçok kişinin ‘’zor ama maaşı iyi, garanti meslek gibi’’ düşünceleriyle ün kazanmış bir bölüm olan tıp fakültesini size en ince detaylarıyla aktaracağım. Öncelikle fakülteye gelmeden önce kendinizi ilk gün yapılacak çaylak şakasına ve ileri zamanlarda daha siz TUS isimli bölüm seçmenize yarayan sınava girmeden ‘’Sen ne doktorusun? ‘’ veya diş hekimliği ayrı bir bölüm olmasına […]
Yaşanan herhangi bir gün hiç yaşanmasaydı, her şey daha farklı olur muydu? Misal dün hiç yaşanmasaydı veyahut bundan yıllar önce bir gün hiç yaşanmasaydı yine aynı mıydı hayatınız? Kadere inanmak subjektif bir bakış açısı olarak görünebilir ancak hayatın akışı olarak farklı bir yerden durumu ele alabiliriz. Bütün malzemeleri özene bezene kesip, doğrayıp harika bir yemek […]
Herkesin ölmeden görmek isteyeceği bir yer vardır. Yoksa da henüz keşfetmemiştir… Benim için burası Norveç. “Soğuk Cennet” veyahut “Kuzeyin İncisi” denilen bu ülkenin lanse ettiği imajı bir görseniz aşık olmamak elde değil. O yüzden henüz kendi ülkenizi keşfetmediyseniz ileride belki yol arkadaşım olabilirsiniz! Norveç ”Soğuk Cennet” Ülkenin yönetim biçimi anayasal monarşi ve başkenti Oslo‘dur. 385,207 […]
Her kitap ayrı güzel, dünyasına girdikten sonra… Ama bazı başyapıtlar vardır, gerçekten okumak zevk verir. Okudukça içine düşer, yeni bir dünyanın kahramanı olursunuz. Herkes için değişebilecek bir liste… Daha iyisi varsa da ben okuduğum kadarını biliyorum ve bunlar şu an en iyisi! Daha birçok türde konuşulacak kitaplar olsa da üç ayrı türde üç başyapıt derledim, […]

İlgini Çekebilir

Çoğumuzun, adını belki de hiç duymadığı fakat yaşamımızda denk gelebileceğimiz, farkında ve bilinçli olduğumuz takdirde erken tanı ve tedavi seçeneklerini düzenleyebileceğimiz, benim ise özel eğitim alanında tanıştığım bir sendromdan bahsetmek istiyorum sizlere: DiGeorge Sendromu. DiGeorge Sendromu (DGS) 22. kromozomun (22q11) delesyonu (kromozomun bağlı bulunduğu parçadan kopup silinmesi, yok olması) ya da translokasyonu (kopan veya kaybolan […]
“Sisyphus’u gördüm, korkunç işkenceler çekerken: yakalamış iki avucuyla kocaman bir kayayı ve de kollarıyla bacaklarıyla dayanmıştı kayaya, habire itiyordu onu bir tepeye doğru, işte kaya tepeye vardı varacak, işte tamam, ama tepeye varmasına bir parmak kala, bir güç itiyordu onu tepeden gerisin geri, aşağıya kadar yuvarlanıyordu yeniden baş belası kaya, o da yeniden itiyordu kayayı, […]
Bugün 10 Mart 2022. Gülistansız 796. gün “Ne durumdayım biliyor musunuz? Ölüm Allah’ın emri, ölüm dünyada var. Gençlerin ölümü zor ama biz her gün yeniden ölüyoruz. Her gün… Toprağa bile basmaya kıyamıyorum, acaba kızım içinde olabilir mi diye. “ 21 yaşında, Tunceli’de bir üniversite öğrencisiydi Gülistan Doku. 5 Ocak 2020 tarihinden bu yana haber alınamıyor. […]
Bir girişim fikriniz var ve bu alanda bir marka oluşturmak istiyorsunuz ya da henüz küçük bir işletmesiniz ve işletmenizi büyütüp kârınıza kâr katmak istiyorsunuz. İşte bu yolda atmanız gereken ilk adım markalaşmak olmalıdır. Peki marka nedir?                Marka yalnızca kalabalık bir pazarda sizi diğerlerinden ayıran isim, logo ve slogandan ibaret değildir. Markanız insanların sizinle etkileşimde […]