Başlığımın amacı neden lider olan Amerika ve 320 milyon insanın seçtiği bir insan, bütün dünya insanlarını ilgilendiriyor. Yakın zamanda gerçekleşecek olan seçimler dünyada neleri etkiliyor? Şu an bu yazıyı evinden veya telefonundan okuyan sen, bu konu seni neden ilgilendiriyor?
Öncelikle değinmemiz gereken en büyük etken Amerika’nın şirketleridir. Dünyada kurmuş olduğu bu özel sektör ve pragmatik düşünce çerçevesinde gelişen bir dünya düzenine neden maruz kalıyoruz? Bu düzende yaşayarak kimlere, hangi sisteme hizmet ediyoruz. Hepimiz tüketiyoruz. İhtiyacımız olsun, olmasın; gerekli veya değil bir şeyler alıyoruz ya da satıyoruz. İşte tüm mesele burada. Alışveriş yaparken bile kullandığımız para dolar karşılığında basılan para. Bunu size şu şekilde açıklayayım: Dünya ticareti dolar ile gerçekleşiyor. Ülkelerin ne kadar dolar rezervi varsa o kadar zengin veya ne kadar altın rezervi varsa o kadar güçlü ve dengeli bir ekonomi. Doların kadar para basabilirsin ancak bu şekilde 1 TL = 1 dolar olur. Ancak enflasyon ve faiz karşısında fakirleşeceğin için sürekli toplumu desteklemen gerekir bunlara ilave olarak bir de artı değer yaratamayan ve üretmeyen, ithalatı ihracattan yüksek bir ülke olursan işte o zaman her geçen gün fakirleşirsin ve diğer ülkelerle bulunan rekabet içinde rakiplerimiz bizim önümüze geçer. Bu durumda yavaş yavaş toplum olarak kapitalizm dediğimiz canavarın pençeleri arasında erimiş oluruz. Refahı düşük, karnı aç olan bir toplum; eğitilemez, gelişemez ve kültür-sanat konularında her geçen gün eskiyi anarak geçirir. Bu paragrafta daha anlaşılır ve kendinizle karşılaştırmanız için bu şekilde bir örnek ile açıklamak istedim. Bu durum Ukrayna’da yaşayan veya Güney Afrika’da olan bir genç için farklı değil. Tüm insanlık için aynı. Eğer ticaret yapmak istiyorsan pazar, dolarla ve çok dolara sahip olmak istiyorsan Amerika senden her zaman bir taviz isteyecek. Bunlara nasıl göğüs germemiz gerekir, asıl değinmemiz gereken konu bu. Şeytanın kurduğu düzende şeytana karşı savaşamazsın. Eğer oyunu kurallarına göre oynamayacaksan ilk önce kendi kendine yönetilebilen ve kendine yetebilen bir ülke olacaksın. Bu kadar basit, sonra da istediğin ekonomik düzeni kuracaksın. İlk önce teoride ardından pratikte bunları yaparken seni engellemeye çalışan koskoca bir canavar olacak, ona karşı dik durabileceksin, bu kadar.
Peki Amerika bu düzeni nasıl kurdu?
Kesinlikle bu düzeni Amerika kurmadı, bu düzen insanlık var olduğu andan beri vardı. Sadece son 100 yıldır güçlü olan Amerika ve sistemi kontrolünde tutan onlar. Dünya savaşlarında güçsüzleşen ve kan kaybeden eski kıta bu gücünü yeni kurulan ve güçlü temeller üzerine inşa edilen yeni kıtaya bıraktı, durum bundan ibaret. 1945’ten 1990’a kadar diyebileceğimiz Soğuk Savaş Dönemi’nde 2 kutuplu dünya 1990’dan sonra tek kutup oldu, tek eksen oldu. Bu da Amerika. Günümüz dünyasının Roma’sı, Osmanlısı olan Amerika.
Kurulan bu yeni Roma’nın bir de lejyonları olmalıydı…
Amerika adeta bir ahtapotun küçük bir topu sarması gibi tüm dünyaya yayılmış, dünyanın hemen hemen her noktasında askeri bulunan bir ülkedir. Bu kollar gerektiğinde demokrasi götürür, gerektiğinde petrol ve para getirir. Amerika ne isterse, onlar için ne önemli ise onun için kullanılır ve bütün dünya kuruluşlarında bunların hepsi barış gücü olarak nitelendirilir. Hollywood’da kesinlikle bu konularla ilgili bir film çekilir ve kurtarıcı olan Amerikan birlikleri her zaman zafer kazanır. Rambo filmi mesela izleyenler bilirler ve birçoğumuz izlemişizdir. Heh işte o savaşı Vietnam kazandı. Büyük sürpriz oldu bir çoğumuza.
Amerika sadece parasını değil yaşam tarzını ve kültürünü pazarlıyor ve satıyor. Dünyanın her yerinde, en komünist ülkelerinde bile mutlaka hamburger ve fastfood kültürü ile karşılaşırsınız. Fark ediyorum da Amerika’ya en çok saldıran kişiler aslında Amerika’yı en çok kıskanan insanlar ve ben de çok kıskanıyorum bu gücü, bu yapıyı, ticaret sistemlerini ama yiğidi öldürüp hakkını vermek gerekir; adamlar başarılı ve sürekli değişip gelişiyorlar. Bizler nesil olarak babalarımızın ve dedelerimizin yaptığı hataları yapmayıp bu düzene bir çomak sokabiliriz. Umutlu olmak vizyonlu bir bakış açısı ile ileriye, daima ileriye gitmemiz gereklidir.
Bütün bunları söylediklerimi dikkatlice okuduktan sonra Amerikan başkanı neden önemli anlaşmışsınızdır sanırım?
Teşekkürler…