Müzik gerçekten ruhun gıdası mıdır? İşte yine bir garip soru, doğuracağı birçok cevap… Bence evet, müzik ruhun gıdasıdır. İçinizi huzurla doldurur müzik; bütün enerjilerinizi, duygu durumlarınızı dengeler, ruhunuzu besler, rahatlatır… İyileştirme gücü dahi vardır müziğin. Aslında çok yönlüdür. Bazen ninniye bürünür ve küçük bir bebeğe ağlamayı men eder, mışıl mışıl uykuya daldırır. Bazen bir konserde gümbür gümbür coşturan bir tona bürünür müzik… Bazen bir ayrılığa şahit olan, kafedeki arka plan müziğidir… Bazen doğum gününüzde duyarsınız; iyi ki doğdun..! Bazen cenazenizde bir ağıt, feryat, figan olur müzik. Esasında müzik, hayatın her alanında vardır..
Ancak müzik gibi insanın içini gıdıklayan bu harika sanatın en ilginç ve en güzel bulduğum bir özelliğinden bahsedeceğim… Anıları hapsetmesi! Sanki bir fotoğraf karesi gibi öyle keskin bir şekilde yer ediyor ki… Bazen çok saçma, önemsiz bir anı bu; bazense özel… Bir yerde bir olay yaşanırken çalan bir şarkı yıllar sonra duyduğunuzda unuttuğunuz o ana sizi geri götürmüyor mu? Tam da o resme, bölük pörçük bir anıya… Ne öncesi ne sonrası hatırlanmıyor, zaten o şarkıyı duyana kadar belki öyle bir an yaşadığınızı bile hatırlamıyorsunuz. Ancak duyduğunuzda içinizde sakladığınız bir yaşanmışlık bir anda gün yüzüne, gözlerinizin önüne geliyor..
Benim en sevdiğim müzikler; sözsüz olanlarıdır. Çünkü kendi düşüncelerimde dolanmayı hep sevmişimdir ve sözlü iken aklımı delicesine karıştırıyor. Onun aksine klasik müzikler dinlerken öylesine rahatlıyor ve huzur doluyorum ki… Bir de her an müzik dinlemek istiyorum… Öyle ki; çamaşır katlarken, yolda yürürken, kitap okurken, yazı yazarken, ders çalışırken, üzerimi giyerken, saçımı kurularken, yemek yaparken, bilgisayarda dolanırken… Hatta ve hatta bazen dizi izlerken telefondan müzik açtığım bile oluyor desem, yalan sayılmaz! Ancak bunlar hep belirli birkaç üstattan oluyor… Her an insanın müzik dinleme isteğiyle dolup taşması ne garip… Uyurken dahi bir ninniye ihtiyaç duyuyoruz, henüz dünyadaki ilk yıllarımızda hem de…
Burada sizlere çok beğendiğim birkaç müzik bırakacağım, eminim bir yerlerde birkaçınız bu notalara rastlamıştır! Klasik müziğin üstadı kabul görülen Beethoven ve Mozart bu tabiri sonuna kadar hak ediyor elbet… Ancak burada birçok klasik müzik bırakacağım, birçok insandan… Bilhassa yazı yazarken, çalışırken bu müziklerde kaybolup gitmeyeceğinize emin iseniz dinleyin, kendinizden bir parça da bulabilirsiniz bu harika şarkılarda…
Mozart – Eine Kleine Nachtmusik
Chopin – Nocturne op.9 No.2
Mozart – Symphony No.40
Leo Delibes – The Flower Duet
Chopin – Funeral March
Evgeny Grinko – Once Upon A Time
Ludovico Einaudi – Experience
Stefan Andre (Bütün eserleri birbirinden harika diye düşünüyorum. Özellikle bahsetmek istedim, çünkü burada yer verdiğim diğer sanatçılar bilinen, bilinmesi gereken klasik müzikçiler. Ancak bu yetenek çok bilinmiyor, ben şahsen hayatımın her anında Stefan Andre’nin notalarını dinlemeye bayılıyorum…) – Tütün Ağacı