Kalabalık bir caddede yürürken telefonla konuşan bir kadının sesini duyuyorsunuz ve konuştuğu sesleri nota olarak anında tanıyabiliyorsunuz. Ağaçların arasında yürüyorsunuz ve kuş sesleri duyuyorsunuz. Si majör tonunda mı ötüyor, la majör mü ayırt edebiliyorsunuz. Yürüyüşünüzü bitirip eve geldiğinizde dahi duyulan kuş sesini aynı şekilde hatırlayabiliyorsunuz. Heyecan verici değil mi? İşte doğuştan gelen bu yeteneğe “Mutlak Kulak” veya “Absolut Kulak” deniyor.
Arkansas Üniversitesi’nden Elizabeth Margulis’e göre yeryüzündeki her 10 bin insandan birisi bu yeteneğe sahip. Bu yetenek doğuştan gelebildiği gibi sonradan da kazanılabiliyor. Mutlak kulak yeteneğine sahip bir insan seslerin uyumuna ve ses aralıklarına oldukça hakim. Bu sayede çoğu kişi tarafından fark edilmeyen detonasyonu anında fark edebiliyor. (Detone, sürtone olma durumu.) Bu yetenek ilk başta kulağa hoş gelse de gelin şimdi dezavantajlarını ele alalım. Senfonik eserlerde enstrümanların küçücük ses uyumu problemleri yaşamaları bu kişiler tarafından fark ediliyor ve kişiye rahatsızlık veriyor. Detone bir vokali duyduğunuz anı hatırlayın. Mutlak kulak yeteneğine sahip kişiler bu tat kaçıran anı çok daha fazla yaşıyorlar. Hatta bazı nörolojik araştırmalar bize gösteriyor ki mutlak kulak yeteneğine sahip olmak müzik dinlemeye, beste yapmaya engel teşkil edebiliyor. Nörolog Oliver Sacks’ın yazdığı “Müzikofili” adlı kitapta mutlak kulağa sahip Steven Frucht’ın yaşadığı deneyimler de anlatılır. Frucht müzik dinlerken notaların ne kadar doğru olduğu ile ilgilenmekten, piyanonun akordunun doğru olduğuna emin olmaya çalışmaktan dolayı armoniyi duymakta zorlanır.
Mutlak kulağa sahip birisi Slayer ile Blue Blues Band’in armonilerindeki duygusal farkı anlayamayabilir.
Öte yandan bu yeteneğe sahip birisi müzisyense işler değişebilir. Mutlak kulak yeteneğine sahip müzisyen, mesleki açıdan avantajlıdır.
Doğuştan mutlak kulak yeteneğine sahip ünlülerden birisi de Türk piyanist Anjelika Akbar. Yeteneği henüz dört yaşındayken fark edilmiş ve konservatuar okumak için Türkiye’ye taşınmış.

Sonuç olarak “Mutlak Kulak” yeteneği kulağa çok havalı gelse de müzikal kompozisyon söz konusu olduğunda işler farklılaşıyor. Bu yetenekle doğan Mozart ve Beethoven’a bakarak hiçbir müzisyen şevkini kırmamalı. Oliver Sacks’in de belirttiği üzere, Wagner de Schumann da mutlak kulağa sahip değildi, yine de gayet iyi idare ediyorlardı.