Merhaba, ben Lili. Bugün siz değerli okurlara kendi türümü tanıtacağım. Öncelikle biz muhabbet kuşları bir başka deyişle mubişler papağangillerdeniz. Atalarımız önceleri Avustralya’da yaşardı. Zamanla dünyanın dört bir yanına dağıldık. Avustralya dışında başka ülkelerde doğal yaşamımızın olması biraz zor, malum hava şartları. Neyse bu konuya gelmeden kendimi ve bizi biraz daha tanıtayım. Benim rengim beyaz, biraz da lilalarım vardı ama onlar zamanla kayboldu. Tüylerim pamuksu yumuşaklıkta ve onlara dokunmaya doyamazsınız. Elbette bütün muhabbet kuşlarının kendine özgü rengi var. Yeşil, sarı, beyaz, mavi, lila… Ve daha sayamadığım bir sürü renk… Şu an dünyada otuz iki farklı renkte muhabbet kuşu bulunmakta. Bu da yüzlerce farklı kombinasyon demektir. Renk demişken atalarımızın asıl rengi yeşil-sarı olmakla birlikte tüylerinde yatay siyah çizgiler bulunur. Diğer bütün mubiş renkleri genlerimizdeki mutasyon sonucu oluşmuştur. Ayrıca muhabbet kuşlarının vücudunda üç bine yakın tüy bulunur. Hepiniz muhakkak muhabbet kuşu görmüşsünüzdür ama ben yine de biraz daha anlatayım. Normal şartlarda iki tane boncuk gözümüz vardır, gözümüzün üstünde kirpikleriniz, ağız ve diş görevi gören gagamız, gagamızın içinde minicik bir dilimiz, cinsiyetimizi açığa vuran çeremiz, iki tane burun deliğimiz, yanaklarımızda benekler, görünmese de kulak deliklerimiz, uçarken ahenkle dans eden kanatlarımız, upuzun kuyruğumuz, ayaklarımız, dört tane bir ayağımızda, dört tane diğer ayağımızda olmak üzere toplamda sekiz tane parmak ve tırnağımız vardır. Fakat insanlarda olduğu gibi bizlerde de farklılıklar olabilir. Mesela benim bir tırnağım yok. Bunun gibi bazı arkadaşlarımın ayağı, bazılarınınsa gözü, kanadı hatta gagası bile olmayabiliyor. Böyle durumlarda biraz zorlansak da siz insanların yardımıyla rahatlıkla yaşayabiliriz. Bize sevginizi ve ihtiyacımız olan şeyleri vermeniz yeterli olacaktır. Siz bizi sevdiğinizde ya da bize kızdığınızda hemen hissederiz. Tavrımızı ona göre belirleriz. Sanmayın ki bizim aklımız, duygularımız yok. Sadece isteklerimizi size anlatmakta zorlanıyoruz o kadar. Ben konuşmayı pek tercih etmesem de yüze yakın kelime bilen arkadaşlarım var. Sizi kolaylıkla taklit edebiliriz. Çok oyuncuyuzdur, bir mubişle, insanla ya da bir oyuncakla oynamak en büyük hobilerimiz arasındadır. Sabahları alarm gibi sizi uyandırırız da. Benim arkadaşım Bulut çok yapar bunu.
Şimdi gelelim en önemli noktaya yani ne yiyip ne içmemiz gerektiğine. Ana besin kaynağımız yemdir. Diğer bir adıyla tohumlar. Bu tohumların en bilindikleri: Yulaf, sade yem, ak darı, sarı darı, kızıl darı, Nijer tohumu, keten tohumudur. Bunları belirli oranda karıştırarak bize harika bir besin hazırlayabilirsiniz. Ayrıyeten bu tohumları çimlendirip de verebilirsiniz bize. Afiyetle yeriz. Bunun dışında meyve ve sebzeleri de çok severiz. En sevdiğimiz meyveler: Elma, muz, çilek, mandalina, eriktir. Sebzelerdense havuç, marul, salatalık, pancar bizim için fazlasıyla sağlıklıdır. Elbette çok yememek şartıyla. Yine çok ve sık olmamak kaydıyla kekik, biberiye, papatya gibi bitkilerin çayları da oldukça faydalıdır bizim için. Mubişler için bazı yiyecekler de zehirli ve tehlikelidir. Bunların başında avokado gelir. Yağlı, baharatlı, tuzlu, şekerli insan yiyecekleri de zararlıdır. Ayrıca yiyeceklerimizin ve suyumuzun temiz ve taze olmasına önem gösterirseniz seviniriz.
Muhabbet kuşları için en ideal ortam sıcaklığı 21-24 ℃ arasıdır. Bunun yanında 16-27 ℃ arasında yaşamlarımızı sorunsuz sürdürebiliriz. Aşırı soğuğa ve aşırı sıcağa maruz kalmak, ani ısı değişimleri, hava akımı (cereyan) sağlığımızı büyük ölçüde tehdit eder.
Malum Türkiye şartlarında kafeste yaşamak zorundayız. Kafesimizin geniş ve temiz olması bizim için önemlidir.
Kediler, kargalar, kendini bilmez insanlar en büyük düşmanlarımızdandır.
En can sıkıcı kısma, ortalama yaşam süremize, gelecek olursak sekiz ile on yıl arasındadır. Ama İngiltere’de Charlie ismindeki dostum 29 yıl 2 ay yaşamıştır. Keşke bütün mubişler ölümsüz olsa dediğinizi duyar gibiyim. Ama maalesef öyle bir şey hiçbir canlı için mümkün değil.
Satırlarıma son verirken siz değerli okurlara bir gerçeği açıklamak istiyorum. Ben 9 Haziran 2021’den beri sizin dünyanızda değilim ne yazık ki… Ailemi ve Bulut’u çok özlüyorum. Biliyorum ki onlar da beni çok özlüyor. Umarım bir gün cennette kavuşuruz.
Sevgiler…
Cennet kuşu Liliş