Rize yeşilin maviye, mavinin yeşile hasret olmadığı memleket…
Öyle bir yer ki çay bahçeleriyle süslenmiş, vadilerle ayrılmış, yaylalarıyla bulutlar arasında gizlenmiş ve bozulmamış tabiatıyla Karadeniz’in incisi olarak insanını adeta büyüleyen bir şehir.
Karadeniz malum Türkiye’nin en çok yağış alan bölgesi olduğu için başta her zaman bu bölgede yağmur yağma olasılığını unutmamanız gerekiyor. Ama yağmur yağması buraya gitmenize elbette engel değil. Rize’nin kıyı kesimlerinde kış ayları hava ılıman ve yağmurlu iken dağlık bölgeleri ise tam tersi çok soğuk ve karlıdır. Yıllık ortalama sıcaklık 15 olmakla birlikte en düşük sıcaklık -5 derece ile Ocak ayında görülür. En sıcak olduğu dönem ise Temmuz ayıdır. Bu durumda Rize’ye gidilecek en iyi dönem Mayıs ila Eylül aylarıdır. Rize’ye ne zaman giderseniz gidin yanınızda mutlaka yağmurluk bulundurun.
Konaklama ihtiyacı için ise çeşitli kent oteli, butik otel ve tatil oteli hizmeti sunulur. Kampseverlerin de unutulmadığı Rize’de doğayla iç içe ve bol oksijenli havada güne uyanabilir, izin verilen yerlerde kamp kurabilirsiniz. Son zamanlarda ilgi gören bungalovlarda keyifli saatler geçirebilirsiniz.
Rize kültürel açıdan da zengin içeriklidir. Rize camileri bölgenin zengin mimari özelliklerinin etkisi altında kalmış ve mahalli özellikleri bünyesinde barındıran yapılardır. Yapı malzemesi olarak genellikle ahşap ve taş malzeme kullanılmıştır. Rize kent merkezindeki İskender Cafer Paşa Camisi Osmanlı klasik devrine bir örnektir. Diğer camiler ise yakın zamanlarda onarım görmüştür. Kent genelinde Ortaçağ’a uzandığı düşünülen çok sayıda kale bulunur. Savunma amaçlı oldukları düşünülmektedir. Doğu Karadeniz Bölgesi’nde benzer kale yapıları Trabzon ve Giresun kentlerinde de görülmektedir. Yerleşim açısından stratejik konuma sahiptirler. Çevresini korumak, haberleşmek, yeterince askerî kuvveti barındırmak için tesis edildikleri düşünülmektedir. Rize’nin deniz seviyesinden 2000 metre yüksekliğe ve 50 metrelik bir mesafeye ulaşan topografyası oldukça dik yamaçlar ortaya çıkarır. Yükseklerden denize hızla dökülen akarsular derin vadiler açarlar. Akarsu vadilerini geçip konutlara, yaylalara ve tarım alanlarına ulaşım için çok sayıda köprü inşa edilmiştir. Böylelikle kent genelindeki taş kemer köprü mimarisi oldukça gelişmiş durumdadır.
Ve bu yıl ”Çay Çarşısı” projesi kapsamında 30 metre yüksekliğinde çay bardağı anıtı inşa ediliyor. Dünyanın en büyük çay bardağı olacağı belirtilen anıt için Guinness Rekorlar Kitabı’na başvurulacak. Her çeşit çayın tadımının yapılacağı çay evleri, satış reyonları ile birlikte Rize bezi, bakır işlemeciliği, yöresel yemekler, taş değirmen, kemer köprü gibi kültürel ögelerin de yer alacağı çarşıda, 30 metre yüksekliğinde ince belli çay bardağı anıtı inşa ediliyor. 7 katlı çay bardağı anıtının içerisinde çay müzesi, çayın topraktan bardağa serüvenini anlatan 13D çay sineması ve seyir terası yer alacak.
Bir sahil kenti olmasının yanı sıra aynı zamanda dereler, göller, kaplıcalar, mesire yerleri, plajlar, şelaleler ve yaylaları ile hayran olmamak elde değil. Tabii tüm bunları yaşarken ahşap evleri-konakları, ne zaman nerede başlayacağı belli olmayan horonu ve Karadeniz insanının neşeli ve esprili hâlleri de gezinize ayrı bir renk katmaktadır. Bu güzel şehir misafirlerine trekking (doğa yürüyüşü), dağcılık, kamp, rafting, jeep safari, termal turizm, foto safari, kuş gözlemciliği, dağ bisikleti, heliski (helikopterli kayak) ve flora-fauna gibi aktiviteleri imkân sunar.
Elbette iştah kabartan o muhteşem Rize mutfağından bahsedersek en beğenilen yemekleri: muhlama, mısır ekmeği, karalahana sarması, Rize kavurması, Laz böreği, kuru fasulye, karalahana çorbası, pepeçura, turşu kavurma ve herkesin vazgeçilmezi hamsi. Çayın başkenti olarak bardak bardak çay içilmeden de Rize’ye gittim denilmez.
İnsanın içini açan bu yemyeşil memlekette gezip görülmesi gereken yerler; Ayder Yaylası, Ağaran Şelalesi, Anzer Yaylası, Ayder Kaplıcaları, Bulut Şelalesi, Çamlıhemşin Konakları, Fındıklı Çağlayan Deresi Konakları, Hüseyin Hoca Camii, Kıbledağı-Dua Tepesi, Mikron ve Ortan Köprüsü, Palovit Şelalesi, Petran Yaylası, Pokut-Sal, Rize Etnografya Müzesi, Rize Kalesi, Şenyuva Köprüsü, Yedigöller ve Zilkale gibi birçok eşsiz manzaralı turistik yerlerden oluşur.
Tatilimiz için bir fırsat olan ve Karadeniz denilince gidilmesi en çok istenen Rize’yi böyle tanıdık. Ulaşımı ise iki yoldan sağlanabilir. Kendi aracınız ile gidecekseniz yolların kötü olduğunu hatırlatmak gerekir. Diğer bir yol ise Trabzon Havalimanı’ndan geçiş yapmak olacaktır. Birçok insanın hayallerinde olan bu şehri umarım en kısa zamanda ziyaret edebiliriz.