Alevlenişini izliyorum duygularımın.
Öylece oturmuş seyrediyorum.
Mantık ile düşünmenin esiri olmuş gibiyim.
Mantıkla hareket edebilmenin esaretine yakalanmış vaziyetteyim.
Rehinim bir süredir.
Vaziyet kötü.
Mantığımın, duygu ve düşüncelerimi alıp götürmesini, sürüklemesini izliyorum.
Ablam diyor ki:
“Bu kadar dosdoğru yaşamanın ne gereği var, böylesine mantıklı ve sıkıcı olmak gerekmez. Aşk ile yaşa da gör.”
“Çok mu memnunum hâlimden?” diyorum.
Ama önüne geçemediğim şeyleri düşünüyorum.
Hiçbir bahanem yok.
Neler olduğunu apaçık şekilde biliyorum.
Cesaretimin de benim gibi esir oluşunu görebiliyorum.
Besbelli.
Çok da acı.
Yanıyor.
Alevler hızlandıkça ruhumdaki cesaret ve sevgiden kırılma sesleri geliyor.
Çıkardıkları kıvılcımları görüyorum.
Engel olabilmek nedir bilmiyorum.
Ya olabilmek, bir şey olabilmek nedir?
Bilemiyorum ile birlikte durumun fenalığını da mantığıma katıyorum.
Seyrediyorum, ben seyrettikçe geriye küller kalıyor.
Abonelik
2 Yorumlar
Eskiler