fbpx

Bir gün uykudasındır gördüğün rüyanda ki Leyla ile gerçekte aşık olduğun Leylan aynıdır. Rüyanın etkisiyle eskiye dönmek istersin. Kalbinin yeniden ona karşı atması için can attığın aşkının geri dönme arzusuna kapılışını gördüğün rüyanın işaretine sayarsın.

Fakat sen seversin Leyla gider. Bazen olmaz. Sen eskiyi istersin Leyla ise gitmeyi. Ne garip. Gidişinin garip oluşuna mı mahsun eyle yoksa sevginin ortada yapayalnız kalışına mı? Susarsın.

Onu sevdiğin ilk günlerinde ki hislerini kalbinde yeniden hissetmeyi istersin. Ama Leyla’nın gidişi susmana sebep olur. Gördüğün rüyanın etkisi ise karışık hislerinin yeniden başlangıcına vesile.

Bazen ne yapacağını bilemez duruma geldiğinde bir el ve bir sırt desteğini ararken bulursun kendini. Aklına Leyla’ya gitme isteğin gelir. Gidersin.

Ama o an Leyla’nın elini değil de sana dönük olan o sırtını görürsün. Çünkü Leylan gidiyordur. Giderken gördüğün sırtının bedelini sen hüznünle ödersin.

Oysa sen sadece yeni bir başlangıç istemişsindir.

Aslında seven bir insan Leylalara olan sevgisinin verdiği duygu hoşnutluğuna aşık oluyor.

Bu insanlar sadece bir kerelik gördüğü rüyanın etkisinden çıkamayıp yeni bir duygu arayışını Leylasına kavuşmak olarak algılayanlar gibidir.

Bazen o duygunun canlanması için bir el arayışına bir sırt desteğine ihtiyaç duyma yoksunluğunu Leyla’nın ellerinde sanırsın. Çünkü sen kendini böyle inandırmışsındır. Leyla varsa bana mutluluk var.

Ama onun elleri sana ait değildir. Senin gördüğün rüyanın bir yansımadır sadece. Bu desteklere olan hislerin karşılığını Leyla’nın sırtını görme vehameti ile son buldurursun.

Sevmek, Leylasına olan hasretin acısını çekmek değildir bunu bilirsin. O sevginin sende uyandırdığı hisleri tatmak isterken, rüyanda görmeyi isteyecek kadar bazen özlersin O’nu.

Sevmek bazen Leyla’yı özlemektir.

Ama Leyla gider…

AddText 10 30 08.32.18 225ef575

Sevmek bazen özlediğini bile dile getirememektir.

Bu tıpkı yazdığı mektubunu sonlandırırken;

“özledim” demeye utanıp “çok göresim geldi” diyen ‘Ahmet Hamdi Tanpınar’ın naifliği gibidir.

Sevmek onu özlerken ve sonra da onu gördüğünde ki rahatlığının o ince naifliğinde yatar. Dedim ya bazen olmaz.

Leyla gider. Sen bakakalırsın.

images 2 9c23b3b5

Gitmek ucuz bir eylem. Giden kaybeder. Kalan yanar. Ve insanın canını en çokta gidenler yakar. Kaç yıl geçerse geçsin. Hayatta ne kadar çok seversen bir o kadar da gitmelerle yanarsın.

Ayırır hep elim bir olay seveni. Ve her şey o insana yalan gelir. Rüya mı gerçek mi alışması zor bir yalan.

Gidenin bıraktığı kırgınlıklara olan acı dolu vehametten dolayı sevmeyi lütfedemezsin kimseye sen sadece sevmeyi göstermeyi bırakmış yüreğinde korlarla dolaşan bir yangınsındır.

Yanan kalplere suların dökülüşünden gelen rahatlıklar giden Leyla’larla solmasın hiçbir zaman. Leyla olanlar da yaktığı korların hesabını düzgün sevilmeyişlerine saysın. Bu her giden birine yeter.

Her nefes alışta Leyla diye atan kalp atışlarına sırt dönüşlerin karşılığını bir gece uykusuz kalışlarında ki uyuyamayışlarına saysın bütün Leyla’lar.

Belki gitmezler.

Giden değil kalanlardan olmak dileğiyle.

Abonelik
Bildir
guest
0 Yorumlar
Satır içi yorumlar
Tüm yorumları görüntüleyin

Okuyucuların Beğendiği İçerikler

Yazar sayımızın 300’ü aştığı şu günlerde hevesli yazarlarımıza yol gösterebilmek veya en azından daha kaliteli içerikler üretebilmeleri adına bazı ipucular vermek için bu yazıyı kaleme almaya karar verdim. Bu yazı boyunca bir dijital içeriğin nasıl yazılması gerektiğinden bahsedeceğim. Bublogta içeriklerinin bir kısmı şiir ve denemelerden oluşuyor ve bu yazıda söyleyeceğim şeyler bu içerikler için çok […]
Birçok kişinin ‘’zor ama maaşı iyi, garanti meslek gibi’’ düşünceleriyle ün kazanmış bir bölüm olan tıp fakültesini size en ince detaylarıyla aktaracağım. Öncelikle fakülteye gelmeden önce kendinizi ilk gün yapılacak çaylak şakasına ve ileri zamanlarda daha siz TUS isimli bölüm seçmenize yarayan sınava girmeden ‘’Sen ne doktorusun? ‘’ veya diş hekimliği ayrı bir bölüm olmasına […]
Yaşanan herhangi bir gün hiç yaşanmasaydı, her şey daha farklı olur muydu? Misal dün hiç yaşanmasaydı veyahut bundan yıllar önce bir gün hiç yaşanmasaydı yine aynı mıydı hayatınız? Kadere inanmak subjektif bir bakış açısı olarak görünebilir ancak hayatın akışı olarak farklı bir yerden durumu ele alabiliriz. Bütün malzemeleri özene bezene kesip, doğrayıp harika bir yemek […]
Herkesin ölmeden görmek isteyeceği bir yer vardır. Yoksa da henüz keşfetmemiştir… Benim için burası Norveç. “Soğuk Cennet” veyahut “Kuzeyin İncisi” denilen bu ülkenin lanse ettiği imajı bir görseniz aşık olmamak elde değil. O yüzden henüz kendi ülkenizi keşfetmediyseniz ileride belki yol arkadaşım olabilirsiniz! Norveç ”Soğuk Cennet” Ülkenin yönetim biçimi anayasal monarşi ve başkenti Oslo‘dur. 385,207 […]
Her kitap ayrı güzel, dünyasına girdikten sonra… Ama bazı başyapıtlar vardır, gerçekten okumak zevk verir. Okudukça içine düşer, yeni bir dünyanın kahramanı olursunuz. Herkes için değişebilecek bir liste… Daha iyisi varsa da ben okuduğum kadarını biliyorum ve bunlar şu an en iyisi! Daha birçok türde konuşulacak kitaplar olsa da üç ayrı türde üç başyapıt derledim, […]

İlgini Çekebilir

Çoğumuzun, adını belki de hiç duymadığı fakat yaşamımızda denk gelebileceğimiz, farkında ve bilinçli olduğumuz takdirde erken tanı ve tedavi seçeneklerini düzenleyebileceğimiz, benim ise özel eğitim alanında tanıştığım bir sendromdan bahsetmek istiyorum sizlere: DiGeorge Sendromu. DiGeorge Sendromu (DGS) 22. kromozomun (22q11) delesyonu (kromozomun bağlı bulunduğu parçadan kopup silinmesi, yok olması) ya da translokasyonu (kopan veya kaybolan […]
“Sisyphus’u gördüm, korkunç işkenceler çekerken: yakalamış iki avucuyla kocaman bir kayayı ve de kollarıyla bacaklarıyla dayanmıştı kayaya, habire itiyordu onu bir tepeye doğru, işte kaya tepeye vardı varacak, işte tamam, ama tepeye varmasına bir parmak kala, bir güç itiyordu onu tepeden gerisin geri, aşağıya kadar yuvarlanıyordu yeniden baş belası kaya, o da yeniden itiyordu kayayı, […]
Bugün 10 Mart 2022. Gülistansız 796. gün “Ne durumdayım biliyor musunuz? Ölüm Allah’ın emri, ölüm dünyada var. Gençlerin ölümü zor ama biz her gün yeniden ölüyoruz. Her gün… Toprağa bile basmaya kıyamıyorum, acaba kızım içinde olabilir mi diye. “ 21 yaşında, Tunceli’de bir üniversite öğrencisiydi Gülistan Doku. 5 Ocak 2020 tarihinden bu yana haber alınamıyor. […]
Bir girişim fikriniz var ve bu alanda bir marka oluşturmak istiyorsunuz ya da henüz küçük bir işletmesiniz ve işletmenizi büyütüp kârınıza kâr katmak istiyorsunuz. İşte bu yolda atmanız gereken ilk adım markalaşmak olmalıdır. Peki marka nedir?                Marka yalnızca kalabalık bir pazarda sizi diğerlerinden ayıran isim, logo ve slogandan ibaret değildir. Markanız insanların sizinle etkileşimde […]