“Kuşlar gerçek değildir.” Amerika Birleşik Devletleri’nde başlayan ve dünyanın birçok yerine yayılan bir komplo teorisi.
Her şey insanların reklam panolarında ve sokak direklerinde bu cümleyi görmesiyle başladı. Daha sonra Amerika’da bir basketbol maçının devre arasında ortaya çıktı ve tahmin edilemeyecek şekilde yayılmaya devam etti. Bu teori, gökyüzünde uçtuğunu sandığınız kuşların aslında hükümetin gözetleme dronları olduğunu iddia ediyor. Günümüzde bir milyondan fazla insan bu teorinin destekçisi.
Buraya kadar her şey normal. Dünya’nın düz olduğu, piramitleri uzaylıların yaptığı, aşılarda çip olduğu gibi birçok komplo teorisinin de milyonlarca destekçisi var. Aranızda bunlara inananlar da olabilir ama birçoğunuz bu teorilere insanların nasıl inandıklarını merak etmişsinizdir. İşte “Kuşlar gerçek değildir.” bu şaşkınlığınızı daha da katlayacak. Çünkü bu teori aslında bir hicivdi. Bu komplo teorisi, postmodernizmin etkisiyle dünya çapında uçuşa geçen bazı saçmalıklarla dalga geçme amacı taşıyordu.
“Kuşlar Gerçek Değildir”in arkasında 24 yaşındaki üniversite terk Peter McIndoe var. McIndoe, “Yani bu yanlış bilgi kavramını ele alıyor ve neredeyse onun etrafında bir araya gelmek ve ondan korkmak yerine ona gülmek için küçük güvenli alan inşa ediyor.” diyerek açıklıyor bu cümleyi.
McIndoe, Arkansas’ta küçük bir kasabada büyüdüğü günlerden beri isyan ediyor. Buranın aşırı muhafazakar, köktendinci ve komplo teorilerinin toplumun içine işlediği bir yer olduğunu söylüyor.
“Zamanımın çoğunu o topluluklarda insanlarla tartışarak geçirdim. Mezunlar günü vardı ve ben hapse girme olasılığı en yüksek kişi seçildim. Şaka yapmıyorum.”
McIndoe hapse girmedi ve “Kuşlar Gerçek Değildir”i ortaya çıkarma niyeti olmadan Arkansas Üniversitesine kaydoldu. Bu fikir bir kaza sonucu ortaya çıktı. Başkan Trump’ın 2017’deki yemin töreninden bir gün sonra McIndoe, Memphis’te arkadaşlarıyla bir binanın çatısında takılırken aşağıdaki sokaklarda göstericilerin sesini duyar ve birinin elinde, burada olup bitenlerle hiçbir ilgisi olmayan bir pankartla bu durumda olmasının çok ilginç olacağını düşünür. Kuşlar Gerçek Değildir ise o an aklına gelen en saçma şeydir. Elinde tabela ile Memphis sokaklarına çıkar ve bu saçmalığı dile getirmeye başlar. Kalabalığın ortasına kendini atan McIndoe, “Öfkeliyim ve protesto etmek için buradayım. Uyan Amerika kuşlar gerçek değil, onlar bir efsane, onlar bir illüzyon.” diye bağırmaya başlar. McIndoe’nin arkadaşı Ally Perkins masum bir şekilde o günün videosunu internette yayımlar ve sonra her şey değişir. McIndoe’ya “Kuşlar Gerçek Değildir” grafitileri ve reklam panoları fotoğrafları gelmeye başlar.
McIndoe bunları görünce âdeta büyülenir. Memphis’te bu fikre yönelik bir enerji olduğunu ve bu fikre yönelmezse her zaman pişman olacağını düşünür.
Ailesine, “Üniversiteyi bırakıyorum, sahte bir komplo teorisi başlatmak için Memphis’e taşınıyorum.” derken onu deli sanmamaları için çok uğraşır. Bunun bir sanat projesi olabileceğini ve katlanıp büyüyen komplo teorilerine bir ayna tutabileceğini anlatmaya çalışır. Ailesinin “Lütfen psikoloji diplomanı almaya devam et.” demesine rağmen üniversiteyi bırakır ve komplo teorisini geliştirmeye başlar.
Bu hareketinin arka planını yazması için tarih meraklısı arkadaşı Connor Gaydos’u görevlendirir.
“CIA, kuşların ön camlarına pislemesinden bıkıp usanmıştı. Bu aptal kuşlardan kurtulmak için mühendisler tutalım dediler ve bunu yaparken onların yerine robotlar koyalım ve insanları gözetleyelim diye plan yaptılar.” komplo teorisinin arka planı için böyle bir hikâye uydurdular. Sonra hikâyeyi bir adım öteye taşıdılar. Her komplonun olduğu gibi bunun da “derin devlet” muhbirine ihtiyacı vardı.
McIndoe, Eugene Price adında bir karakter yarattı ve onunla röportaj yaptı. Bunun için bulabildikleri en yaşlı adamı aktör olarak tuttu. Yıllardır üzerinde bir suçluluk duygusu varmış gibi birini buldular. “Eugene Price’ın İtirafları” adlı bir video yayımladılar ve bu video TikTok’ta on milyondan fazla izlendi.
“Kuşların gerçek olmadığına inanan insanlar var mı?” sorusuna McIndoe şöyle cevap veriyor:
“İronik bir şekilde, biliyorum zaten deyip biliyormuş gibi davranan insanlarla tanıştım.”
Bugün bu hicvi devam ettiren “Kuş Tugayı” isimli bir oluşum, parodiye devam etse de bunun şaka amaçlı oluşturulan bir komplo teorisi olduğundan habersiz olan binlerce insan kuşların gerçek olmadığına inanmaya devam ediyor.
NEDEN TOPLUMLAR KOMPLO TEORİLERİNİN PEŞİNDEN GİTMEYE YATKINDIR?
İnsanlık var olduğundan bu zamana kadar bitmek tükenmek bilmeyen bir anlam arayışında. Din, milliyetçilik gibi uzun sürelerdir evrimleşerek zamanın birikimiyle devam eden ideolojilerden, İlluminati, düz dünya, dünyayı yöneten satanistlere kadar bütün komplo teorileri hayata heyecan katar ve bir anlam bulmaya yardımcı olur. En önemlisiyse tesadüfe yer bırakmaz. Her şey bir desen gibi önceden belirlidir. Entropinin yok sayıldığı ahenk dolu bir evren sunar. Siyasiler bir hata yaparsa bunun sorumlusu kesinlikle dış güçlerdir. Birbirinden ayrılan insanlar yaptıkları hataları ya da uyumsuzluklarını neden olarak göstermez, tanrının planında olmadıklarıyla yani “kısmet değilmiş” inancıyla kendilerini rahatlatırlar. Doğulu toplumlarda Batı her zaman şeytandır. Her alanda geri kalmışlardır ama kendilerini Batı’nın ahlaksızlığı ile avuturlar.
“Komplo teorisi hakkında öğrendiğim en önemli şey, komplo teorisyenleri gerçekten bir komplo teorisine inanıyorlar çünkü bu daha rahatlatıcı. Oysa, dünyanın gerçeği kaotik olması. Gerçek şu ki, kontrolü ellerinde tutanlar para babası Yahudiler veya gri renkli uzaylılar ya da başka bir boyuttan gelen üç buçuk metrelik reptiloidler değil. Gerçek çok daha korkutucu. Kontrol kimsede değil. Dünyanın dümeni yok.”