fbpx

KIRMIZI

Kırmızı, daima geriden gelirdi. Onun görevi küçük grubumuzu güvende tutmaktı. Çocukluğumun geçtiği bu göçebe hayatı geride bırakalı epey zaman geçmişti. Aklımda kalanları hatırlamaya çalışırken, nasıl tarif etsem yer yer silinmiş, başka dilde yazıları çevirip anlamlandırıyormuş gibi hissediyorum.

Ben daha 6 yaşındaydım. Çocuklara renkli takma isim vermezlerdi. Saflığı temsil ettiği için bütün çocuklar beyazdı. Babam ise mavi. Annemi tanıma fırsatım olmadı. Ben doğarken… Anladınız işte cennete gitmiş. Büyük bir sirk çadırının önemli parçalarından biriydi babam. İp cambazlığı yapıyordu. Göklerde yürüdüğü için maviydi adı. Kırmızının öyküsü biraz hüzünlü. Sevdiklerini bir orman yangınında kaybetmiş yıllar önce. Şimdi ise ateş yutma gösterisi yapıyor. Böylece söndürmeye çalışıyor yüreğindeki yangını. O yüzden geride kalanları toplar, tehlikelere karşı göz kulak olur bize. Ateş yakıp, yemeğimizi yiyip, şarkılar söyledikten sonra her bir kıvılcımın söndüğünden emin olur her seferinde. Bir daha hiçbir can yanmasın diye.

DAĞ

Karanlığın üzerimizi örtmesine saatler kalmıştı. Çocukluğumun bir kısmını geçirdiğim dağ evinde, sıcak çikolatamı yudumlayarak ateşin çıtırtısını dinliyordum. Bir yandan da ayaklarımı sallayarak dışarıyı izliyordum. Bu evde perde olmamasına bayılıyorum dedim içimden. Karşımızda yoğun kar yağışından nasibini almış, diğerlerine göre nispeten küçük bir dağ vardı. “Dağ olmak nasıl bir hissettiriyor?” diye sordum ona. Ve her ayrıntısına dikkatle baktım. “Güçlü hissettiriyor.” boğuk bir sesle cevapladı. Öyle şaşırmıştım ki ellerimi ağzıma götürdüm hayretimi gizlemek için. Annemle babam duymasın diye cama iyice yaklaştım. “Harika görünüyorsun.” diye fısıldadım ona. “Nasıl dağ oldun hiç üşümüyor musun orada?” Ağzım burnum cama yapışmıştı. Kulaklarım sabırsızlıkla yanıtı bekliyordu. “Milyonlarca yıl sürer bir dağın yükselmesi fakat hiçbir soğuk işlemez kalbime. Ben hayvanların ve ağaçların koruyucusuyum.” Artık heyecanımı gizleyemedim, sandalyenin üstüne çıkmaya çalışırken, düşüverdim aniden. Annem canım yandığı için ağladığımı sandı, aldı beni kucağına, fakat “Dağa gidelim, dağa gitmem lazım.” haykırışlarımı duymadı bile. Bir daha konuşamadım onunla, yalnızca güneş doğunca göz kırptı bana.

BİR KAPI HİKÂYESİ

Bir ormanda gözlerimi açtım dünyaya. Gözlerimi dediğime bakmayın, yapraklarımdan söz ediyorum. Cılız bir meşe fidanıydım o zamanlar. Çevremdeki ağaçların yardımı olmasa, büyüyüp gelişemezdim. Yeraltından köklerimizle haberleşiriz biz. İhtiyacı olana besin göndeririz. Olası tehlikeleri haber veririz. Siz insanlar gibi tehlikeleri. Fakat bazı durumlardan kaçış yok. İri yarı adamlar, kesici aletlerle beni ve arkadaşlarımı yerinden ettiğinde, başımıza geleni kabul etmekten başka çaremiz kalmadığını anlamıştık. Öldüm sandım, bayılmışım. Marangoz denilen bir kişi almış beni. Kesti, zımparaladı, şekil verdi. Uzun uzun uğraştı. Kökümden ayrıldığım için hiç acı çekmedim. Bittiğinde kendimi başka biri gibi hissediyordum. Bir duvarın boş kısmını benimle doldurdular. Kapı dediler adıma. Evin koruyucusu yani. İçeridekilere seslenirken gövdeme tık tık vurduklarında hâlâ gıdıklanırım.inbound5482409035427127654 1c54b6b3

duygucump içeriklerini beğendin mi? Sosyal medyada takip edin!
Abonelik
Bildir
guest
0 Yorumlar
Satır içi yorumlar
Tüm yorumları görüntüleyin
duygucump içeriklerini beğendin mi? Sosyal medyada takip edin!

Okuyucuların Beğendiği İçerikler

Birçok kişinin ‘’zor ama maaşı iyi, garanti meslek gibi’’ düşünceleriyle ün kazanmış bir bölüm olan tıp fakültesini size en ince detaylarıyla aktaracağım. Öncelikle fakülteye gelmeden önce kendinizi ilk gün yapılacak çaylak şakasına ve ileri zamanlarda daha siz TUS isimli bölüm seçmenize yarayan sınava girmeden ‘’Sen ne doktorusun? ‘’ veya diş hekimliği ayrı bir bölüm olmasına […]
Yaşanan herhangi bir gün hiç yaşanmasaydı, her şey daha farklı olur muydu? Misal dün hiç yaşanmasaydı veyahut bundan yıllar önce bir gün hiç yaşanmasaydı yine aynı mıydı hayatınız? Kadere inanmak subjektif bir bakış açısı olarak görünebilir ancak hayatın akışı olarak farklı bir yerden durumu ele alabiliriz. Bütün malzemeleri özene bezene kesip, doğrayıp harika bir yemek […]
Herkesin ölmeden görmek isteyeceği bir yer vardır. Yoksa da henüz keşfetmemiştir… Benim için burası Norveç. “Soğuk Cennet” veyahut “Kuzeyin İncisi” denilen bu ülkenin lanse ettiği imajı bir görseniz aşık olmamak elde değil. O yüzden henüz kendi ülkenizi keşfetmediyseniz ileride belki yol arkadaşım olabilirsiniz! Norveç ”Soğuk Cennet” Ülkenin yönetim biçimi anayasal monarşi ve başkenti Oslo‘dur. 385,207 […]
Her kitap ayrı güzel, dünyasına girdikten sonra… Ama bazı başyapıtlar vardır, gerçekten okumak zevk verir. Okudukça içine düşer, yeni bir dünyanın kahramanı olursunuz. Herkes için değişebilecek bir liste… Daha iyisi varsa da ben okuduğum kadarını biliyorum ve bunlar şu an en iyisi! Daha birçok türde konuşulacak kitaplar olsa da üç ayrı türde üç başyapıt derledim, […]

İlgini Çekebilir

Çoğumuzun, adını belki de hiç duymadığı fakat yaşamımızda denk gelebileceğimiz, farkında ve bilinçli olduğumuz takdirde erken tanı ve tedavi seçeneklerini düzenleyebileceğimiz, benim ise özel eğitim alanında tanıştığım bir sendromdan bahsetmek istiyorum sizlere: DiGeorge Sendromu. DiGeorge Sendromu (DGS) 22. kromozomun (22q11) delesyonu (kromozomun bağlı bulunduğu parçadan kopup silinmesi, yok olması) ya da translokasyonu (kopan veya kaybolan […]
“Sisyphus’u gördüm, korkunç işkenceler çekerken: yakalamış iki avucuyla kocaman bir kayayı ve de kollarıyla bacaklarıyla dayanmıştı kayaya, habire itiyordu onu bir tepeye doğru, işte kaya tepeye vardı varacak, işte tamam, ama tepeye varmasına bir parmak kala, bir güç itiyordu onu tepeden gerisin geri, aşağıya kadar yuvarlanıyordu yeniden baş belası kaya, o da yeniden itiyordu kayayı, […]
Bugün 10 Mart 2022. Gülistansız 796. gün “Ne durumdayım biliyor musunuz? Ölüm Allah’ın emri, ölüm dünyada var. Gençlerin ölümü zor ama biz her gün yeniden ölüyoruz. Her gün… Toprağa bile basmaya kıyamıyorum, acaba kızım içinde olabilir mi diye. “ 21 yaşında, Tunceli’de bir üniversite öğrencisiydi Gülistan Doku. 5 Ocak 2020 tarihinden bu yana haber alınamıyor. […]
Bir girişim fikriniz var ve bu alanda bir marka oluşturmak istiyorsunuz ya da henüz küçük bir işletmesiniz ve işletmenizi büyütüp kârınıza kâr katmak istiyorsunuz. İşte bu yolda atmanız gereken ilk adım markalaşmak olmalıdır. Peki marka nedir?                Marka yalnızca kalabalık bir pazarda sizi diğerlerinden ayıran isim, logo ve slogandan ibaret değildir. Markanız insanların sizinle etkileşimde […]