Yorgunsun, gözlerinde ne aradığını bilmediğin bir merak, omuzların öne doğru, daha solgun, daha cesaretsiz daha bir isteksizsin. Olduğunu sandığın olmamışlar arasında doğru olana mı yoksa senin olana mı ait olduğunu bilemiyorsun. Ne söylesen yanlış ne yapsan eksik biliyorum. İnan! Eksiklerini tamamlayan başka bir noksan gelip yanında durunca yine tamam olacaksın. Yanlışın doğrusunu gösterecek bir ses duysan, boş kalmaz yanlışın yeri, sil baştan yazarsın.
Sesini dahi duymadan yaşayabileceğin insanların listesi uzayıp giderken, sesini duyduğunda içinde güvercinler uçuran seslerin kıymetini bil, sen o seslerin adını söyleyeceği anlar kadar hatırlanacaksın. Kaybettin sandıklarının yolunda ilerlerken gözlerin yaşlı, içinin benlik kaleleri korudu seni kırgınlıklarından. Gün gelince küllerinden yeniden doğup yine o kalenin kapısından uçacaksın.
Uykusunda sayıkladığı şeyler bile yalan olan dudaklardan kendi adını duymak için beklediğin zamanlar hep boşunaydı. Boşunaydı bir şiir dizesinin gerçek olacağına inanman. Her şair kendi şiirinde kahraman işte bu yüzden şiir okuyacak ama şiire inanmayacaksın.
Kış akşamları uzun olur, sen içinin yollarında daha bir uzun edersin geceyi, bir yere varamazsın biliyorum. Yolu uzattığında bile sana gökyüzünde yıldızları işaret eden bir el varsa omzunda, anla ki çok şanslısın.
Sen yüzüne çarpan her rüzgârda evinden uzakta olduğunu hissettiğin için öfkelendin hep. Halbuki rüzgâr tenine değiyorsa; sevdiklerinin sesini ve nefesini taşır sana, sen farkında olmadan sarıverir bedenini, iyileşmek için teninde hissettiğin rüzgâra izin ver, kanatlarını okşayacak. Rüzgarla yol alacaksın.
Yarım kaldığını düşündüğün başlangıçlar, sana eşlik edeceklere yere kadar geldiler. Yeni bir yol çıktığında karşına tedirgin olma, atacağın her adımda düşsen de kalksan da yol senin, yol aldıkça büyüyeceksin.
Dağlar soğukluğunu içinde hissedeceğin kadar yakında, gitmeye kalksan ulaşamayacağın kadar uzak ve yüksek olacak her zaman.
Yalan cümleler kolayca yer edinmeye devam edecek kısacık hayatlarımızda. Kölesi olduğun her neyse o kör edecek seni. Gerçek olduğuna ne kadar eminsen o kadar görmeyecek gözün. Sessizlik içinde duyduğun bir çıt sesi kadar rahatsız edici olacak yalan cümlelerin içindeki o tek gerçek sözcük. Duymaman imkânsız, duyduğun an artık yokmuş gibi davranamazsın. Tek bir gerçek sözcük için bile savaşmalısın.
Bir şeyleri affederek mutlu olacağına inanan bir insanın affedemediği tek şey kendi aptallığı olur yıllar sonra. Sen gerekirse affedecek ama yine de unutmayacaksın.