fbpx

Eskiden her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünürdüm. Bir şey yapacaksam eğer, iyi kötü sonuçlar belirlerdim. İyiye de hazırlıklı olurdum, kötüye de. Kötü sonuç elde edersem, çıkmaza girersem diye ne yapacağımı da belirlerdim. İnsanların hep bir adım sonrasını tahmin eder, çoğu zaman yanılmazdım. Fakat bunun beni yıprattığını fark ettim. Anı yaşıyordum yaşamasına ama gece olunca, yatağa yatınca tüm günüm gözlerimin önünden geçiyor, yarını düşünüyordum sonra. Yarını düşlüyordum. Uyumam çok zordu, geceleri sevemedim o yüzden. Gündüzleri yaşarken geceleri yorgunluğumu çıkarmak istemem normaldi fakat yapamıyordum. İki üç saat uykuyla güne başlıyordum. Sağlıksız ya da yorgun hissetmiyordum, bilhassa uyandığım için, güneşe baktığım için içim huzurla doluyordu her gün. Beni yoran insanlardı aslında. Ne zaman yalnızlığı tattım o zaman insanları anlayamadım. Ne zaman gerçek bir dostum oldu, o zaman diğer insanlar hep sönük kaldı. Artık insanları anlamak yerine, onları hissetmek yerine kendime değer vermem, kendimi düşünmem gerektiğini fark ettim. Kendimi tanımak istedim. Bunu da kitaplar sayesinde keşfettim. Her bir kitapta kendimi gördüm. Ben de böyleyim dedim. Ben neden bunca sene kendimi tanıyamadım dedim. Sonra fark ettim, hayatımın başrolü ben değildim. İnsanlar beni ne yöne çekerse o yöndeydim. Kendi kararlarımı seçtiğimi zannederken aslında bana sundukları arasında seçim yapmıştım. Daha farklı düşünmemiştim. Yarını düşünmekten kendimi feda etmiştim de haberim yoktu. Sonra kendimi tanıdım ve tanıttım. Yanımda olanlar yanımda kaldı. Ne olduğum gibi göründüm ne de göründüğüm gibi oldum. Bir anım bir anımı tutmadı. Doyasıya yaşadım. Şizofren gibi olur olmadık duygular hissettim, her şeye karşı ve her an. İşte böyle sevdim ve sevildim. Düşünmeden ama kırmadan yol almayı denedim. Aklımdan, kalbimden geçeni söyledim. Yaptım. Bazen pişman oldum çünkü hiçbir şey bir kalpten daha değerli değildi. Kalp kırıklarının ve acının tadına baktım. Özür de diledim, teşekkür de ettim. Sevdim de, sevildim de.

Ama en çok söylenemeyen sözleri sevdim. İçimde kalan, içinde kalan. İki çift aynı göz, bir çift aynı kalp, akıl yarı yolda terk etmiş… Gözler konuşsa da dil sustu. Dil susunca akıl anlamadı. Kalp soğudu. Eller kala kaldı. Sözler yutuldukça boğaz tıkandı. Her bir sözde bir düğüm arttı. Düğümleri nasıl açsak bilemiyorum ama hayal kurmak yasaklandı. Sonra zaman geçti. Yanımda kalanlar kalmıştı kalmasına da gidenlerin gidişi kalbimi sızlatıyordu hâlâ, pişmanlık bahçelerinde acıyla dolaşıyordum. Kendim olmuştum, sevdirememiştim özümü. Ben de vazgeçtim. Kolaydı zaten kendim olmamak. Hep gülümsemek çok kolaydı benim için. Zaten en çok gülümsemeyi becerebildim.

Acı bir gülümseme miydi yüzümdeki yoksa yaşanmışlıklara rağmen güçlü olduğumu kanıtlayan bir gülümseme miydi? Karar veremiyordum. Zaman geçti, ben değiştim. Değişik huylar edindim. Bazen hiç uyumadan günümü gün ettim bazense hiç uyanmadan rüyalarda gezindim. İnsanların bana getirisinden çok götürüsü olmuştu onu fark ettim. Hayatıma ne kadar insan girmişse o kadar eksilmiştim. Çok değer vermiştim, kolay affetmiştim, çabuk boyun eğmiştim ve eksilmiştim. Ve bunların hepsinin benim suçum olduğunu düşünüyordum. Belki biraz daha alttan alabilirdim, belki katlanabilirdim diye diye kendimden nefret etme seviyesine gelecektim. Sonra bir gün durdum ve düşündüm bir parkta ağacın dalındaki kuşu izlerken. Hayatımdan çıkan insanların hiçbirini ben çıkarmamıştım. Hayatıma giren insanları hayatıma almadığım gibi. Hepsi birden bire olmuştu. Bunu fark etmemiştim. Kader denen şey miydi bu yoksa benim şansım mı böyleydi?

Artık bunları düşünmek istemiyorum. Geçmişte bu bu olmuştu demek istemiyorum. Ben geleceği düşlemek istiyorum. Yanımda olanların düşlediğim gelecekte de olmasını istiyorum. Ama yanımda gerçekten kim var bilmiyorum. Bilmediğim bir yolda, bilmediğim insanlarla, düşlediğim geleceğe selam olsun…

Gülten Rana içeriklerini beğendin mi? Sosyal medyada takip edin!
Abonelik
Bildir
guest
6 Yorumlar
Eskiler
Yeniler En çok oylananlar
Satır içi yorumlar
Tüm yorumları görüntüleyin
Gülten Rana içeriklerini beğendin mi? Sosyal medyada takip edin!

Okuyucuların Beğendiği İçerikler

Yazar sayımızın 300’ü aştığı şu günlerde hevesli yazarlarımıza yol gösterebilmek veya en azından daha kaliteli içerikler üretebilmeleri adına bazı ipucular vermek için bu yazıyı kaleme almaya karar verdim. Bu yazı boyunca bir dijital içeriğin nasıl yazılması gerektiğinden bahsedeceğim. Bublogta içeriklerinin bir kısmı şiir ve denemelerden oluşuyor ve bu yazıda söyleyeceğim şeyler bu içerikler için çok […]
Birçok kişinin ‘’zor ama maaşı iyi, garanti meslek gibi’’ düşünceleriyle ün kazanmış bir bölüm olan tıp fakültesini size en ince detaylarıyla aktaracağım. Öncelikle fakülteye gelmeden önce kendinizi ilk gün yapılacak çaylak şakasına ve ileri zamanlarda daha siz TUS isimli bölüm seçmenize yarayan sınava girmeden ‘’Sen ne doktorusun? ‘’ veya diş hekimliği ayrı bir bölüm olmasına […]
Yaşanan herhangi bir gün hiç yaşanmasaydı, her şey daha farklı olur muydu? Misal dün hiç yaşanmasaydı veyahut bundan yıllar önce bir gün hiç yaşanmasaydı yine aynı mıydı hayatınız? Kadere inanmak subjektif bir bakış açısı olarak görünebilir ancak hayatın akışı olarak farklı bir yerden durumu ele alabiliriz. Bütün malzemeleri özene bezene kesip, doğrayıp harika bir yemek […]
Herkesin ölmeden görmek isteyeceği bir yer vardır. Yoksa da henüz keşfetmemiştir… Benim için burası Norveç. “Soğuk Cennet” veyahut “Kuzeyin İncisi” denilen bu ülkenin lanse ettiği imajı bir görseniz aşık olmamak elde değil. O yüzden henüz kendi ülkenizi keşfetmediyseniz ileride belki yol arkadaşım olabilirsiniz! Norveç ”Soğuk Cennet” Ülkenin yönetim biçimi anayasal monarşi ve başkenti Oslo‘dur. 385,207 […]
Her kitap ayrı güzel, dünyasına girdikten sonra… Ama bazı başyapıtlar vardır, gerçekten okumak zevk verir. Okudukça içine düşer, yeni bir dünyanın kahramanı olursunuz. Herkes için değişebilecek bir liste… Daha iyisi varsa da ben okuduğum kadarını biliyorum ve bunlar şu an en iyisi! Daha birçok türde konuşulacak kitaplar olsa da üç ayrı türde üç başyapıt derledim, […]

İlgini Çekebilir

Çoğumuzun, adını belki de hiç duymadığı fakat yaşamımızda denk gelebileceğimiz, farkında ve bilinçli olduğumuz takdirde erken tanı ve tedavi seçeneklerini düzenleyebileceğimiz, benim ise özel eğitim alanında tanıştığım bir sendromdan bahsetmek istiyorum sizlere: DiGeorge Sendromu. DiGeorge Sendromu (DGS) 22. kromozomun (22q11) delesyonu (kromozomun bağlı bulunduğu parçadan kopup silinmesi, yok olması) ya da translokasyonu (kopan veya kaybolan […]
“Sisyphus’u gördüm, korkunç işkenceler çekerken: yakalamış iki avucuyla kocaman bir kayayı ve de kollarıyla bacaklarıyla dayanmıştı kayaya, habire itiyordu onu bir tepeye doğru, işte kaya tepeye vardı varacak, işte tamam, ama tepeye varmasına bir parmak kala, bir güç itiyordu onu tepeden gerisin geri, aşağıya kadar yuvarlanıyordu yeniden baş belası kaya, o da yeniden itiyordu kayayı, […]
Bugün 10 Mart 2022. Gülistansız 796. gün “Ne durumdayım biliyor musunuz? Ölüm Allah’ın emri, ölüm dünyada var. Gençlerin ölümü zor ama biz her gün yeniden ölüyoruz. Her gün… Toprağa bile basmaya kıyamıyorum, acaba kızım içinde olabilir mi diye. “ 21 yaşında, Tunceli’de bir üniversite öğrencisiydi Gülistan Doku. 5 Ocak 2020 tarihinden bu yana haber alınamıyor. […]
Bir girişim fikriniz var ve bu alanda bir marka oluşturmak istiyorsunuz ya da henüz küçük bir işletmesiniz ve işletmenizi büyütüp kârınıza kâr katmak istiyorsunuz. İşte bu yolda atmanız gereken ilk adım markalaşmak olmalıdır. Peki marka nedir?                Marka yalnızca kalabalık bir pazarda sizi diğerlerinden ayıran isim, logo ve slogandan ibaret değildir. Markanız insanların sizinle etkileşimde […]