Can sıkıntısı bir şehir olarak düşünülürse bunun en yakışacağı yer kesinlikle Kars olurdu. Orhan Pamuk’un Kar romanında da bu durumu görüyoruz. Bu sıkıntı hâli Kars’ın kötü bir yer olduğu anlamına gelmiyor. Aksine dinlerken durduk yere sizi dertten derde sokan bir şarkı gibi bitmesini istemediğiniz bir sıkıntı bu.
Geçmişin hafızasını taşıyan, eski ile yeni arasına sıkışmış bir şehir Kars. Bir yanda Rus mimarisinin harika örnekleri, bir yanda da yeni ama karaktersiz binalar…
Bu ikilemle Kar romanında da karşılaşıyoruz. 2002 yılında yayınlanan roman, yıllar sonra eve dönen bir yazarın hikâyesi. Hayat onu doğduğu şehre, Kars’a geri çekmiştir. Burada, kaybettiği aşkıyla tekrar karşılaşır ve yeniden şiirler yazmaya başlar ancak anavatanını kaplayan siyasi çatışmalar nedeniyle hem sanatta hem de romantizme başarısız olur. Büyüdüğü Türkiye artık romantizm ya da şiir için fazla politize olmuştur. Ne bu sıkıntıdan kurtulabilir ne de Kars’tan vazgeçebilir.
Kars bir şehirden fazlasıdır; coğrafyası ile romanın olay örgüsünü belirleyebilen bir şehirdir. Orhan Pamuk, romanını neden memleketi İstanbul yerine Kars’ta yazdığı sorulduğunda, çocukluğundan beri bu şehrin arkaizmine ve güzelliğine, özellikle de belirgin yabancılık duygusuna ve benzersizliğine hayran olduğunu söylemiştir.
Kars’ta üç ay yaşadım. Kar yağmış sokaklarında Ruslardan kalma binaların arasında yürürken o can sıkıntısını yoğun bir şekilde hissettim. Sanki bir asır önceki dünyada yaşıyormuşsunuz gibi… İnsanda o kadar “sanki burada hiçbir şey olmuyor” hissi uyandırıyor ki şehirde kimse nefes almıyor gibi hissediyorsunuz. Bunların hiçbiri size olumsuz olarak yansımıyor ama. Sessiz sakin bir kendine dönüş… Mimarinin bozulmadığı şehirde, kar yağdığında yürümek insanı durulaştırıyor.
Son olarak komşu şehir olan Erzurum’dan nasıl bu kadar farklı olabilir gerçekten anlamakta zorlanıyorum. Bakış açısı ve zihniyet olarak kesinlikle farklı. Herhangi bir bağnazlıkla karşılaşmadım.
Karadeniz’den alışkın olmadığım şekilde düz olmasıyla, hayran kaldığım mimarisiyle, -35 derecede bile keyifle yürüdüğünüz nizami sokaklarıyla, Çıldır’daki sarı balığıyla, kar yağmış gar manzarasıyla özlediğim bir şehir Kars…
Yakın bir zamanda Doğu Ekspresi ile tekrar ziyaret etmek “yapılacaklar listemde” en başlarda ama kesinlikle Doğu Ekspresi’nden dolayı değil, kar yağmış sokaklarında tekrar uzun uzun yürümek için…