Bir insanın birlikte dolaşacağı kimsesi yoksa o insan her zaman 1 adım öndedir. Karar vermek, bunların başında yer alır. Karar veren insan kendi kararları doğrultusunda hareket ediyorsa varacağı yol bellidir. İnsan, kendi hayatını başkalarının kararları doğrultusunda şekillendiriyorsa yolun sonu görünüyor demektir. Onu yolun sonuna iten kendisi değildir; bir başkasıdır, başkasının kararlarıdır. Kendi kararları doğrultusunda kendi hayatına sahip çıkan insan bir nevi kendi kararlarından da sorumludur. Sonucu ne olursa olsun insan hâlen tek başına karar verebiliyorsa kaybedecek hiçbir şeyi yoktur. Kendi kararlarının dışına çıkmayan insan, başkalarının kararları ile hareket etmeyen insan asla pişman olmaz. Sonuç ya iyidir ya da kötüdür. Önemli olan bu kararlardan ders çıkarmaktır. Hayat karar vermeye benzer, daima bizi yanıltır. Oysa biz asla vazgeçmeyiz ve peşini bırakmayız kararlarımızın. Nitekim kararlar bizim kararlarımızdır. Bu kararlar iyi ya da kötü sonuçlar doğursa da önemli olan bunlardan ders çıkarmak ve tekrardan peşine düşmektir. İnsanlar hayatları boyunca birtakım kararlar alır. Bu kararlar sonucunda bizim istediğimiz sonuçlara ulaşmamız da bir seçenektir. 2 tane seçenek vardır. Bunlardan ilki iyi seçenektir. Bu seçenek kendi kararlarımız ve bu kararlar doğrultusunda hareket ettiğimiz hayatımızdır. Verdiğimiz kararlar ve aldığımız sonuçlardan ders almak, bizi tekrardan kendi kararlarımız ile baş başa bırakır. İkinci seçenek ise kötü seçenektir. Bu seçenek kendi hayatımız ile ilgili alacağımız kararlar değil de başkasının kararları ile hareket ettiğimiz ve hayatımıza yön verdiğimiz seçenektir. Kendimize ait olmayan kararlar bizi uçuruma sürükler ve yolun sonuna gelmiş oluruz. Başkalarının kararlarına itimat eden kimse, asla kendi kararlarına biat edemez. Kararlarını benimseyen insan, verdiği kararlara saygı duyan insandır. İyi kararlar saygı duyulur. Bu kararlar, insanın tek başına verdiği kararlardır. Tek başına verilen kararlar iyi ya da kötü sonuçlanabilir. Bu sonuçlardan ders alan kimse, hem kendisine hem de kendi kararlarına saygı duymuş olur. Günlük hayatımızda duyguların ön planda olduğu zaman verdiğimiz kararların sonu hüsranla sonuçlanır. “Sinirliyken cevap verme, mutluyken söz verme, üzgünken karar verme.” der Osho. Üzgünken bazı kararlar alır ve kendimizi hiç beklemediğimiz yerde buluruz. Üzgünken karar vermemeliyiz. Çünkü istemediğimiz ya da isteyemeyeceğimiz şeyler bizi karar alma noktasında alçaltır. En iyisi, sükûnet içinde hareket etmektir.
Abonelik
0 Yorumlar