fbpx

kis uykusu bublogta 1

turk sinemasi bublogtaŞüphesiz Türkiye’de sinema sektörü pek çeşitli değildir, bunun en büyük nedeni arz-talep dengesidir.
Günümüzün Türk sinemasına baktığımızda filmlerin çok büyük bölümü komedi ya da romantik-komedi olmaktadır. Bu kadar çok bu konuya odaklanmamızın en büyük sebebi hiç şüphesiz izleyicinin bu yönden rağbet göstermesidir ve rakamlarla sabittir.

recep ivedik bublogta

Recep İvedik 5 – 7 milyon 437 bin 50 seyirci

pek yakinda bublogta
Pek Yakında – 2 milyon 187 bin 278

kişi izlemiştir ama bir dram filmi ya da başka bir tür bu kadar çok izlenmiyor, izlenmemesi bir yana diğer türlerin çok az üretilmesi bir noktada gelişmesini de önlüyor ve kaliteli yapım çıkarma konusunda yetersiz kalıyor ama çok fazla komedi yapımının çıkması, gelişmesi bir yana artık yapımlar monotonlaşıyor ve bir yandan da sırf ”Çıkarmak için çıkartıyor.” düşüncesi ortaya çıkarıyor çünkü: Neredeyse birçok yapım baştan sona kadar güldürmeyecek derecede banal. Bunun üstesinden gelmek içinse senarist ve oyuncular artık komedi malzemesini bir tarafa bırakıp küfür ve alay yolunu deniyorlar.

Bu bahsettiklerimizin en büyük kanıtı, yapımların ülkemizde gördüğü rağbet ile dünyadaki rağbetin ters orantılı olması. Belki bunun en büyük sebebi sinema kültürünün oluşmamasıdır. Örneğin; Nuri Bilge Ceylan’ın yapımlarının ülkemizde çok az izlenmesine karşın dünyada büyük rağbet oluşturmasının nedeni ülkemizde çok sıkıcı olarak görülmesidir. Öncelikle sinema kültürünün oluşması için sadece tek bir türü değil birçok türü izlemek, yorgun iken değil üzerine düşünmek gerek, aynı zamanda sadece ülkemizin değil diğer ülkelerin yapımlarına da göz atmak gerekiyor, popüler yapımlar değil de biraz köşede kalan yapımları izlemek gerekiyor, sinema artık bir yerde ülkenin hafızasını yansıtmak için çok önemli bir sektör olmuş durumda.

dunya sinemasi bublogta

Dünyada, sinema ve TV dizi-film sektörü için yıllık bazda hesaplanan 200 milyar dolarlık büyüklük, birçok bilinen sanayi kolu cirolarını geçmiş durumda.
Ülkemizde ise hacim, sinema sektörü için 70 milyon izleyici ve 900 milyon lira (yaklaşık 120 milyon dolar) ciro seviyelerinde. Elbette kıyaslanamayacak kadar bariz bir fark ortaya çıkıyor. Kesinlikle bizim elimizde malzeme ya da sinemaya uymayan bir durumdan değil bu hatta dünyada malzeme ve sinematik figür olarak en zengin coğrafyalardan biriyiz fakat arz talep dengesi sinema sektörünü en çok etkileyen durumlardan biri.

Yeşilçam bizim aslında güç alabileceğimiz önemli bir kaynak ama aslında sıradanlığı bırakıp biraz kalıplardan sıyrılmamız gerekiyor. Örneğin bir sahne çekiminde oyuncuların bu kadar monoton olması gözü çok iğneleyen bir sorun ya da filmlerin sanki başka bir dünya insanlarını çekiyor izlenimi veriyor. Doğallıktan çok çok uzak oyunculuk ve yapımlar görüyoruz. Neden yapımlarımız sürekli ikili ilişkileri anlatıyor ki doğudaki bir ailenin çocukları ile ilişkiler neden anlatılmaz ki. Bizim üzerimize düşen sadece komedi değil diğer yapımlara da rağbet gösterip dikkati ve sinema yapımlarının türünü genele yayıp sinemanın gelişmesini sağlamaktır.

Serhebun Yavuklu içeriklerini beğendin mi? Sosyal medyada takip edin!
Abonelik
Bildir
guest
1 Yorum
Eskiler
Yeniler En çok oylananlar
Satır içi yorumlar
Tüm yorumları görüntüleyin
Serhebun Yavuklu içeriklerini beğendin mi? Sosyal medyada takip edin!

Okuyucuların Beğendiği İçerikler

Birçok kişinin ‘’zor ama maaşı iyi, garanti meslek gibi’’ düşünceleriyle ün kazanmış bir bölüm olan tıp fakültesini size en ince detaylarıyla aktaracağım. Öncelikle fakülteye gelmeden önce kendinizi ilk gün yapılacak çaylak şakasına ve ileri zamanlarda daha siz TUS isimli bölüm seçmenize yarayan sınava girmeden ‘’Sen ne doktorusun? ‘’ veya diş hekimliği ayrı bir bölüm olmasına […]
Yaşanan herhangi bir gün hiç yaşanmasaydı, her şey daha farklı olur muydu? Misal dün hiç yaşanmasaydı veyahut bundan yıllar önce bir gün hiç yaşanmasaydı yine aynı mıydı hayatınız? Kadere inanmak subjektif bir bakış açısı olarak görünebilir ancak hayatın akışı olarak farklı bir yerden durumu ele alabiliriz. Bütün malzemeleri özene bezene kesip, doğrayıp harika bir yemek […]
Herkesin ölmeden görmek isteyeceği bir yer vardır. Yoksa da henüz keşfetmemiştir… Benim için burası Norveç. “Soğuk Cennet” veyahut “Kuzeyin İncisi” denilen bu ülkenin lanse ettiği imajı bir görseniz aşık olmamak elde değil. O yüzden henüz kendi ülkenizi keşfetmediyseniz ileride belki yol arkadaşım olabilirsiniz! Norveç ”Soğuk Cennet” Ülkenin yönetim biçimi anayasal monarşi ve başkenti Oslo‘dur. 385,207 […]
Her kitap ayrı güzel, dünyasına girdikten sonra… Ama bazı başyapıtlar vardır, gerçekten okumak zevk verir. Okudukça içine düşer, yeni bir dünyanın kahramanı olursunuz. Herkes için değişebilecek bir liste… Daha iyisi varsa da ben okuduğum kadarını biliyorum ve bunlar şu an en iyisi! Daha birçok türde konuşulacak kitaplar olsa da üç ayrı türde üç başyapıt derledim, […]

İlgini Çekebilir

Çoğumuzun, adını belki de hiç duymadığı fakat yaşamımızda denk gelebileceğimiz, farkında ve bilinçli olduğumuz takdirde erken tanı ve tedavi seçeneklerini düzenleyebileceğimiz, benim ise özel eğitim alanında tanıştığım bir sendromdan bahsetmek istiyorum sizlere: DiGeorge Sendromu. DiGeorge Sendromu (DGS) 22. kromozomun (22q11) delesyonu (kromozomun bağlı bulunduğu parçadan kopup silinmesi, yok olması) ya da translokasyonu (kopan veya kaybolan […]
“Sisyphus’u gördüm, korkunç işkenceler çekerken: yakalamış iki avucuyla kocaman bir kayayı ve de kollarıyla bacaklarıyla dayanmıştı kayaya, habire itiyordu onu bir tepeye doğru, işte kaya tepeye vardı varacak, işte tamam, ama tepeye varmasına bir parmak kala, bir güç itiyordu onu tepeden gerisin geri, aşağıya kadar yuvarlanıyordu yeniden baş belası kaya, o da yeniden itiyordu kayayı, […]
Bugün 10 Mart 2022. Gülistansız 796. gün “Ne durumdayım biliyor musunuz? Ölüm Allah’ın emri, ölüm dünyada var. Gençlerin ölümü zor ama biz her gün yeniden ölüyoruz. Her gün… Toprağa bile basmaya kıyamıyorum, acaba kızım içinde olabilir mi diye. “ 21 yaşında, Tunceli’de bir üniversite öğrencisiydi Gülistan Doku. 5 Ocak 2020 tarihinden bu yana haber alınamıyor. […]
Bir girişim fikriniz var ve bu alanda bir marka oluşturmak istiyorsunuz ya da henüz küçük bir işletmesiniz ve işletmenizi büyütüp kârınıza kâr katmak istiyorsunuz. İşte bu yolda atmanız gereken ilk adım markalaşmak olmalıdır. Peki marka nedir?                Marka yalnızca kalabalık bir pazarda sizi diğerlerinden ayıran isim, logo ve slogandan ibaret değildir. Markanız insanların sizinle etkileşimde […]