Kulaklığı takıp yazmaya koyulduğumda kendi dünyamda güneşin batışını izliyor, arka plandaki notaların huzuruna kapılıyor ve sıcaklığı hissediyorum. Belki de kafein tesiridir çok da düşünmemek gerek tabii. Ruh halinize göre kitap alıp okuduğunuz oldu mu hiç? Benim olmadı. Bazen Twitter’da dolanmayı kesiyorum ya da sürekli bakındığım resimleri yerine koyuyorum hatta inanır mısınız bazen tuvaletteyken bile “Zihnim tamamen boş ve yeni bir dünyaya dalmamın vakti gelmiştir.” diyorum. Hayır, tuvalet tamamen abartıydı.
Yalnızlığı kabullenince çok sevilesi geliyor. Bunu kendime söyleyip duruyorum, bunu bir avuntu olarak görmeyin lütfen. Yalnızlık, yalnızlığı kimseyle paylaşamamakla başlıyor esasında. Etrafımda sevdiğim çok insan var ama yine de boşlukta hissediyorum. İşe yaramaz bir et torbası gibiyim, tek ekstram; bunu seviyorum. Yaşımın genç olması bir süre önce yaşantıların beni geçmişe saplamasıyla kendini gösterdi. Daha sonra uzun bir süre derin bir gelecek kaygısıyla boğuştum. Ama şimdi düşündüğüm; önemli olan tek an, şu an. Sadece şu an yaşayabilirim, şu an deneyimleyebilirim, şu an düşünebilir ve şu an plan yapabilirim. Yaşamın katlanılamaz olmasının sebebinin tamamen yanlış düşünce ve duygu olduğunu fark edince kendimi özgür kılan şeyi bulduğumu hissettim.
Tabii bunları birine bir kez birebir anlattığım da oldu ve kendisi bana çözüm odaklı olarak antidepresan vermişti. İnanır mısınız? Çağımızın problemini antidepresanla çözebilirmişiz! Bence bir bardak kahvenin etkisi çok daha kalıcı olur. Öyle olmasa neden yanına her gittiğimde masasında kahve görüyorum?
Geleceği değil geçmişi planlamanın önemi çok daha fazla diye düşünüyorum. Çünkü eğer bir konuda konuşmak ve bir şeyler değiştirmek istersem insanların bana bakışı o an önemli olmaya başlıyor. Ve kimse bana bakıp ”Vay be, bunu değiştirecek.” demeyecek o an. Ama eğer kafama koyduğumu yaparsam bir gün bana bakan bir insan belki küçük çocuğuna beni gösterip “Görüyor musun, o bunu değiştirdi.” diyecek. Böylelikle ben tarihe yazılacağım. Ve bir gün tamamen tarih olacağım.
Geçmişi değil geleceği planlamanın yeri daha kafa karıştırıcı geliyor. Bir yerde neyi nasıl yapacağımı düşünmeliyim! Burada da gelecek planlaması daha önemli oluyor. Çünkü gelecek ve geçmiş tamamen sarmaş dolaş. Demek istediğimi anlıyor musunuz? Her şeyden önce, tam şu an “Bunu yapacağım!” demeliyim. Yoksa ne geçmişim ne geleceğim bir halt etmez. Zaman beni kaçırmaz ama ben zamanı yakalamalıyım.
Şu anı kaçırmamak için bir şeyler yapmalıyım! Ayağa kalkmalıyım ve… Neyse bir kahve yapayım.