”Politika nedir?” sorusuna üretilen cevaplarda bile politikanın hakim olduğunu görebiliriz. Politika, amaca ulaşmak için üretilen yöntemler gibi basitçe ifade edilebilir. Siyaset ve politika sözcükleri birbirine çok yakın olmakla beraber bir o kadar uzaktır… Siyaset genel anlamda devlet yönetimidir. Politikacı sadece politikayı üreten, tasarlayan düşünür kişiyken siyasetçi ise politikayı hem üreten hem de üretilmiş olanı kullanandır. Politikanın TDK’de ”devlet işlerini yürütme sanatıyla ilgili özel görüş ve anlayış” olarak tanımlandığını görüyor olsak da ülkeye göre fark etmiş bir sözcüktür. İtalyanca kökenli bu kelime yöntem ve bir amaca ulaşmak için kişinin karşısındakinin duygularını okşaması, nabza göre şerbet vermesi, zaaflarını kullanması biçiminde ifade edilmektedir. Yüzyıllardır var olan politika kelimesi Yunancada da ”çok yüzlülük” anlamına geliyor… Özüne bakarsak her bir anlamın haklı tarafı da yok değil.
Bulunduğumuz ortamda devam eden güncel sosyal politik tartışmalara yorum yapmak için ciddi bir bilgi birikimine sahip olmak gerekiyor. Bu bir yerde doğru, evet ama herhangi bir alanda yeterli bilgiye sahip olmayan bir insanın bile neyin yanlış, neyin doğru olduğunu fark edecek kadar düşünebilir inancındayım. Bir konu hakkında görüş ya da bilgi gerektiğinde kitaplardan yardım almak her zaman en iyi ve en eski yöntemdir. Ama yine de bir tartışmanın ortasında kalmış, fazla bilgiye de sahip değilseniz internete danışmakta fayda var. Şahsen bu durumlarda baktığım ilk site ekşi sözlük oluyor. Bir o kadar boş yapan ama bir o kadar haklı birçok yazı ve politikanın gerçek yüzünü orada bulabilirsiniz çünkü böyle genel konularda haklı olan her zaman halk olur.
Diyoruz ya, bir şeyi yaşamadan anlamak mümkün değildir diye, bu çok doğru… Ve politika konusunu da bilgilenip elimize almamız gerek. Geçen dolmuştayım, geçen dediğim virüsün ta ilk dönemleri… Bir dayımız oturmuş öne. Bir de ben varım. Maskesini takmamış, şoföre bir yakınıyor ki görseniz. Şimdi düşünüyorum, o adamı alıp meydana koysak, arkasına bütün esnafı da sallasak ülke ekonomik krizden de kurtulur arkadaş! Ama o an düşüncem daha farklı olacak ki atladım muhabbete. Bilgim de yok pek… Adam diyor ki virüsü bile bahane edecek kadar vahşi mi olunur, evime ekmek götüremiyorum. Maske almaya bile parası olmayan var, düşünmüyorlar ki… Oradan konuşmak kolay hey yavrum, bir kalkınsa şu esnaf… Başlayacağım politikalarına da, şuna da, buna da hay ben… Baktım bir de bağırarak konuşan türden… ”Abi siyaset yapmak yasak biliyorsun değil mi?” dedim. ”Aha işte gördün mü?” dedi şoföre, onu da duymadım değil. Yok komik olan 2 dakika geçti geçmedi pekala devam etti adam konuşmaya. Gençlerin de beynini boşaltıp istediklerini koyuyorlar ha!
Şimdi aklıma gelince bazen haklıymış diyorum. Eski fütürizm kitaplarına baktığımda hiç de düşlenen gelecek olmadığımızı görmek kaçınılmaz oluyor… Şimdi halk konuşuyor, dinleyen yok, siyasetçi çıkmış konuşuyor, cehalet almış başını gidiyor. Valla dediğim gibi şu konuda konuşmak istedim ama hiç hoşuma da gitmedi. Şu halkımıza bir söz hakkı verilse bir şeyler olur mu artık onu da olumlu karşılamak pek mümkün değil sanki…
Eski Fransa Cumhurbaşkanı Charles De Gaulle’nin çok haklı bir sözü var bu konuyla alakalı… Zaten hep bir şeyler neden olur düşüncelere, bana da politikayı düşündüren bu sözüdür. “Politika, politikacılara bırakılmayacak kadar önemli bir konudur.”