Kadınlar hunharca üzülürler. Ağlarlar. Sevdikleri için harap olurlar. Değer verirler. Erkekler tarafından olan haksızlığa gelemezler. Kendilerini yer bitirirler. Kendilerini avutmak için bazen saçlarından bir tutam keserler bazen ise çoğunluğunu keserler. En çok ağlatan şarkıları dinlerler, gözleri kanlanana kadar ağlarlar. Çok sevdim de ne oldu düşüncesi ile kalplerine saplanan hançerlerin haricinde kendileri de hançer saplar dururlar. Sonra ayna karşına geçerler. Aynadan tiksinirler. Olduğu yere çöküp dizlerini kendilerine çekerler. Ve bir daha ağlarlar, bir daha… Bağırırlar. Kimse duymaz genelde. İnada daha çok bağırırlar. Boğazları ağrır. Acı içinde boğazlarına dokunurlar. Kadınlar acıyı o an çok severler. Daha çok acı… Kendilerini bir yatağa atarlar, bir battaniye çekerler, bazen onu da çekmezler. Üşürler, ağlarlar. Ağlamaktan yorgun düşüp uyuyakalırlar. Uyanırlar. Ağlayacak gözyaşı kalmamış olur. Ama yine ağlarlar, bu sefer gözyaşı akmasa da içten içe ağlarlar. Kalpleri ağlar. Ayağa kalkarlar. Omuzları düşük ve bitkin hâlde yürürler. Zar zor bir bardak su içerler. Saatlerdir ellerine almadığı telefona uzanırlar. Bir sürü arama beklerken stabil her telefonda beliren bildirimleri görürler. Bu sefer ağlamaya başlarlar yine. Gözyaşları yorulmuş ama bir iki tane de akması için zorlarlar. Tekrar yorgun düşüp hem açlıktan hem de içindeki sızıyla orada kıvranırlar. Bazen arkadaşları gelip zile basıp kurtarır bu girdaptan, bazen ise hiç kimse… Hiç kimsesi olmayan kadınlar… O kadınlar ise yalnız olduklarını bildikleri için birden ayağa kalkarlar. Tiksindikleri aynanın karşısına tekrar geçerler. Kendilerine bakarlar uzun uzun. Ellerine bir pamuk alıp yüzlerini temizler. Sonra saçlarını sıkıca topuz yaparlar. Makyaj çantasını boşaltırlar. Ağlamaktan şişmiş gözlerine krem sürerler. Sonra ise kapatıcı. Ellerine maskarayı alırlar. Kurumuş olan gözyaşları akmak için gelir birden. Kadınlar pes etmez. Akan gözyaşlarına inat sürerler maskaralarını. Açlıktan bembeyaz olmuş dudaklarına ise kırmızı bir ruj. Tekrar yağmurlu gözleriyle aynadan kendilerine bakarlar kadınlar. Erkeklerin yıkmaktan, kırmaktan, harap etmekten, ağlatmaktan usanmadığı kadınlar içlerindeki gücü bilirler ve dirilirler. Günlerdir kendilerini mahveden kadınların dönüşleri ise apayrı olur. Kadınlar kendilerini harap ederler. Kadınlar kendi kendilerine ederler. Kadınlar hep üzülürler. Kadınlar en sonunda hep kırılırlar. İyi ve güzel kadınlar hep ağlarlar… Ama kadınlar kendilerine ettiklerini başka kimseye etmezler. Kadınların kendine yaptığı eziyetleri, erkekler kendilerine yapmazlar. Kadınlar diri olmayı bilirler. Kadınlar erkeklerin enkazından uzun da sürse çıkabilirler. Ama erkekler bir kadın olmadan dahi dünyaya gelemezler. Kadınlar güçlüdür. Kadınlar erkekleri hep sırtlanırlar. Ama erkekler bunu görmezler ve kadınlara kıymet vermezler. KADINLAR ÇİÇEKTİR. Erkeklerin bunda üzülecek ne var dediği her bir şeyde kadınların yaprakları bir bir dökülür. Kadınların dilinden anlayın. Zor değildir bir çiçeği sulamak, birkaç hoş sözle çiçek açmasını izlemek. Kadınlar çoğu şeyi yaparlar. Ama erkekler ise çoğunlukla bir kadına ihtiyaç duyarlar. KADIN BİR ANNEDİR. Erkekler bu yüzden de kadınlara ihtiyaç duyarlar. KADINLARI YIKMAK KOLAY DEĞİLDİR. Kadınlar birçok şeydir. Şimdi siz erkekler, kadınlar hayatınızda/hayatımızda her şey iken nasıl bu kadar basit davranabiliyorsunuz? Nasıl bu kadar anlayışsız oluyorsunuz? Nasıl bu kadar istediğinizi yaptıracağınızı düşünüyorsunuz? Nasıl bu kadar kısıtlayıp da gidip siz özgürce gezebiliyorsunuz? Nasıl bu kadar kıskançlık kelimesi kapsamında cinnetler geçirebiliyorsunuz? Nasıl bu kadar adaletsiz olabiliyorsunuz? Nasıl kadınlara da aynı hakları tanıyamıyorsunuz? KADINLAR ÖZGÜRDÜR. KADINLAR NEFESTİR. KADINLAR SUDUR. KADINLAR YAŞAMDIR. Ve bir erkeğin bir kadını kaybetmeden bunları anlaması ise imkânsız bir mucizedir. KADINLARI KAYBETMEKTEN KORKUN. ÖZELLİKLE SEVDİĞİNİZ KADINLARI… Çünkü sevdiğiniz kadınlar sizlere çiçek bahçeleri sunar, siz erkekleri kendinizden daha çok sever. Çiçek bahçelerini soldurmayınız. Nahif olunuz. Hayatınızın en nadide parçacığı gibi davranınız. Bulunmaz bir mücevher gibi davranınız. Ve doyumsuz olmayınız. Hayatınızda en değer verdiğiniz 2 kadın olsun: Biri anneniz olsun, biri sevdiğiniz kadın olsun. Sonradan ise bir de kızınız olsun. Kadınların güneşini karartmayın. Gündüzsüz gün olmaz. Günlerinizi geceye çevirmeyiniz. Kadınlar ufak bir çiçek ile bile gülümseyebilirler. Romantik olmak, kılıbık olmak değildir. Kılıbık olmak, hanımcı olmak gibi kelimelerle çevrelemeyiniz nahifliği. Kadınların sözünde durmak korkak yapmaz sizi. Tam tersine hem kadınların gönlünü fethetmiş olursunuz hem de peygamberimize yaraşır bir ümmet olmuş olursunuz. Yapmayınız erkekler. KADINLARI GÜNDEN GÜNE KAYBETMEYİNİZ. BİZ KADINLAR İSE GÜNEŞİN SONSUZ ÜMİDİYLE GÜÇLÜ KALMAYA DEVAM EDECEĞİZ…
Abonelik
2 Yorumlar
Eskiler