– Hilmi geçmiş olsun. Nasıl oldu? Nasıl kurtuldun sorusu daha önemli aslında.
– Geçen sene yaz tatilinde programlama, yazılım işleriyle uğraşıyordum ben. Bilmem duydunuz mu? Kendi çapımda başlamıştım. Basit oyunlar, hesap makinesi, tekrarlı yazılımlar yapıyordum. Bilinen basit programları yaparken aklımın bir kenarında her zaman bulunan kendi fikrimi programlama vardı. Ne olduğunu bilmiyordum. Zamana bırakmıştım biraz da. Sonrasında hayatımı kurtaran bu yazılımı yaptım.
Uyandığımda beni bilmediğim bir yere getirdiklerini anladım. Ceketimi çıkarmışlardı, üşüyordum. Ellerimse çok acıyordu. Sıkı bağlamışlar. İnsan sandalyeye bağlar. Üşüteceğiz burada yere oturmaktan. Benim etrafım kapalıydı. Dışarıdan geliyordu konuşmalar. Sessizce doğruldum yattığım yerden. Dinlemeye çalıştım sesleri. İki kişinin sesi dışında ses duyulmuyordu. Bir süre sonra üçüncü kişi girdi mekana. Onlara odaklanmış hâldeyken cebimdeki malzemelerin de çıkarıldığını fark ettim. Etrafıma bakınırken eşyalarımı koydukları yeri gördüm. Kafasız adamlar. Madem beni soydunuz bulamayacağım bir yere bırakın değil mi? Sonrasında sessiz hareketlerle eşyalarımın olduğu yere gitmeye çalıştım.
İlk hedefim telefonuma ulaşmaktı. Bir yandan dışarıdan gelen sesleri dinlerken diğer yandan da dikkatimi korumaya çalışıyordum. Az bir mesafe kalmıştı telefonuma. Kimi aramam gerektiğini bilmiyordum. Önce ulaşayım telefona, sonrasında onu düşünürüm, dedim kendime. İyi de ellerim bağlıydı, telefonu nasıl kavrayacaktım? Çeneme kuvvet dedim sonra. Tuşa bastım önce. Ardından yüz kilidiyle açıldı telefonum. Telefon kısmına girmek iyi fikirdi ancak konuşamazdım. Olumsuzluklar aklıma yeni geliyordu. Ne yapmam lazımdı bilmiyorum. Çaresizliğin kollarında hapsolmuşken aklıma yazdığım program geldi. Hemen ekranı kilitledim, ardından tekrar açtım. Gözlerimi kapattım ki yüz kilidi beni tanıyamasın. Sonrasında önceden belirlediğim dört haneli kodu şifre kısmına girdim. Beklemekten başka çarem yoktu. Çünkü devreye girdi mi bilmiyordum. Umarım en kısa sürede buradan kurtulurum diye temenni ettim.
-İyi de şifre kısmına girdiğin o kod ne işe yarıyordu ki?
-Hah, evet. İnterneti ve konum ayarlarını açıp bulunduğum konuma polis çağırıyordu. Bankalarda acil durum tuşlarının işlevini görüyordu diyebilirim. Programı yazmıştım ama etkinleştiğini gösteren bir bildirim de yapmam gerektiğini o an fark ettim. Kodu PİN kısmına girmemin üzerinden yaklaşık 20 dakika geçmişti. Ya şehre uzak bir yerde bulunuyorduk ya da polisler olayı ilk başta anlayamadı. Şükür şimdi buradayım. Sıra programımıza yeni özellikler eklemekte. Gönül isterdi ki böyle bir programa hiç ihtiyaç bulunmasın lakin zaman değişti.