İnsanlar artık birbirini öldürür oldu. Yemek yer gibi, su içer gibi normal hâle geldi bu. Küçücük çocuklar, masum kadınlar, gencecik delikanlılar… Sırf delinin birisi birini öldürmek istedi diye bu uğurda kaç can gitti? Kaç masum hayallerinden, yaşamından oldu? Sokakta yürüdü diye, göz göze geldi diye öldürülen insanlar var. İnsanoğlu o kadar vahşi bir canlı hâline geldi ki herhangi bir duygu değişikliğine sebep olan herkese kin gütmeye, öldürme arzusu beslemeye başladı. Affetmek, gülümsemek, anlayış göstermek, merhamet etmek mazide kaldı. Kin, nefret, öfke, hırs ve intikam. Günümüz insanlarının barındırdığı duygular bunlar artık. Sokakta yürüyemez olduk. Herhangi biriyle göz göze gelmeye korkar olduk. Kendi şehrimizde, mahallemizde tetikte gezer olduk. En çok canımızı yakan da insanların hayallerini, hayatlarını ellerinden alan canilerin sokaklarda özgürce dolaşıyor olması. Sırf mahkemeye takım elbise giyerek geldi diye, 20 sayfalık özür mektubu yazdı diye, “Beni tahrik etti.” cümlesi doğru bulundu diye suçsuz ilan edilen vahşiler aramızda ellerini kollarını sallayarak geziyorlar. Kimse ağzını açıp tek kelime söyleyemez oldu. Kimse düşüncelerini dile getiremez oldu. Düşünce özgürlüğünü bırakın, yaşama özgürlüğü bile elimizden alındı. Milletvekili tanıdığı olduğu için taciz ettiği kızı çatılardan atıp “Ben masumum.” diyenler haklı bulundu. Tahrik adı altında, nefsi müdafaaya sığınarak, özgürlüğünü elinden aldığı insanlar yok sayılarak yaşamalarına izin verildi hepsinin. Gezip tozmalarına, tekrar cinayet işletmelerine, her türlü sapkınlık ve vahşiliği yapmalarına olanak tanındı. Ne hâle geldik insanlık olarak? Gerçekten hâlâ insan olarak anılabilir miyiz? Sokakta yatan hayvanlara şiddet, taciz, tecavüz eden bir ırk gerçekten “üstün” olarak anılmalı mıdır? Sırf iradesi olduğu için doğadaki tüm canlılardan, kendi ırkından bile, kendini yüce gören ve onlara her türlü işkence ve eziyeti meziyet zanneden bir varlık söz konusu. Her tür ahlaki duygumuzu kaybetme eşiğindeyiz. Adalet, merhamet, cömertlik, yardımseverlik… Bunlar tarihten birer alıntı artık. Bir gülümsemeye hasret kaldık. İnsanlık olarak boynumuz bükük. Savunmasız canlıları koruyamıyoruz canilerden. Gözümüzün önünde oluyor bunların hepsi. Her şeye bizzat şahit oluyoruz. Bütün bu vahşilikleri aynı ırktan anıldığımız canlılar yapıyor. Sesimizi duyurmaya çalıştıkça bastırılıyoruz. Bastırıldıkça çaresizlik ele geçiriyor bizi. Sonrasıysa kabulleniş… Bir gün tüm bu vahşet döneminin son bulması ve hak edenlerin hak ettiği cezaları alması dileğiyle… Lütfen… Lütfen son verin tüm bunlara. Haberleri okudukça, olaylara dair fotoğrafları gördükçe içim acıyor. Lütfen artık bitsin bu içinizdeki öfke, kin, öldürme arzusu, işkence sevdası. İnsanlık özünü hatırlamalı. Günümüz “insanlık” kavramı bundan tamamen farklı. Merhamet, adalet, şefkat, sevgi, güzellik, aşk… Bizim özümüz bu duygulardan ibaret. Özümüze tekrar kavuşmamız dileğiyle…
Abonelik
2 Yorumlar
Eskiler