-Biz seni uyarıyorduk. İleride başın ağrır, çok uğraşırsın bırak bu işi diye.
-Yok bee! Ne oldu sanki? Bir video aldılar, birkaç soru sorup bıraktılar işte.
-Ya hep resmî olarak sıkıntı çekersin demiyoruz ki öyle bir şey olur ki psikolojin bile bozulur.
-Semih tamam abi. Teşekkürler beni düşündüğünüz için. Ben yapacağım. Hobi işte. Seviyorum bunu yapmayı.
Kapıyı kapatmadan önce söyledim bu sözlerimi. Bahsi geçen videoyu bir daha izlemek için bilgisayarımı açtım ve masama oturdum. Odamdan içeride konu hakkında konuşan Erkan ve Semih’in seslerini duyuyordum. Neyse ne, diyerek videonun bulunduğu klasörü açtım. Kulaklığımı takıp videoyu başlattım.
Bir kaza anına tanıklık ediyorduk videoda. Dört yolda bir minibüs ve bir ticari araç çarpışmıştı. Tüm işlerini erteleyip bir kenara oturdu kamerayı tutan kişi. Panik ve şok hâkimdi yüzlere. Minibüs şoförü yolcuları sakinleştirmeye çalışıyor, en titiz yaklaşımını hamile yolcusuna karşı yapıyordu. Belki de aklına hiç gelmiyordu aracının masrafları.
Ambulans ve polis sirenleri duyulunca şoförler hareketlenmiş, ehliyet ve ruhsatlarına yönelmişlerdi. Polisler ayaküstü birkaç sorudan sonra yolcuların yanına gitmek için ambulans ekibinin olduğu yere yöneldiler. Fuat komiser yolculara yaklaştıkça tanıdık bir ses geliyordu kulağına. Yüksek bir bağırma sesi duyuldu, tek el silah sesinden sonra.
Tuğçe hanım soğukkanlılığınız sebebiyle sizi tebrik etmek isterim, dedi başkomiser. Videoda her şeyi çekmiş olmanız da çok ilginç karşılandı. Akıllara neden böyle bir şey yaptığınız sorusu takıldı. Bu bende bir hastalık derecesinde komiserim. Kameramı açıp yürüdüğüm sokakları, geçtiğim yolları kaydederim. İlerleyen zamanlarda açıp izlerim. Bazen çok komik anlara ertelenmiş de olsa tanıklık ediyoruz. Ne yazık ki bu seferki olayımız hiç komik değildi. Uzun yıllardır böyle bir şey yapıyorum, diyerek galerimde bulunan diğer videoları gösterdim. Ekip aracıyla beni istediğim yere bıraktılar. Evime doğru yürümeye başlayınca telefonuma bakma fırsatı buldum. 8 cevapsız çağrının sahibi Semih ve Erkan’ı gördüm. Yine ne düşündüler acaba, diyerek evime doğru giden yoldaki müdavimi olduğumuz kafeye girdim.
‘‘Semih duydun mu abi? Tuğçe’nin videoya aldığı olayda mermi, polis memurunun silahından çıkmış. Oymuş sesin sebebi. Yolculardan birisini vurmuş. Maganda olmuş istemeden.’’ ‘‘Neden vurmuş ki?’’ diye hızlıca karşılık verdi Semih. ‘‘Abi, hamile kadının eşi, olay yerine gelen polis memuruymuş. Adam da biraz takıntılı. Sinir ve korkuyla rastgele ateş açıyor. Vurulan yolcu müdahalelere rağmen hayatını kaybediyor. Memur da sakinleştirilip alınıyor bir kenara. Kurbanın yakınları memurdan şikayetçi olunca adam hapsi boyluyor.’’ ‘‘Olaya bak yaa! Tuğçe’nin hobisi sebebiyle nasıl hayatlara tanıklık ediyoruz. Romandan alınmış gibi.’’