fbpx

Hayatımızda yaşadığımız ve yaşayacağımız her şey sanki bizim için hep güzelliklerle doludur sanıyoruz. Sonunu, daha doğrusu ömür boyu sürüp gidecek olan bu yaşantıyı hep güzelliklerle, kötü anlarını hesaba katmadan hayallere dalıyoruz. Bizi asıl yıkan, kendimizden eden de zaten bu hayallerimiz değil midir? İstediğimiz, hayalini kurduğumuz gibi gitmeyince de öyle bir yıkım alıyoruz ki kendimizi toplayacak bir güç bulamıyoruz bazen. Ama hayat akıyor biz bunu fark edemesek de zaman çok  hızlı gidiyor. Giden zaman senin hayatından gidiyor. Sonra düşünüyorsun ve diyorsun ki “Ben bu muyum, kendim için hayal ettiğim hayat, gelecek bu mu?”

Daha sonra tekrar hayaller kurmaya başlıyorsun. Ama bu sefer korkarak yapıyorsun bunu. Çünkü diyorsun ki bir kere daha yıkılırsam bu sefer kendimi toplayamam. O yüzden daha temkinli ilerliyorsun hayatında. Düşünmemeye çalışıyorsun geçmişi, yaşanılanları. Ama içinde bir yerde ne kadar kapatmaya çalışsan da kanayan bir yara hâlâ duruyor. Kendini hatırlatıyor sana. Bir an dağılıyorsun yine. Neden diyor insan kendine, neden bunu ben yaşadım. Ne yaptım da bu acıyı hak ettim diyorsun. Ama bizim göremediğimiz bir durum var ortada. Bunu bazen çok geç fark ediyoruz. Bırak o yara kan sızdırsın arada, bırak anılar hatırlatsın kendini, tekrar tekrar ağlatsın seni. Daha sonra bir bakacaksın ki hissetmeyeceksin hiçbir şey. Kendine şaşacaksın. Ben bununla nasıl baş ettim diyeceksin. O an anlayacaksın ne kadar güçlü olduğunu.

Yeniden başlayacaksın hayatına, hayallerine. Bu sefer farklı bir yoldan ilerleyeceksin. Bambaşka kişiler, duygular tanıyacaksın. Sonra dönüp ardına baktığında ben ne için kendimi yıkmışım diyeceksin. Ama olgunlaştığının farkına varacaksın o an. Çünkü o an acımayacak kalbin. Her şeye rağmen düşüneceksin ama o zamanları. Diyeceksin ki karşımdakini düşünmek, önemsemek, ona değerli olduğunu hissettirmek bana bu kadar acı verdi diye ben bunları yapmaktan vaz mı geçeceğim? Hayır elbette geçmeyeceğiz, geçemeyiz. Çünkü bizler hislerimiz kadar varız bu hayatta. Kimle ne yaşarsak, ne kadar yara alırsak alalım tam yara aldığımız yerden güçleneceğiz. Eğer içimizden hislerimizi atarsak geriye ne kalır ki bizden? Korkmamalıyız. Hayata yeniden başlamaktan, hayatımıza yeni birilerini almaktan, bizim için değerli olduklarını onlara hissettirmekten korkmamalıyız.

Bazen öyle bir an geliyor ki, öyle fena bir şekilde dengemizi kaybediyoruz ki, daha toparlanamayız sanıyoruz. Kendimizin farkında olamıyoruz. İstedikten sonra neleri başarabileceğimizi unutuyoruz. Hatta bazen ölmek bile istiyoruz. Bu acıyı daha fazla çekmek istemiyoruz. Gücümüz bitti diyoruz. Ama sonra öyle bir ışık doğuyor ki hayatımıza… Beklemediğimiz güzellikler çıkarıyor hayat önümüze. Daha devam etmemiz gereken uzun bir yol var önümüzde. O nedenle her şeye rağmen mutlu olun. Hayat her anı üzgün geçirecek kadar uzun değil. Ve şunu unutmayın ki sizin sevdiğinizin değil, sizi sevenin peşinden gidin. Çünkü o kişi her şeye rağmen sizi sevecek buna inanın.

Hisleriniz kadar var olun, sevilin bu hayatta…

Abonelik
Bildir
guest
3 Yorumlar
Eskiler
Yeniler En çok oylananlar
Satır içi yorumlar
Tüm yorumları görüntüleyin

Okuyucuların Beğendiği İçerikler

Birçok kişinin ‘’zor ama maaşı iyi, garanti meslek gibi’’ düşünceleriyle ün kazanmış bir bölüm olan tıp fakültesini size en ince detaylarıyla aktaracağım. Öncelikle fakülteye gelmeden önce kendinizi ilk gün yapılacak çaylak şakasına ve ileri zamanlarda daha siz TUS isimli bölüm seçmenize yarayan sınava girmeden ‘’Sen ne doktorusun? ‘’ veya diş hekimliği ayrı bir bölüm olmasına […]
Yaşanan herhangi bir gün hiç yaşanmasaydı, her şey daha farklı olur muydu? Misal dün hiç yaşanmasaydı veyahut bundan yıllar önce bir gün hiç yaşanmasaydı yine aynı mıydı hayatınız? Kadere inanmak subjektif bir bakış açısı olarak görünebilir ancak hayatın akışı olarak farklı bir yerden durumu ele alabiliriz. Bütün malzemeleri özene bezene kesip, doğrayıp harika bir yemek […]
Herkesin ölmeden görmek isteyeceği bir yer vardır. Yoksa da henüz keşfetmemiştir… Benim için burası Norveç. “Soğuk Cennet” veyahut “Kuzeyin İncisi” denilen bu ülkenin lanse ettiği imajı bir görseniz aşık olmamak elde değil. O yüzden henüz kendi ülkenizi keşfetmediyseniz ileride belki yol arkadaşım olabilirsiniz! Norveç ”Soğuk Cennet” Ülkenin yönetim biçimi anayasal monarşi ve başkenti Oslo‘dur. 385,207 […]
Her kitap ayrı güzel, dünyasına girdikten sonra… Ama bazı başyapıtlar vardır, gerçekten okumak zevk verir. Okudukça içine düşer, yeni bir dünyanın kahramanı olursunuz. Herkes için değişebilecek bir liste… Daha iyisi varsa da ben okuduğum kadarını biliyorum ve bunlar şu an en iyisi! Daha birçok türde konuşulacak kitaplar olsa da üç ayrı türde üç başyapıt derledim, […]

İlgini Çekebilir

Çoğumuzun, adını belki de hiç duymadığı fakat yaşamımızda denk gelebileceğimiz, farkında ve bilinçli olduğumuz takdirde erken tanı ve tedavi seçeneklerini düzenleyebileceğimiz, benim ise özel eğitim alanında tanıştığım bir sendromdan bahsetmek istiyorum sizlere: DiGeorge Sendromu. DiGeorge Sendromu (DGS) 22. kromozomun (22q11) delesyonu (kromozomun bağlı bulunduğu parçadan kopup silinmesi, yok olması) ya da translokasyonu (kopan veya kaybolan […]
“Sisyphus’u gördüm, korkunç işkenceler çekerken: yakalamış iki avucuyla kocaman bir kayayı ve de kollarıyla bacaklarıyla dayanmıştı kayaya, habire itiyordu onu bir tepeye doğru, işte kaya tepeye vardı varacak, işte tamam, ama tepeye varmasına bir parmak kala, bir güç itiyordu onu tepeden gerisin geri, aşağıya kadar yuvarlanıyordu yeniden baş belası kaya, o da yeniden itiyordu kayayı, […]
Bugün 10 Mart 2022. Gülistansız 796. gün “Ne durumdayım biliyor musunuz? Ölüm Allah’ın emri, ölüm dünyada var. Gençlerin ölümü zor ama biz her gün yeniden ölüyoruz. Her gün… Toprağa bile basmaya kıyamıyorum, acaba kızım içinde olabilir mi diye. “ 21 yaşında, Tunceli’de bir üniversite öğrencisiydi Gülistan Doku. 5 Ocak 2020 tarihinden bu yana haber alınamıyor. […]
Bir girişim fikriniz var ve bu alanda bir marka oluşturmak istiyorsunuz ya da henüz küçük bir işletmesiniz ve işletmenizi büyütüp kârınıza kâr katmak istiyorsunuz. İşte bu yolda atmanız gereken ilk adım markalaşmak olmalıdır. Peki marka nedir?                Marka yalnızca kalabalık bir pazarda sizi diğerlerinden ayıran isim, logo ve slogandan ibaret değildir. Markanız insanların sizinle etkileşimde […]