Hayatımızda yaşadığımız ve yaşayacağımız her şey sanki bizim için hep güzelliklerle doludur sanıyoruz. Sonunu, daha doğrusu ömür boyu sürüp gidecek olan bu yaşantıyı hep güzelliklerle, kötü anlarını hesaba katmadan hayallere dalıyoruz. Bizi asıl yıkan, kendimizden eden de zaten bu hayallerimiz değil midir? İstediğimiz, hayalini kurduğumuz gibi gitmeyince de öyle bir yıkım alıyoruz ki kendimizi toplayacak bir güç bulamıyoruz bazen. Ama hayat akıyor biz bunu fark edemesek de zaman çok hızlı gidiyor. Giden zaman senin hayatından gidiyor. Sonra düşünüyorsun ve diyorsun ki “Ben bu muyum, kendim için hayal ettiğim hayat, gelecek bu mu?”
Daha sonra tekrar hayaller kurmaya başlıyorsun. Ama bu sefer korkarak yapıyorsun bunu. Çünkü diyorsun ki bir kere daha yıkılırsam bu sefer kendimi toplayamam. O yüzden daha temkinli ilerliyorsun hayatında. Düşünmemeye çalışıyorsun geçmişi, yaşanılanları. Ama içinde bir yerde ne kadar kapatmaya çalışsan da kanayan bir yara hâlâ duruyor. Kendini hatırlatıyor sana. Bir an dağılıyorsun yine. Neden diyor insan kendine, neden bunu ben yaşadım. Ne yaptım da bu acıyı hak ettim diyorsun. Ama bizim göremediğimiz bir durum var ortada. Bunu bazen çok geç fark ediyoruz. Bırak o yara kan sızdırsın arada, bırak anılar hatırlatsın kendini, tekrar tekrar ağlatsın seni. Daha sonra bir bakacaksın ki hissetmeyeceksin hiçbir şey. Kendine şaşacaksın. Ben bununla nasıl baş ettim diyeceksin. O an anlayacaksın ne kadar güçlü olduğunu.
Yeniden başlayacaksın hayatına, hayallerine. Bu sefer farklı bir yoldan ilerleyeceksin. Bambaşka kişiler, duygular tanıyacaksın. Sonra dönüp ardına baktığında ben ne için kendimi yıkmışım diyeceksin. Ama olgunlaştığının farkına varacaksın o an. Çünkü o an acımayacak kalbin. Her şeye rağmen düşüneceksin ama o zamanları. Diyeceksin ki karşımdakini düşünmek, önemsemek, ona değerli olduğunu hissettirmek bana bu kadar acı verdi diye ben bunları yapmaktan vaz mı geçeceğim? Hayır elbette geçmeyeceğiz, geçemeyiz. Çünkü bizler hislerimiz kadar varız bu hayatta. Kimle ne yaşarsak, ne kadar yara alırsak alalım tam yara aldığımız yerden güçleneceğiz. Eğer içimizden hislerimizi atarsak geriye ne kalır ki bizden? Korkmamalıyız. Hayata yeniden başlamaktan, hayatımıza yeni birilerini almaktan, bizim için değerli olduklarını onlara hissettirmekten korkmamalıyız.
Bazen öyle bir an geliyor ki, öyle fena bir şekilde dengemizi kaybediyoruz ki, daha toparlanamayız sanıyoruz. Kendimizin farkında olamıyoruz. İstedikten sonra neleri başarabileceğimizi unutuyoruz. Hatta bazen ölmek bile istiyoruz. Bu acıyı daha fazla çekmek istemiyoruz. Gücümüz bitti diyoruz. Ama sonra öyle bir ışık doğuyor ki hayatımıza… Beklemediğimiz güzellikler çıkarıyor hayat önümüze. Daha devam etmemiz gereken uzun bir yol var önümüzde. O nedenle her şeye rağmen mutlu olun. Hayat her anı üzgün geçirecek kadar uzun değil. Ve şunu unutmayın ki sizin sevdiğinizin değil, sizi sevenin peşinden gidin. Çünkü o kişi her şeye rağmen sizi sevecek buna inanın.
Hisleriniz kadar var olun, sevilin bu hayatta…