Âşık:
Bir yâr düştü gönlüme deli divaneyim,
Aldı ömrümü elimden biçare avareyim,
Bir öğüt ver şu mazluma dinleyeyim,
Söyle üstat söyle neyleyeyim.
Üstat:
Zerre ziyan etme ömrü tabiiyeti Hak’tır aşkın,
Her zerresi ziyan olur ömrünün olursan Hak’ka taşkın,
Ziyan etme ömrünü bir fani uğrunda âlemler önünde eğilse,
Âlemler kadar olsa aşkın ne manası var yaradan için değilse.
Âşık:
İnsan dediğin ruha örtünmüş deri,
Düştüm aldanıp gaflet çukurundan içeri,
Bir büyük kelâm eyledin çekilipte geri,
Önceden ciğerim yanardı şimdi içim yangın yeri.
Üstat:
Sabırla teslim olmalı Hak’ka,
Kimin düştüğü çukur Yusuf’un kuyusundan derin?
Kalpten dua edersen görürsün,
Ateş olmadı mı İbrahim’e serin?
Öyle manevi bir savaş vermeli ki insan, gören düşmeli hayrete,
Kesişir yolun yâr ile elbet Hak, kaderi bağlı kıldı gayrete.