Uzun zamandır yoktum buraya yazı yazmıyordum. Hayatımın dönüm noktasından geçiyordum. Üniversite sınavına hazırlanıyordum sonrasında tercihler falan derken hiç kendime yazma ya da okuma konusunda vakit ayırmadığımı fark ettim. Bu yazıyı da vize haftamda yazıyorum galiba ders çalışmaktan bunalıp kendime vakit ayırmak istedim. Biraz bu zamana kadar neler yaşadığımdan bahsetmek istiyorum sizlere en son yazımda da bahsettiğim gibi okul dershane ev arasında gidip geliyordum sonrasında sınava girdim sınavda beklediğimden sakin bir şekilde girdim nedeni bu yükten kurtulmanın verdiği rahatlıktı galiba ama asıl olay sonrasında başladı benim için meğerse beklediğimden daha kötü geçmiş sınavım sınav sonucumdan anladığım buydu ama tercih yamak ve mezuna bırakmak düşüncesi insanı daha çok yoruyor hatta aileni bile daha fazla yoruyor özellikle benim annem bu kona dua etmekten çok yoruldu. Benim istediğim bölüm en başından beri her zaman aynıydı edebiyattı ailemde en başından beri biliyordu ama son dakika bana adalet okumak konusunda ufak çaplı baskı yaptılar ama sonuç Dokuz Eylül Üniversitesinde arkeoloji okuyorum. Evet bu konu buralara nasıl geldi diye hepiniz şaşkınlık içerisindesiniz ben de ilk tercihler açıklandığında şaşırmıştım hatta annemle bakışıp ağlamaya başladık daha da komiği canlı müzikteydik ben ve annem ağlarken arka fonda çare gelmez şarkısı çalıyordu dizi sahnesi gibiydi diğer bölümlerde de yine ağlama var ama bunun kadar etkileyici bir sahne değildi tabii ki de. Diğer bölümlerde ne mi oldu annemler acaba bir daha mı hazırlansan diye ikna etmeye çalıştılar ben de bir daha hazırlanmak istemediğime ikna etmeye çalıştım sonuç şu an İzmir’de yurdumda bu yazıyı yazıyorum. Açıkçası ilk başlarda bölümüm hakkında aşırı korku ve endişe vardı zaten üniversite okumak zor bir de çok fazla ilginizin olmadığı bir bölümde okumak daha korku veriyordu ama şu an memnunum bölümünden sevmeye eğlenmeye başladım korkum ve endişem azalmaya başladı umarım bir daha ki yazılarımda da gittiğim kazılar hakkında yazarım bu bölümü nasıl tercih listeme eklediğimi merak ediyorsanız bir pazar kahvaltısında babama bu bölümde var yazsam mı acaba dememle gerçekleşti. Babam keşke yazdırmasaydım diye pişman annem keşke dualarımda detay verseydim hayırlısı deyip geçmeseydim diye pişman bana sorarsanız ilk başlara pişmanlık vardı hatta bu zamana kadar edebiyat kitaplarım notlarım duruyor edebiyat hep içimde bunun içinde bir şeyler bulacağım ama şu an pişman değilim bir sürü şey öğrendim buralara gelirken yaşadıklarımdan derslerde kendimi eksik hissettiğim konularda tamamlayama başladım başka bir şehirde yaşamının kolaylığı ve zorluğunu öğrendim(çamaşır yıkamak ve ütü yapmak en zoru) yeni insanlarla baştan tanışmanın zorluğunu öğrendim en önemlisi de özlem duygusunu öğrendim evet uzaklarda tanıdıklarım vardı özlüyordum ama aslında o özlem duygusu değilmiş ne duygusu bilmiyorum ama buraya geldiğimde cidden ailemi arkadaşlarımı komşularımı akrabalarımı o şehirde yaşadığım anıları özledim ama biliyorum daha buraya yeni geldiğim için nu da zamanla geçecek geçmiş bile olabilir çünkü İnegöl’e geldiğimde 2 günden daha kalamazdım herkes öyle olacağını söylemişlerdi ama bu kadar hızlı olacağını düşünmedim biraz da yurda geldiğimde neler olduğundan bahsedeyim ilk haftalar her dakika telefonla konuşuyordum (gerçi hala öyle de) ailem arkadaşlarım akrabalarım hep arıyorlardı hatta yurttakiler beni aşiret zannetmişler ve bu kadar akrabalarımla konuşmama aramızın bu kadar iyi olmasına baya şaşırmışlardı hatta en son beni babaannemin yeğeni aradı ve bir daha akrabalarımla aramdaki ilişkiyi anlatmama gerek kalmadı. Çamaşır yıkamak ve ütü yapmak her zaman ağlamama sebep oluyor canım annem ya her seferinde daha iyi anlıyorum kıymetini tabii ki de sadece burada anlamıyorum kıymetini 🙂 çok güzel arkadaşlıklar edindim bir gün bu yazımı okursalar anlarla kendilerini sonuç olarak buraya zor şartlarda geldim ama ne olursa olsun mutluyum ve pişman değilim ilerde ne olur bilmiyorum ama umarım bir daha ki yazımda gittiği kazılardan kazılardaki anılarım hakkında yazmak isterim manifestliyorum 🙂 Yazımın sonuna geldim ve şu cümleyle bitirmek istiyorum. Her şeyi düzeltmeye kalkışırken belki de yok ediyoruzdur.
Abonelik
0 Yorumlar