Kaç tane ağrı kesici içtim, bilmiyorum. Kaç gün sürdü ağrılarım, kaç kez nane limon kaynattım. Hiçbir işe yaramadı, hiçbir tesiri olmadı. Kendime gelemedim, sesini duyana kadar. Öyle hoş konuştun ki benimle, öyle çok hissettirdin ki sevgini bana… Senin göğsüne uzandığımda duyduğum kalp atışın belki de en güçlü ilaçtı. Gülerken kısılan gözlerindi benim ağrı kesicim.
Burnumda sızlayarak başlayan bir ağrı, kafamın en kuytu köşelerine kadar ulaştı. Bir yorgan altına gömülmüşüm, yastığın yüzünü beş dakikada çeviriyorum. Sanki bütün bunlar beni iyi mi edecek? Oysa başımı koyduğum yerde kolların olsaydı, saçlarımın arasında ellerin gezinseydi… İnan, bu beni iyileştirirdi.
Biliyorum, çünkü telefonun bir ucundan gelen sesin dahi yaralarımı sarıyor. Senden gelen her şey, yeter ki gelsin dediğim şeyler… Belki dokunamayayım, lakin göreyim yüzünü. Belki avuçlarımı kanatacak kadar keskin, camdan olsun ellerin… Lakin yine de ulaşabileyim, tutabileyim ellerini..
Sana baktığımda gözlerimden yansıyan ışığı görmemek mümkün değildir. Arkada derin bir izdiham var belki, lakin ben bilmiyorum. Benim gözlerim yalnız seni bütün gerçekliği ile görebiliyor. Sen bir ışıksın, yürüdüğüm yollar; yürüdüğümüz yollar seninle aydınlanır. Senin dışında her yer, her kimse, her şey en genel tabiriyle; karanlık…
Biraz azalmış, incelmiş saç tellerim ile karşındayım bugün. Biraz hırıltılı sesim ile konuşuyorum, titreyen ellerimle yazıyorum sana. Gözlerim yaşarıyor, kendi sesimi duyamayacak kadar ağırlaştı başım. Biraz huzursuz, biraz hastayım bugün. Kötüyüm sevgilim, çok şey denedim lakin nafile. Beni bütün hastalıklardan, zifiri karanlıktan; senin iki kelimen kurtarabilir. Benim hayatımda kötülük seninle iyiliğe döner. Hastalıklarıma sen ilaç olursun. Zaten sevgilim, sen olmasan ben neyim ki? Benim hayatım sensin.
Kusursuz bir gün, belki güneşli bir gündür. Belki karlı bir gün. Herkes için değişen sevgiler var. Kusursuz bir gece, belki derin bir uykudur. Belki eğlenmektir doyasıya. Kusursuzluk var mıdır, kusuru bizler yaratırken? Hep düşünür dururdum sevgilim, sana varana dek. Yolum sana çıkana, ellerinden tutup koşana dek… Varmış meğer, kusursuzluk varmış. Bütün kusurları hiç edecek kadar tesirli bir kusursuzluk… Sensin sevgilim; sorduğum sorular da sensin, cevaplar da. Virgülüne kadar da sensin her cümlemin konusu, noktasına kadar da.
Sensin sevgilim, benim hayatım sensin.