fbpx

                        Sevgi neydi? Sevgi iyiliktir, sevgi dostluktur, sevgi emektir.
(Cengiz Aytmatov)

İnsanoğlu her zaman, baktığı her türlü somut veya soyut duruma karşı bir duygu beslemiştir. Bu insan doğasına has ve insanoğlunun ilk anından beri böyle olmuştur.

Bu duyguların başında tabii ki sevmek gelir. Sevmek sadece karşı cinsiyeti ya da bir çiçeği, böceği sevmek değildir.

İnsanların görmediği metafizik olguları da sevebilir.
İnsan kimi sever? Kendisine benzeyeni mi? Yoksa çok güzel olanı ya da şöyle soralım soruyu: İnsan neyi sever?

Bugün fani birini sevmenin aslında ehemmiyetine bir de benim penceremden bakın…

Başta dediğimiz gibi sevgi neydi?
Herkes kendince bir şeyler tabii ki diyecektir. Ama sevmek asla kaçmak değildir, sevgi kör olup her şeyi görmemek de değildir. Sevmek birini olduğu gibi kabul etmektir. Ne fazlasını istemek ne de eksiğini istemek, sevgi kalabalıklar içindeki yalnızlığında sana yalnızlığı unutturabilmektir. İlle de sevgisini göstermeye gerek yoktur. Bazen bir cümle, bir mimik bile her şeyi anlatabilmektedir. Yarınınızın olmadığını bile bile dünyana sığdıramadığını yüreğine sığdırabilmektir.

Sevmek hesapsızlıktır, bir saniye sonrasını bile bilememektir. Ne zaman seveceğini, ne zaman yıkılacağını bilememektir. Mesela bir ekim ayında karşına çıkar seversin, bir zaman sonra çekip gidebilir ama bunları bilmene rağmen sevebilmektir. Sabredebilmektir hatta hiç olmadığı kadar sabredebilmektir. Sevmek kimisi için bir tuzak iken kimisi için zamana sığmayan bir mutluluktur. Sevmek, sevdiğine yollar açabilmektir, bazen de yolundan çekilebilmektir. Yasağını sevebilmektir. Kimsenin görmediğini görebilmektir. Ona ölmek, onunla ölebilmektir. Sevdiğini herkesin yapabilmektir ve tabii ki her şeyin yapabilmektir… Sevmek onun için kimi zaman bahane bulabilmektir. Sevmek her şeyle/herkesle mücadele edip sadece ona yenilmektir. Ama yenilgisi bile güzel gelir.

Cengiz Aymatov’un (1928-2008) “Selvi Boylum Al Yazmalım” eserinde dediği gibi:

“Sevgi neydi? Sevgi iyilikti, sevgi dostluktu, sevgi emekti.”

Sevmek emek işidir. Sevmekten kaçılmaz, kaçılırsa o zaman aşk olur. Tıpkı Ümit Yaşar Oğuzcan’ın (1926-1984) “Sevgi Emek İşidir” şiirinde dediği gibi:

”Sevmek emek işidir.

Sevgi yumaktır, sardıkça büyür,

Aşk patron kişidir,

Aşk korkaktır, kaçtıkça büyür.”

  Aslında sevgi kavramına belirli bir çerçeve çizmek yanlıştır ama sevgiyi bir kez hissetmek tıpkı çöldeki harese otunu yiyen deve misali, yedikçe daha güzel gelir ama ölüme gittiğini bile bilemez. İnsanlar da sevgiyi hissettikçe daha çok, daha fazla hissetmek isterler ve kimi zaman kör kuyuları boylarlar, sevgide pişmanlık yoktur. Sevgide unutma da yoktur. Hep içinde alevlenir durur. Fark etmez yanı başında olması ya da çok uzakta olması eğer iradelere bir kez kelepçe vurulmuş ise artık anlarsın ki kaybetmişsindir. Sevmekte kazanmak nadirdir. Ama kaybetmeyi bile sevmek, güzel olduğu kadar çok büyük bir risktir. Zaten cesaretli olan sevebilir. Sevdiğin sana nefes olur. Ne yapsan da bir kere sevmişsindir. Kendini tanıyamazsın, değiştiremezsin kendini ama onunla daha güzel bir halle gelirsin.

Misal yağmurdan kaçtığın günleri unutmuşçasına yağmuru seversin ya da karanlıkla sırdaş olursun, kıyamadığın her kirpiğini karanlığa anlatırsın.

Sevmek bir nimettir. Herkes aynı şekilde sevmez ama herkesin derdine dermanı da kendisi kadardır. Ne kadar riskli olsa da arkana dönüp baktığında asla keşke demezsin, her şey için ”İyi ki!” dersin ve hayatın boyunca her şeyi yüreğinde taşırsın. Ondan gelecek her şeye başım gözüm üstüne dersin tıpkı Hüseyin Nihal Atsız’ın (1905-1975) “Geri Gelen Mektup” şiirindeki gibi:

Vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin,

Sen öldürüyorken de vururken de güzelsin.


NE OLURSA OLSUN SEVİN, SEVDİĞİNİZ SİZE ÖLMESE DE OLUR YETER Kİ SİZİN İÇİN ÖLMESİN…

Serhebun Yavuklu içeriklerini beğendin mi? Sosyal medyada takip edin!
Abonelik
Bildir
guest
1 Yorum
Eskiler
Yeniler En çok oylananlar
Satır içi yorumlar
Tüm yorumları görüntüleyin
Serhebun Yavuklu içeriklerini beğendin mi? Sosyal medyada takip edin!

Okuyucuların Beğendiği İçerikler

Yazar sayımızın 300’ü aştığı şu günlerde hevesli yazarlarımıza yol gösterebilmek veya en azından daha kaliteli içerikler üretebilmeleri adına bazı ipucular vermek için bu yazıyı kaleme almaya karar verdim. Bu yazı boyunca bir dijital içeriğin nasıl yazılması gerektiğinden bahsedeceğim. Bublogta içeriklerinin bir kısmı şiir ve denemelerden oluşuyor ve bu yazıda söyleyeceğim şeyler bu içerikler için çok […]
Birçok kişinin ‘’zor ama maaşı iyi, garanti meslek gibi’’ düşünceleriyle ün kazanmış bir bölüm olan tıp fakültesini size en ince detaylarıyla aktaracağım. Öncelikle fakülteye gelmeden önce kendinizi ilk gün yapılacak çaylak şakasına ve ileri zamanlarda daha siz TUS isimli bölüm seçmenize yarayan sınava girmeden ‘’Sen ne doktorusun? ‘’ veya diş hekimliği ayrı bir bölüm olmasına […]
Yaşanan herhangi bir gün hiç yaşanmasaydı, her şey daha farklı olur muydu? Misal dün hiç yaşanmasaydı veyahut bundan yıllar önce bir gün hiç yaşanmasaydı yine aynı mıydı hayatınız? Kadere inanmak subjektif bir bakış açısı olarak görünebilir ancak hayatın akışı olarak farklı bir yerden durumu ele alabiliriz. Bütün malzemeleri özene bezene kesip, doğrayıp harika bir yemek […]
Herkesin ölmeden görmek isteyeceği bir yer vardır. Yoksa da henüz keşfetmemiştir… Benim için burası Norveç. “Soğuk Cennet” veyahut “Kuzeyin İncisi” denilen bu ülkenin lanse ettiği imajı bir görseniz aşık olmamak elde değil. O yüzden henüz kendi ülkenizi keşfetmediyseniz ileride belki yol arkadaşım olabilirsiniz! Norveç ”Soğuk Cennet” Ülkenin yönetim biçimi anayasal monarşi ve başkenti Oslo‘dur. 385,207 […]
Her kitap ayrı güzel, dünyasına girdikten sonra… Ama bazı başyapıtlar vardır, gerçekten okumak zevk verir. Okudukça içine düşer, yeni bir dünyanın kahramanı olursunuz. Herkes için değişebilecek bir liste… Daha iyisi varsa da ben okuduğum kadarını biliyorum ve bunlar şu an en iyisi! Daha birçok türde konuşulacak kitaplar olsa da üç ayrı türde üç başyapıt derledim, […]

İlgini Çekebilir

Çoğumuzun, adını belki de hiç duymadığı fakat yaşamımızda denk gelebileceğimiz, farkında ve bilinçli olduğumuz takdirde erken tanı ve tedavi seçeneklerini düzenleyebileceğimiz, benim ise özel eğitim alanında tanıştığım bir sendromdan bahsetmek istiyorum sizlere: DiGeorge Sendromu. DiGeorge Sendromu (DGS) 22. kromozomun (22q11) delesyonu (kromozomun bağlı bulunduğu parçadan kopup silinmesi, yok olması) ya da translokasyonu (kopan veya kaybolan […]
“Sisyphus’u gördüm, korkunç işkenceler çekerken: yakalamış iki avucuyla kocaman bir kayayı ve de kollarıyla bacaklarıyla dayanmıştı kayaya, habire itiyordu onu bir tepeye doğru, işte kaya tepeye vardı varacak, işte tamam, ama tepeye varmasına bir parmak kala, bir güç itiyordu onu tepeden gerisin geri, aşağıya kadar yuvarlanıyordu yeniden baş belası kaya, o da yeniden itiyordu kayayı, […]
Bugün 10 Mart 2022. Gülistansız 796. gün “Ne durumdayım biliyor musunuz? Ölüm Allah’ın emri, ölüm dünyada var. Gençlerin ölümü zor ama biz her gün yeniden ölüyoruz. Her gün… Toprağa bile basmaya kıyamıyorum, acaba kızım içinde olabilir mi diye. “ 21 yaşında, Tunceli’de bir üniversite öğrencisiydi Gülistan Doku. 5 Ocak 2020 tarihinden bu yana haber alınamıyor. […]
Bir girişim fikriniz var ve bu alanda bir marka oluşturmak istiyorsunuz ya da henüz küçük bir işletmesiniz ve işletmenizi büyütüp kârınıza kâr katmak istiyorsunuz. İşte bu yolda atmanız gereken ilk adım markalaşmak olmalıdır. Peki marka nedir?                Marka yalnızca kalabalık bir pazarda sizi diğerlerinden ayıran isim, logo ve slogandan ibaret değildir. Markanız insanların sizinle etkileşimde […]