Hayatımızdan çıkaramadğımız bir sözcük aslında “YARIN”
Olmayan bir kavram değil mi aslında ? Ancak hayatımızın her noktasında somut olan her şey gibi tekrar ediyoruz. Yarın şunları yapalım , yarın şuraya gidelim, yarın şununla görüşeyim gibi sürekli yarını söylüyoruz. Çoğu şeyi yarına bırakıyoruz. Kimse bilmiyor ki yarından daha kısa bir sürede neler yaşayabiliriz.
Bu açıdan düşününce bir şeyleri yarına ertelemenin çok saçma olduğunu fark ediyoruz aslında. Bir hafta sonrasına futbol maçı bileti alıyoruz. Bir ay sonrasına programlar düzenliyor, bir yıl sonrası için tatil rezervasyonu yaptırıyoruz; ama yarınımızdan emin değiliz! Çelişki mi? Evet. Hem de en büyüğünden.
“Ee o zaman yaşamayalım!” diyeceksiniz. Haklısınız pek tabii. İnsanız, sürekli düşünüyor, tasarlıyor, planlıyoruz. Zaten hayatın kendisi bu. Ama diyorum ki ; plan yapalım, rezervasyon yaptıralım, iki yıl sonrasına randevulaşalım; ama bugün yapabileceğimizi de yarına bırakmayalım. Yarından bir şeyler beklemekle geçmesin ömrümüz. Seviyor muyuz? Söyleyelim . Bir düşümüzü şimdi gerçeğe çevirebilecek potansiyele sahip miyiz? Çevirelim, çünkü yarın yok.
Yaşadığımız sürece bize pek çok imkan sunulur. Hayat bazen imkanlarıyla gelir. Çalış, çabala yolunu bul,” der. Biz bu imkanların farkına varıp, üzerinde düşünüp, ilk adımı atmaz isek, fırsat uçup gider.
Atamadığımız her adım, boşa geçen her zaman dilimi mutsuzluk getirir, hedeflerimizden bizi uzaklaştırır. İnsan küçük adımları küçümsemek eğilimindedir. O nedenle de ilk adımlar çok zordur belki de. Şunu bilmeliyiz ki dünya 3 gündür ;dün ,bugün, yarın…Aldığımız nefesin, içtiğimiz suyun, yaşadığımız doğanın değerini bilmediğimiz, unuttuğumuz gibi…
Yarın yaparım, yarın yaparım deme! Bugün de dünün yarınıydı, ne yapabildin?
MEVLANA