Hepinize merhaba sayın Bublogta okuyucuları…
”Güçlü Kadınlar” serimizin 3. bölümünde Türkiye’nin ilk kadın pilotu, göklerin kızı Sabiha GÖKÇEN ile karşınızdayız.
1913 yılında, 1. Dünya Savaşı’nın ateşlenme zamanlarının ortasına doğan Sabiha, Bursa’da İzzet Bey ve Hayriye Hanım’ın altıncı çocuğu olarak dünyaya geldi.
12 yaşında anne ve babasını kaybetti.
Herkesin hayatında bir dönüm noktası vardır. Sabiha ise kendi şansını cesareti ile yarattı.
1925 yılında Bursa’yı ziyaret etmek için gelen Atatürk’ün karşısına çıkıp hayallerini anlattı Sabiha.
İşte bu hadise hayatının dönüm noktası olmaya yetti.
Genç kızın fikirlerinden ve cesaretinden çok etkilenen, hayat hikayesini öğrenen ve içinde bulunduğu maddi koşulların okuması için yeterli olmayacağını düşünen Atatürk, abisinden izin aldı ve Sabiha’yı evlat edinerek Ankara’ya götürdü.
Hayat şimdi yeniden başlıyordu.
İlerleyen dönemlerde Atatürk ona, ”Gökyüzüne bağlı” anlamına gelen Gökçen soyadını verdi (19 aralık 1934). İlginç olan şudur ki Sabiha GÖKÇEN, bu olaydan bir yıl sonra havalarda süzülmeye merak salacaktı…
Sabiha’nın okuma hayalleri önce Çankaya İlkokuluyla gerçekleşti. Ardından Arnavutköy Amerikan Kız Koleji ve Üsküdar Amerikan Lisesinde eğitim gördü. Rahatsızlığı nedeniyle öğrenimini yarıda kesip Heybeliada ve Viyana’da tedavi gördü. Bir yandan da yeni bir dil öğrenmek istedi ve Fransızcasını geliştirmek için bir süre Paris’te yaşadı.
1935 yılında, manevi babası Mustafa Kemal ATATÜRK ile birlikte Türkkuşu’nun açılış törenine katılan Sabiha, planör gösterilerinden çok etkilenmişti. İşte o anda pilot olmaya karar verdi.
Heyecanı Mustafa Kemal’i de etkilemiş olacak ki kızına destek verdi. Sabiha, 1935’te Türk Hava Kurumu’nun Türk Kuşu Sivil Havacılık Okulu’na başlayarak Ankara’da yüksek planörcülük brövelerini aldı. Daha sonra 7 erkek öğrenciyle birlikte altı aylık yüksek planörcülük eğitimi için Kırım’a gönderildi. Eğitimini burada, “Koktebel Yüksek Planör Okulu”nda tamamladı.
Daha sonra hedeflerinde Moskova’da Motorlu Uçak Okulu’na gitmek vardı fakat manevi kız kardeşi Zehra’nın ölümü ile sarsılan Sabiha planını bozdu ve ülkesine döndü.
Kardeşinin ölümü ile hayata küsen Sabiha bir süre dünya ile bağını kopardı. Onu içine düştüğü girdaptan çıkaran isim yine Mustafa Kemal oldu. Manevi babasının ısrarları ile kendini toparladı ve yeniden çalışmaya başladı. Eskişehir Havacılık Okulu’nda Savmi Uçan ve Muhittin Bey’den özel uçuş eğitimi aldı. Ve orada av ve bombardıman uçaklarıyla başarılı görevler yaparak dünyanın ilk ”Kadın Savaş Pilotu” unvanını kazandı.
Gökçen’in, uçuş eğitimde gösterdiği başarılardan dolayı, Atatürk kendisine şunları söyledi: “Beni çok mutlu ettin… Şimdi artık senin için planladığım şeyi açıklayabilirim… Belki de dünyada ilk askerî kadın pilot olacaksın… Bir Türk kızının dünyadaki ilk askerî kadın pilot olması ne iftihar edici bir olaydır, tahmin edersin değil mi? Şimdi derhal harekete geçerek seni Eskişehir’deki Tayyare Mektebi’ne göndereceğim. Orada özel bir eğitim göreceksin.”
O yıllarda kızlar askerî okullara alınmadığı için özel bir üniforma giydirilerek Eskişehir Uçuş Okulu’nda, 1936-1937 döneminde 11 ay boyunca özel eğitim aldı. Bu eğitim sırasında kendisine ilkokul öğretmeni Nüveyre Uyguç eşlik etti. Gökçen, brövesini aldıktan sonra Eskişehir’deki 1. Hava Alayı’nda altı ay görev yaptı, bu sırada Trakya ve Ege manevralarına katıldı. Avcı ve bombardıman uçakları ile uçtu.
Bu esnada 1937’de Tunceli’de bir ayaklanma çıktı ve Dersim Harekatı başlatıldı. İşte bu harekatın hava saldırısı safhasında yer alan Sabiha, ”Dünyanın ilk kadın savaş pilotu” olmuştu. Bu harekatta kadının şans verildiğinde neler yapabileceğini önce kendine, sonra babasına ve sonra da tüm dünyaya kanıtlamıştı. Harekatta göstermiş olduğu üstün başarı sebebiyle, kendisine, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genelkurmay Başkanı’nın da katılımıyla “Türk Hava Kurumu Murassa Madalyası” (iftihar) takdim edildi. 30 Ağustos 1937’de askerî uçuş brövesi aldı.
Manevi babası Atatürk öldükten sonra hayatını yeniden düzene sokan Gökçen, kadınların orduda görev yapmasına ilişkin yasa çıkmadığı için ordudan ayrıldı ve Türkkuşu Uçuş Okulu’na başöğretmen tayin edildi. Amacı kendi gibi cesur ve başarılı pilotlar yetiştirmekti. 1955’e kadar bu görevini başarıyla sürdürdü. Türk Hava Kurumu Yönetim Kurulu Üyesi oldu. Hayatı boyunca toplam 22 değişik hafif bombardıman ve akrobatik uçakla uçtu.
Sabiha Gökçen, 1940 yılında Hava Okulu’nda askeri coğrafya ve topoğrafya öğretmeni Üsteğmen Kemal Esiner ile evlendi ve eşine kendi soyadını verdi (10/10 hareket). Ancak 3 yıl sonra eşini kaybetti.
Kariyeri boyunca pek çok ödül alan Sabiha Gökçen, 1996’da Amerikan Hava Kurmay Koleji “Kartallar Toplantısı”na onur konuğu olarak katıldı ve “Dünya tarihine adını yazdıran 20 havacıdan biri” seçildi. Üstelik bu ödüle layık görülen ilk ve tek kadın havacıydı.
Son uçuşunu 83 yaşındayken Fransız Pilot Daniel Acton eşliğinde Falcon 2000 uçağı ile yaptı.
ALDIĞI ÖDÜLLER
– Türk Hava Kurumunun bir numaralı Övünç Madalyası ve beratı
– Yugoslav Ordusunun en büyük nişanı olan Beyaz Kartal Nişanı ve ordu brövesi
– Romanya Ordusu Havacılık Brövesi
– Trakya ve Ege Manevraları’ndan dolayı verilen hatıra madalyalar,
– Türk kadınının seçme ve seçilme hakkı kazanmasının 50. yılında TBMM’deki törende verilen mesleklerinde öncü kadınlar plaketi,
– Selçuk Üniversitesi’nin fahri doktorluk payesi,
– Türk Hava Kurumu tarafından 1989 yılında verilen altın madalya,
– 1991’de Uluslararası Havacılık Federasyonunun havacılığın bütün dallarında üstün başarı gösteren havacılara verdiği FAI altın madalyası
– 1996’da ABD’nin Maxwell Hava Üssü’ndeki törende “dünya tarihine adını yazdıran 20 havacıdan biri” unvanı
– Ordu, çeşitli dernek ve kuruluşların verdiği 28 adet plaket.
Sabiha Gökçen 3 Mart 2001’de, Gülhane Askeri Tıp Akademisi Hastanesi’nde hayata gözlerini yumdu. Geriye başarı ve zaferle dolu, tüm dünyaya özellikle de kadınlara ilham olan bir yaşam bıraktı.
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere…
Güçlü kalın!