Falafel
İçeriğine baktığımızda çok basit bileşenleri olan ancak özellikle sıcak yenildiğinde tadı damak çatlatan bir lezzet. Asıl malzemesi nohut. Evet evet yanlış duymadınız, bildiğimiz nohut. ”Nohuttan hiç köfte olur mu canım?” Demeyin, oluyor efendim. Falafelin makbulü dışı çıtır çıtır, ısırıldığında kulağa o çıtırtı, bir senfoni misali gelmeli ancak içi yumuşacık, mısır ekmeğinden hallice bir kıvamda olmalı. Baharat konusu ise tartışmasız bu lezzeti nirvanaya çıkaran unsurdur. Birçok Arap ülkesinde falafel baharatları paketlerde hazır olarak satılıyor ve genel olarak kimyon ve karabiberin tadı kendini hissettiriyor. Ancak Ürdün’de Kalha’da yenilen falafelin tadı gerçekten bambaşka. İri iri falafeller, taze yağa tıpkı kuru toprağa düşen rahmet damlaları gibi düşüyor. Hafifçe kızardığı zaman işlem tamam demektir, tadıma gelince ilk ısırıkta sizi hafif baharatlar karşılarken sonunda kendinizi anasonun sıcak kollarına bırakıyorsunuz. Özellikle anasonu ısırıp ağızda çiğnemenin tarifi mümkün değil. Mısır’da ise falafele ”tamiyye” diyorlar. Baharatlar aynı, yalnız ana malzememiz değişiyor, nohut yerine bakladan yapılıyor ve falafelden daha iri oluyor. ”İçli köftenin yan sanayisi” desek yanlış olmaz sanırım. Ancak Mısırlılar tamiyyenin tadının falafelden daha lezzetli olduğunu söylüyorlar. Falafelin menşei Lübnan, Suriye, Ürdün ve Filistin arasında paylaşılamıyor. Ee… Tabii canım böyle bir lezzeti kim sahiplenmek istemez. Falafel dürüm olarak humus, acı soslar, turşu ve patates kızartmasıyla servis ediliyor ancak bana sorarsanız biraz kural dışına çıkıp falafeli şöyle tüketmenizi tavsiye ederim: Falafelcilerin yakınlarında genelde fırın olur, hemen fırına koşun, oradan sıcak tandır ekmeğini alın, aman aman efendim dikkat ediniz elleriniz yanmasın… Fırından sıcak sıcak alınmış ekmeği fazla terletmeden poşetten çıkarın ancak çıkarmadan önce ekmeği şöyle bir güzel koklayınız, sonrasında ekmeğin boyutu büyük olduğundan narince incitmeden bir parça kopartın. Kese kâğıdının içinden falafel alın, zaman kaybetmeden falafeli ya uzaktan kuzeni humusa ya da eski dostu mütebbele bandırın, daha sonra ortama biraz renk katmak için şattayı (acı sos) bu güzelliğe damlatın, sonrasında olacaklar için sorumlu değilim. (Not: Taklitlerimden sakınınız.) (Not2: Parmaklara dikkat.) Unutmadan… Yanında Ürdün’ün meşhur naneli çayını da içmenizi tavsiye ederim.
Esenle Kalınız.