Arkadaşlar selamlar herkese öncelikle geçtiğimiz dönemde Merkez Bankası’nın faiz düşürme kararı hakkındaki düşüncelerimi belirtmek istiyorum ve bu durumu çok yalın bir dil ile anlatmaya çalışacağım. Öncelikle faiz, paranın maliyeti anlamına gelir.
Malum kişi ve çevresindekilere göre faiz enflasyonun sebebi olarak görülüyor, bu tam anlamıyla saçmalık. Olayı şu şekilde özetlemek istiyorum: Faiz bir sonuçtur, sebep değil. Buradan devam etmek gerekirse faiz güncel piyasa dengesine göre derecelendirilen bir olgudur. Başlıca şu cümle bile bu görüşün ne kadar absürt olduğunun yanıtıdır. Geçmiş dönemlerde farklı ülkeler bu politikayı denediler. Venezuela gibi mesela. Hepimiz yakın geçmişte düştükleri konumun farkındayızdır sanırım. Günümüzde Avrupa Merkez Bankası eksi faiz vermektedir. Bunun sebebi ise var olan para bolluğunu piyasaya sürmek istemeleridir. Bu şekilde piyasadaki para miktarı artacak ve tüketim gerçekleşecek, ilerleyen zamanlarda ufak bir enflasyon ile beraber ülke ekonomileri büyüyecektir. Dikkatinizi çekmiştir belki var olan bir para bolluğu söz konusu ise faiz enflasyondan düşük olabilir. Merkez bankasının rezervleri eksileri gösterirken bunu yapmak gerçek bir intihar anlamına geliyor. Faizin en çok etkilediği iki yatırım alanı vardır. 1.’si bankaların müşterilere verdiği kredilerde kullandığı faiz oranı, ikincisi ülkeye dışarıdan direkt döviz yatırımı olduğunda onun geri ödemesi için verilen faiz tutarı vardır. Şimdi şöyle düşünün adam parasını ülkemize veriyor, tahvil ve bono satın alıyor ama ülkedeki enflasyon faizden düşük durumda. Aslında parasını ezmiş oluyor, bir de üstüne üstelik riskli bir yönetime sahip, hukuk yapısı zedelenmiş bir ülkede bunu yapmak delilik denilebilir. Bu sebepten dolayı yabancı yatırımcı sıcak parayı çektiğinde dolar fırlıyor. Piyasadan çekilen para arttıkça tüketim azalıyor ve paranın değer kaybetmesinin yanı sıra kişi balına düşen millî gelirimiz de azalmaya başlıyor. Tüketim azaldıkça üretim seyrekleşiyor. İnsanlar ürettiklerini satamayacak konuma geliyor. İşletmeler batıyor, işsizlik artıyor. İşsizlik arttıkça durum bu şekilde birbirine bağlı bir zincir gibi dibe çekiyor. Eğer tarafsız ve objektif ekonomistleri takip ediyorsanız bu kararın büyük yaralar açacağından bahsediyorlar. Bahsettikleri yaralanma durumu tam olarak bu. Faiz kararlarını veren kurum yani Merkez Bankası tam anlamıyla bağımsız olmalıdır ki olaylara akılcı ve objektif bakış açısı sunabilmelidir. Bu kanayan yaralar ile yarınlarımızda yine biz gençler uğraşacağız.
Faizin arttırılmasını desteklemiyorum bu arada düşerse ne olacağını söylüyorum. Peki artarsa ne oluyor onu da çok basit anlatacağım. Ülkemize dışarıdan bakan yatırımcı risk analizi yaptığında faiz ile yatırımının yüksek getiri getireceğini düşünerek sıcak para akışı sağlar, bu sayede ülkeye kısa süreli de olsa (Bazen 5 ay, bazen 5 yıl; konjonktüre göre değişir bu zaman.) bir para akışı sağlanır, piyasadaki para miktarı artar ama gelecekteki borçlarımız da bununla orantılı bir şekilde artacaktır. Sonuçta bu yatırımların da bir karşılığı olmak zorunda değil mi? Kimse bizim gibi babasının oğlu muamelesi yapmıyor farklı ülkelere. Yatırımcı her zaman pragmatist düşünür. Bu yatırımların karşılığını verebilmemiz için akıllı yatırımlar, artı değerli alanlara, AR-GE çalışmalarına yatırım yapmamız gerekir. Eğer bu tarz gelen nakit akışlarını doğru yönetmeyip zevki sefa uğruna harcadığımızda da durum az önce yukarıda bahsettiğimden farklı olmayacaktır. Kısa dönemin ardından bu sefer de ülke borç krizine girecektir.
Ülkemizin yapması gereken faiz arttırıp zaman kazandıktan sonra oradan sağladığı gelirleri doğru alanlara, artı değer getiren yerlere ayırıp kendi üreticisini ve ihracatını büyüterek ülkeye döviz girişi sağlamaktır. Ardından gelişen süreçler birbirini takip edecek ve aynı yukarıda bahsettiğim durumun bu sefer de tam tersi gerçekleşecek. Yukarıya çekilen bir zincir gibi gelir artışı tüketimi, tüketim ise işsizliği azaltacaktır. Bu dediğim süreç uzun vadede fayda sağladığı için günlük düşünen yönetimler için pek tercih edilmez. Cümlelerimi şu şekilde bitirmek istiyorum: Ülkem adına çok umutluyum. Sizlerin de geleceğe umutla bakmanızı ümit ediyorum.