Sürüklenip gidiyor insan
Aksayan ayağıyla kırık dökük bir sandalda hayat
Akıp gidiyor gözlerimden uzağa
Şimdi öyle uzak ki benden yaşamak.
Bu sefer yolunu şaşırmamış bu serseri kurşun
Bana gelip durmuş
Gelmiş de gelip en zayıf yerimden vurmuş
Bu şey gibi, dilime gelmeyen ama aklımdan çıkmayan bi’ şey gibi yüreğimde olan
Buğday renkli bir tenmiş yağmurlar
Saçlarıma akmış
Bir acı kahveymiş saçların kırk yıl hatırı ellerimde kalmış
Kara bir bulutmuş gökyüzü sevdamın üzerinde
Bir zalimmiş de zaman, masum ruhumdan çıkartmış acısını
Şimdi ıslanıyorsa çocukluğum bu sağanakta
Öpsem dudaklarımda bin bahçe yeşerecek yüzün üşümesin diye
Yanıyorsam eğer bu güneş çöllerinde
Olurda küllerimden sen doğarsın diye yanıyorum. °
Abonelik
0 Yorumlar