Edebiyat. Üzerine yoğunlaşmadığımızdan mıdır bilinmez ama ne kadar basitmiş gibi geliyor kulağa. Hani alelade kelimeler olur ya, tam manasını düşünmediğimiz, dolayısıyla da yeterince iyi kavranamayan kelimeler. Hah işte edebiyat kelimesi de bence bu minvalde. Sahi nedir bu edebiyat? Haydi gelin birlikte biraz düşünelim.
Google’da arattığımızda edebiyat, kelime anlamı olarak; olay, düşünce, duygu ve hayalleri dil aracılığı ile estetik bir şekilde ifade etme sanatıdır. Öykü, makale, deneme veya şiir yazmak edebiyattır; evet. Ancak ben tüm bu tanımlardan sıyrılıp duygusal mahiyetteki edebiyattan söz etmek istiyorum. Edebiyat bana göre yaşamın her anında bizimle. Bir annenin ninnisinde, bir kuşun cıvıltısında, bir ressamın tuvalinde, bir ağacın yeşermesi, bir tohumun filizlenmesi, sararmış bir gazelin sonbaharda dalından düşmesinde, bir çocuk tekerlemesinde veya bir müzisyenin notasında. Yani hayatta. Eğer siz edebî bir bakışla yaklaşırsanız edebiyatın olmadığı tek bir an bile bulamazsınız. Bizi besleyen öfke, umut, aşk, merhamet ve nice duygu edebiyatın yansıması. Yani demem o ki edebiyatı hayatımızdan uzaklaştırdığımızda dünyaya daha basit bakıyoruz aslında. Edebî düşünmek, güzel olan duyguları daha da çoğaltarak etrafa saçıyor. Bir çiçeğe şiir yazdıran edebiyattan söz ediyorum. Böyle bir incelik, muhteşem bir duygu patlamasının ürünü değil midir? Hâl ve hareketleri ile birkaç özenli söz eşliğinde güzel davranışlarını bizden esirgemeyen, nezaket sahibi, ince düşünceli insanların varlığı ne kadar iyi hissettiriyor bir düşünün.
Sevincimizi, hüznümüzü kelimelere döküyor veya sahnede sergiliyor olabiliriz. Bir nevi ”ruhsal meditasyon” da diyebiliriz buna. Kurmaca yahut sahi fark etmez. Sonuç olarak içimize sığmayan duygular somut bir form kazanıyor. Düşünce dünyamızı paylaşıyoruz, paylaştığımız her duygu misliyle geri dönüyor. Edindiğimiz her yenilik kişiliğimize katkı sağlıyor. Kaldı ki ben edebiyatın öğrenilen bir unsur olduğunu düşünmüyorum. İçinde his ve düşünce olan her şey gibi edebî potansiyel de doğuştan sahip olduğumuz özellikler arasında.
İşte böyle dostlarım. Edebiyat iyidir, hoştur. Siz siz olun “Edebiyat yapma!” diyenleri dinlemeyin. Edebî hayatınıza hız kesmeden devam edin. Şarkı söyleyin veya dans edin. Emin olun bu yaptığınız, edebiyattan başka bir şey değil.