Evrende Düzen mi Yoksa Kaos mu Hâkim?
Kimileri evrende muhteşem bir düzen olduğunu savunur. Kimileriyse evrenin tamamen kaos içinde olduğunu, her şeyin düzensiz olduğunu savunur. Bilimsel olarak evrende bir düzenden bahsetmek mümkün değildir. Düzen yanılsaması, insanın evreni mikro düzeyde düşünmesinden kaynaklanmaktadır.
Termodinamiğin 2. yasasına göre gerçek sistemlerde entropi daima sıfırdan büyüktür. Yani evrende düzensizlik artmaktadır. Evren düzenli hâlde, düzensizliğe doğru büyük bir eğilim içindedir. Evrende sonsuz kaos ve keşmekeş hakimdir. Entropinin en basit örnekleri çiçeklerin solması, canlıların ölmesi, mumun erimesi, yere düşen bardağın kırılmasıdır. Deterministik fizik kanunları değişmez ve her yerde geçerli gibi görünse de evrenin her yerinde işlemez.
Dünya 5 defa “biyolojik yıkılma” geçirmiş, bugüne kadar var olan türlerin %99’u yok olmuştur. Oksijen düzeyi %30’lar seviyesine çıkmış ve tekrar %15’lere inmiştir. Minimal düzeyde düşünürsek dünyadaki oksijen seviyesi sabit olup yaşama elverişli olmasında mükemmel bir düzen tahayyül edebiliriz ama mükemmel bir düzen yoktur.
Akan bir nehre saniyenin milyonda biri hızında bakarsanız hareketsizdir. Her şey düzen içindedir. Nehre normal hızda bakarsanız o düzenden eser kalmaz. Nehir akar ve açıkça düzensizdir. Evrene baktığımızda da milyarlarca yıllık geçmişini, 60-70 yıllık gözlemlerle -evrenin düzenli olduğu fikri 1-2 günlük gözlemlere dayanır- her şeyin düzen içinde olduğunu iddia edemeyiz. İnsan zihni, bu süreleri algılayamadığı için yanılgıya düşmektedir.
Biyolojik anlamda da bir düzen yoktur. Bir balık milyonlarca yumurta üretmesine rağmen bunlardan sadece küçük bir bölümü hayatta kalabilmektedir. Bunun tek açıklaması düzensizlik ve tesadüftür.
Eğer insan vücudu mükemmel ve düzen içerisinde olsaydı DNA bozulmaz ve kontrolsüz çoğalan hücreler kansere sebep olmazdı. Bebekler ölü doğmaz, genetik hastalıklar olmaz, down sendromlu insanlar dünyaya gelmezdi. Hayvanlarda ise üç ayaklı inekler, iki başlı yılanlar görülmezdi.
Dünyada canlılık olması da düzen göstergesi değildir. Doğa canlılara uyum sağlamaz, doğaya uyum sağlayan canlılar hayatta kalır. İnsan da evrende var olan koşullara göre evrildi, sonra bu koşullara bakıp “Aa ne kadar güzel! Tam bize uygun.” demeye başladı.