Ne kadar doğru bilmiyorum ama geçen dinlediğim radyoda biri söylemişti bunu, ben de işsiz; not almışım öyle. Doğruluğunu teyit etmek için birkaç bakındım ama bulamadım. Zaten ben bunun herkeste farklı nüksedeceğini düşünüyorum ama neyse. Meğer yaşadığımız her duygunun, insanın girdiği her halin belirli bir süresi varmış, şu şekilde:
Üzüntü→120 saat
Bence üzüntü hissiyatı gerçekten fazlasıyla değişiklik gösteriyor. Üzüntünün kaynağı, istediğiniz konumda olamamak olabilir. Veya birinin üzüntüsüne şahit olmak, gitmek istediğiniz bir yere gidememek… Aileden bireylerle kavga etmek, yaşadığı evdeki huzursuzluktan şikayet etmek… Bunlar belki bu şekilde ancak bana sorarsanız bence insan evladının dayanacağı en son acı birini kaybetmek. Çünkü bunun peşine öyle bir dayanma gücü gerekiyor ki, birini kaybettikten sonra kendinizi kaybetmemek için öyle derin acılara baş kaldırmak zorunda kalıyorsunuz ki… Yani şahsen üzüntü, böyle bir durumu bir kez bile yaşamış bir insan için her zaman var olan yalnız alışılmış olan bir duygu diye düşünüyorum. Üzüntü, hiçbir zaman terk etmez bizi.
Nefret→60 saat
Bu doğrudur bence. Bu duygunun daha uzun hali nefret değil artık kin olur. Kin tehlikelidir, kin tutmayın…
Neşe→35 saat
35 saat boyunca neşeli biri varsa alkışlamak isterim.
Mutsuzluk, umut, kaygı, hayal kırıklığı ve memnuniyet→24 saat
Umut etmek bence anlık oluşan ve sonuç verene kadar terk etmeyen bir durum. Tabii böyle olması temenni edilir, umut etmek insanlığın son şansı. Dilerim, hiç bırakmaz… Şahsen benim umutlarım, 24 saatten uzun sürüyor. Bence yanlıştır bu bilgi… Hayal kırıklığı, 1 gün sürmez diye düşünüyorum. Memnuniyetse, daha uzun sürmeli…
Kıskançlık→14 saat (?)
Daha fazlası artık bu duyguyu aşmış olur zaten. İki karşı cins arasında bu belirli bir zamandan sonra kıskançlık değil, kısıtlama olur. Ki bir insan tarafından, başka bir insanın veya herhangi bir mahlukun özgürlüğünün kısıtlanması kabul görülemez… Kıskançlık dozunda güzel, kalsın böyle.
Rahatlık→8 saat (Bence dakikadır o ya)
Bence dakikadır o ya. Açıklama bu kadar.
Coşku→6 saat
Coşku duygusunu, sevinçle aynı ölçülerde görüyorum. Mutlu eden bir şeyi ne kadar çok yapar isek coşkulu hissiyat o kadar sürer bence. Lunaparkta 6 saat durursanız 6 saat hissedersiniz coşkuyu. Lunaparktan ayrılınca hâlen hissettiğiniz bir şey olmaz. Buradaki bu saatleri neye göre vermişler acaba?..
Huzur→4 saat (Ben de inanmadım)
İnşallah.
Suçluluk ve stres→3 saat
Bende suçluluk duygusu bazen günlerce kalıyor. Stres duygusu, suçlulukla harmanlanınca daha vahşet bir şey ortaya çıkıyor. Başlı başına stres ise, çoğunlukla sınava tabi tutulduğumuz dönemlerde nüksedip 1 hafta kadar arkadaşlık ediyor bana.
Öfke→1 saat
Duygu kontrolü önemli, yansıtmak da öyle. Öfkeniz içinizde belki saatlerce yatışmaz ama bunu dışarıya yansıtmamak gerekir. Bence o şekilde karar verilmiş buna, 1 saatte öfke diner miymiş hiç? Trabzonlu birileri var mı aramızda, ben çekileyim onlar anlatsın.
Korku→40 dakika
Misal bende klostrofobi var. Kapalı bir alanda kalmaktan daha fazla korktuğum şey yoktur. Bence burada bahsettiği, kurtulduktan sonra korkunun hâlen ne kadar eşlik ettiği gibi bir şey olabilir. Her halükarda, korktuğumuz bir yer veyahut bir durumda ne kadar kalırsak o kadar korku hâli devam eder bence. Nedir ki yani?