Çözemediğim bazı sorunlarım var, ağlayamadığım bazı anlar, gülemediğim bazı espriler ve söyleyemediğim birkaç sözüm var. Sorunun bende olduğunu biliyorum, çok düşünüyorum. İkilemdeyim, belki iki kişiyim biliyorum. Arkadaşlarım hep çok enerjik, çok mutlu olduğumu söyler, ailemse tam tersi çok melankolik olduğumu. Ara ara zaten modum düşer, sık görüştüklerim iyi bilir. Fark edilir zaten ama niye düştüğünü asla söyleyemem. Abarttığım düşünülür, anlaşılmam diye işte. Çok konuştuğum anlar da vardır ve iki katı sustuğum anlar. Ne kadar konuşursam o kadar da içimde kalır bir şeyler her zaman. Genelde de zaten yalnız kaldığımda melankolik olur, yalnızlığa hemen ayak uydururum. Zaten ayak uydurmak hep daha kolaydır benim için. Çünkü daha fazla hayata karşı gelmek istemem. Bir söz var: “Dünya size sırtını dönerse siz de ona dönün.” diye. Bunu kabul etmiyorum. Direniyorum, diretiyorum ve bekliyorum hâlâ. Neyse sadece şu anlaşılsın istiyorum; dünyaya ait hiçbir şey istemiyorum. İstediğim tek şey duygular.
Duygular kaybolur mu? Kayboluyor işte bazen. Belki de ben kaybediyorum kafamın içindeki duygu selinden. Değerleri, sevgileri, saygıları…
Her zaman insanlara çok değer vermekten kaybettim zaten. Kaybettim ama hiç vazgeçmedim. “İyilik yap denize at.” sözünü çok benimsedim. Asla düşünmedim kendimi, düşünmediğim kadar çok düşledim ama. Düşledikçe gerçeklikten uzaklaştım ve birçok gerçeği görememeye başladım. Görememek suç mu? Yüreğiyle bakmalı insan demiş ya Küçük Prens’in tilkisi, kaç kişi kaldık yürekli?
İnsanın gerçekten yüzüne yansıyormuş hisleri. Mutluluğu, mutsuzluğu, heyecanı, aşkı, korkusu, endişesi… Hani derler ya “rengin solmuş” veya “yüzüne renk gelmiş” öyle işte. Kolumdaki böceğe bağırmadım mesela bugün. Korkmadım. Belki size basit gelebilir ama eskiden olsa görür görmez korkudan ağlıyor olurdum, o derece. Bugün ise sakince silkeledim ve uzaklaştırdım. Korkmam gereken daha gerçek şeyler varmış çünkü hayatta. Heyecan yapmam gereken daha farklı ve heyecanlı şeyler. Sevgimi tüketmemeliymişim mesela, sevgi tükenir mi? Tükenmez bence ama yorulur, bunun garantisini verebilirim. Bazen yanlış sevmek yorar. Gereğinden fazla sevmek yorar, oysa ne gariptir ki her zaman fazla severim…
Sevmem gereken daha fazla insan var, heyecanlanmam gereken daha fazla olaylar, korkmam, endişelenmem gereken nice kaygılar… Hepsini yaşamaya ömrüm de, isteğim de var.
Sana da birkaç sözüm var:
Takılıp kalma üç beş soruna. Aç bir müzik ve gir başka bir yola. Bırak bilme rotayı, sonu başı ortası. Sev yeter ki sürekli olsun sevgi, dans etmeyi asla bırakma yorulursun durunca. Düşün her şeyi ama yaşa korkmadan, geçsin anılar iyi kötü, olan olmuş dersin, toparlarsın gerisini. Bir de terk etme hiçbir yeri, işgal de etme kimsenin yüreğini. Olması gereken oluyormuş bir zaman sonra belli ki.