fbpx

Adımımı dışarı attığım ilk an anlıyorum her şeyin değişeceğini. Kavurucu sıcağın altında kalmayı istemiyorum açıkçası. Birkaç adım atıyorum ki gök gürlemeye başlıyor. O da ne, daha ilk dakikadan sırılsıklam oluyorum. Üşümüyorum. Aksine kavurucu sıcağın altında hayali kurulacak seraba kavuşmuş gibi hissediyorum. Yürümeye devam ediyorum. Yağmur hızlanmaya başladıkça bana bir şeyler söylemeye başladığını hissediyorum. Hadi diyor, ne duruyorsun. Koşmaya başlıyorum. Arada kendi etrafımda daireler çizmeyi ihmal etmiyorum. Bunları yaparken başımı göğe çevirmeyi de ihmal etmiyorum elbette. Tüm bunları yaparken kulağımda çalan müziğe odaklanıyorum.  ‘Paradise’ dinlerken bunların olması tesadüfi değil. Çünkü, aslında bunların hepsini kafamda yaşıyorum. Benim en büyük sorunum da bu, her şeyi kafamda yaşamak. Olsun, en azından kafamda yaşadığımı hissediyorum.

Balkon esiyor, saat desen epey geç. Şehir manzarası eşliğinde çayımı yudumluyorum. Müzik dinlemeye devam ediyorum elbette. Düşüncelerimde yağmurun altındayım, gerçekte ise balkonumda salıncakta sallanıyorum. Düşüncelerim ile birlikte güzel bir sallantıya çıkarıyor beni salıncak. Ona da teşekkür ediyorum. Hepinize teşekkür ediyorum düşüncelerimi okuduğunuz için, ben olsam okumam. Bunları düşünürken yağmur hafifliyor. Düşüncelerimin başka yöne kaydığını anlıyorum. Hemen yağmura geri dönmeye çalışıyorum. Müzik değişiyor, bunun da etkisi olmalı. Zaten hayatta birbirini etkilemeyen ne var ki. Peki ya bunlardan hangisi benim? Balkonda oturan kişi ile yağmurda koşan kişiden hangisi ben olabilirim ya da olmak isterim. Hayatta kim olduğumuzu, kim olmak istediğimizi, kim olacağımızı iyi düşünmek gerekiyor sanırım. Düşünüyorum fakat bulamıyorum. Cevap ya hepsi ya da hiçbiri. Ama aslında aralarda gizlenmiş biri. Artık onu daha iyi seçebiliyorum. Arada kendini gösteriyor inanabiliyor musun. 30 olmadan onu bulmanın derdindeyim. Yine düşüncelere daldım. Sanırım yüzmekte olduğum denizden çıkma vakti geldi. Hava serin, su da soğumuş epey. Daha toplamam gereken bir sürü düşünce ile uğraşmalıyım. Vakit ayırdığın için sana da sonsuz teşekkürler. Yine teşekkürler, teşekkürler. Kibarlık ah kibarlık, hep mi şekil değiştirirsin. Perdelerin çok kalın, ışık girmiyor içeri. Hoşçakalın, düşünceler bırakmıyor beni.

Rumeysa Güler içeriklerini beğendin mi? Sosyal medyada takip edin!
Abonelik
Bildir
guest
2 Yorumlar
Eskiler
Yeniler En çok oylananlar
Satır içi yorumlar
Tüm yorumları görüntüleyin
Rumeysa Güler içeriklerini beğendin mi? Sosyal medyada takip edin!

Okuyucuların Beğendiği İçerikler

Birçok kişinin ‘’zor ama maaşı iyi, garanti meslek gibi’’ düşünceleriyle ün kazanmış bir bölüm olan tıp fakültesini size en ince detaylarıyla aktaracağım. Öncelikle fakülteye gelmeden önce kendinizi ilk gün yapılacak çaylak şakasına ve ileri zamanlarda daha siz TUS isimli bölüm seçmenize yarayan sınava girmeden ‘’Sen ne doktorusun? ‘’ veya diş hekimliği ayrı bir bölüm olmasına […]
Yaşanan herhangi bir gün hiç yaşanmasaydı, her şey daha farklı olur muydu? Misal dün hiç yaşanmasaydı veyahut bundan yıllar önce bir gün hiç yaşanmasaydı yine aynı mıydı hayatınız? Kadere inanmak subjektif bir bakış açısı olarak görünebilir ancak hayatın akışı olarak farklı bir yerden durumu ele alabiliriz. Bütün malzemeleri özene bezene kesip, doğrayıp harika bir yemek […]
Herkesin ölmeden görmek isteyeceği bir yer vardır. Yoksa da henüz keşfetmemiştir… Benim için burası Norveç. “Soğuk Cennet” veyahut “Kuzeyin İncisi” denilen bu ülkenin lanse ettiği imajı bir görseniz aşık olmamak elde değil. O yüzden henüz kendi ülkenizi keşfetmediyseniz ileride belki yol arkadaşım olabilirsiniz! Norveç ”Soğuk Cennet” Ülkenin yönetim biçimi anayasal monarşi ve başkenti Oslo‘dur. 385,207 […]
Her kitap ayrı güzel, dünyasına girdikten sonra… Ama bazı başyapıtlar vardır, gerçekten okumak zevk verir. Okudukça içine düşer, yeni bir dünyanın kahramanı olursunuz. Herkes için değişebilecek bir liste… Daha iyisi varsa da ben okuduğum kadarını biliyorum ve bunlar şu an en iyisi! Daha birçok türde konuşulacak kitaplar olsa da üç ayrı türde üç başyapıt derledim, […]

İlgini Çekebilir

Çoğumuzun, adını belki de hiç duymadığı fakat yaşamımızda denk gelebileceğimiz, farkında ve bilinçli olduğumuz takdirde erken tanı ve tedavi seçeneklerini düzenleyebileceğimiz, benim ise özel eğitim alanında tanıştığım bir sendromdan bahsetmek istiyorum sizlere: DiGeorge Sendromu. DiGeorge Sendromu (DGS) 22. kromozomun (22q11) delesyonu (kromozomun bağlı bulunduğu parçadan kopup silinmesi, yok olması) ya da translokasyonu (kopan veya kaybolan […]
“Sisyphus’u gördüm, korkunç işkenceler çekerken: yakalamış iki avucuyla kocaman bir kayayı ve de kollarıyla bacaklarıyla dayanmıştı kayaya, habire itiyordu onu bir tepeye doğru, işte kaya tepeye vardı varacak, işte tamam, ama tepeye varmasına bir parmak kala, bir güç itiyordu onu tepeden gerisin geri, aşağıya kadar yuvarlanıyordu yeniden baş belası kaya, o da yeniden itiyordu kayayı, […]
Bugün 10 Mart 2022. Gülistansız 796. gün “Ne durumdayım biliyor musunuz? Ölüm Allah’ın emri, ölüm dünyada var. Gençlerin ölümü zor ama biz her gün yeniden ölüyoruz. Her gün… Toprağa bile basmaya kıyamıyorum, acaba kızım içinde olabilir mi diye. “ 21 yaşında, Tunceli’de bir üniversite öğrencisiydi Gülistan Doku. 5 Ocak 2020 tarihinden bu yana haber alınamıyor. […]
Bir girişim fikriniz var ve bu alanda bir marka oluşturmak istiyorsunuz ya da henüz küçük bir işletmesiniz ve işletmenizi büyütüp kârınıza kâr katmak istiyorsunuz. İşte bu yolda atmanız gereken ilk adım markalaşmak olmalıdır. Peki marka nedir?                Marka yalnızca kalabalık bir pazarda sizi diğerlerinden ayıran isim, logo ve slogandan ibaret değildir. Markanız insanların sizinle etkileşimde […]