fbpx

Dil, bir topluluğa “millet” bilincini veren kavramdır. Bu kavram öyle önemli ki ona sahip çıkmadığımızda özümüzden gittikçe uzaklaşıyoruz, koruduğumuzda da varlığımızı devam ettirmiş oluyoruz. Kısacası dil, bizi biz yapan şeylerin en başındadır.

Konfüçyus, boşuna “Bir milleti yok etmek istiyorsanız işe önce dil ile başlayın.” dememiş çünkü bir milleti yok etmenin en kolay yolu, dilini yok etmektir. Dil olmadan “millet” bilinci olmaz. Ne yazık ki bizim ülkemizde kime sorsanız milletini, ülkesini sever ancak diline önem vermez hatta bazen aşağılar. Konuşmasının arasına İngilizce laflar sokuşturmayı marifet sanır. Bu durum hakkında Oktay Sinanoğlu “Konuşurken İngilizce laflar katmak övünülecek bir şey değil, ayıplanacak bir şey olmalıdır.” demiştir. Yani bu bir marifet değil, ayıptır. Bizim milletçe ayıbımızdır.

Bu sorunları yaşamamızın temel nedeninin yabancı etkisi ile birlikte aile eğitimi ve okul eğitiminde dil bilincinin öneminin yeterince aşılanmamasından kaynaklandığını düşünüyorum (Ancak aile eğitiminde dilin önemini çocuklarına öğretenleri bu durumdan ayrı tutuyorum.) . Eğer biz bu bilince sahip olursak kendi dilimize saygı duyarız ve başkaları da dilimize saygısızlık yapamaz.

Dilimize sahip çıkmanın önemsiz ve gereksiz olduğunu düşünenler olabilir ancak dile sahip çıkmak; kendimize, tarihimize, kültürümüze, atalarımıza ve ülkemize sahip çıkmak olduğunu düşünüyorum ve insanlarımızı dilimize sahip çıkmaya davet ediyorum. Oktay Sinanoğlu’nun da dediği gibi “Türkçeye sahip çıkarsan Türkiye’ye de sahip çıkarsın.

oktaysinanoglu bublogta2

Peki Dilimize Nasıl Sahip Çıkarız?

  1. Öncelikle dilimizi sevmemiz ve dilimiz yozlaşırsa milletçe yozlaşacağımızı bilmemiz gerekir çünkü dilimiz süzme süzme gelmiş kültürümüzün, gönlümüzün ve düşüncelerimizin aynasıdır.
  2. Yabancı kelime istilasına karşı tepki koymalıyız. Eğer bir kelimenin dilimizde karşılığı varsa onu kullanmalıyız. Tabii bu işte TDK büyük önem taşıyor ancak yaptığı bazı çeviriler dilimize yerleşecek ve halkın kullanabileceği kalitede değil.
  3. Dilimizi doğru şekilde kullanmayı öğrenmeliyiz.
  4. Yabancı hayranlığından kurtulup yabancı kelime kullanma alışkanlığını azaltmalıyız .

Tabii ki burada yazdığım şeyler sadece bizim elimizde değil. Mesela yabancı bir terimi kullanmak zorunda olduğumuz zamanlar olabiliyor ve burada görev bu işin yetkililerine düşüyor.

Bu konu hakkında sayfalarca şeyler yazılabilir hatta sayfalarca yazılmış yazılar, kitaplar bulabilirsiniz ancak ben kısa tutup insanlara, dilimize sahip olmanın önemini kalemim yettiğince ve mümkün olduğu kadar basit anlatmaya çalıştım. Umarım yararlı olur.

Abonelik
Bildir
guest
0 Yorumlar
Satır içi yorumlar
Tüm yorumları görüntüleyin

Okuyucuların Beğendiği İçerikler

Birçok kişinin ‘’zor ama maaşı iyi, garanti meslek gibi’’ düşünceleriyle ün kazanmış bir bölüm olan tıp fakültesini size en ince detaylarıyla aktaracağım. Öncelikle fakülteye gelmeden önce kendinizi ilk gün yapılacak çaylak şakasına ve ileri zamanlarda daha siz TUS isimli bölüm seçmenize yarayan sınava girmeden ‘’Sen ne doktorusun? ‘’ veya diş hekimliği ayrı bir bölüm olmasına […]
Yaşanan herhangi bir gün hiç yaşanmasaydı, her şey daha farklı olur muydu? Misal dün hiç yaşanmasaydı veyahut bundan yıllar önce bir gün hiç yaşanmasaydı yine aynı mıydı hayatınız? Kadere inanmak subjektif bir bakış açısı olarak görünebilir ancak hayatın akışı olarak farklı bir yerden durumu ele alabiliriz. Bütün malzemeleri özene bezene kesip, doğrayıp harika bir yemek […]
Herkesin ölmeden görmek isteyeceği bir yer vardır. Yoksa da henüz keşfetmemiştir… Benim için burası Norveç. “Soğuk Cennet” veyahut “Kuzeyin İncisi” denilen bu ülkenin lanse ettiği imajı bir görseniz aşık olmamak elde değil. O yüzden henüz kendi ülkenizi keşfetmediyseniz ileride belki yol arkadaşım olabilirsiniz! Norveç ”Soğuk Cennet” Ülkenin yönetim biçimi anayasal monarşi ve başkenti Oslo‘dur. 385,207 […]
Her kitap ayrı güzel, dünyasına girdikten sonra… Ama bazı başyapıtlar vardır, gerçekten okumak zevk verir. Okudukça içine düşer, yeni bir dünyanın kahramanı olursunuz. Herkes için değişebilecek bir liste… Daha iyisi varsa da ben okuduğum kadarını biliyorum ve bunlar şu an en iyisi! Daha birçok türde konuşulacak kitaplar olsa da üç ayrı türde üç başyapıt derledim, […]

İlgini Çekebilir

Çoğumuzun, adını belki de hiç duymadığı fakat yaşamımızda denk gelebileceğimiz, farkında ve bilinçli olduğumuz takdirde erken tanı ve tedavi seçeneklerini düzenleyebileceğimiz, benim ise özel eğitim alanında tanıştığım bir sendromdan bahsetmek istiyorum sizlere: DiGeorge Sendromu. DiGeorge Sendromu (DGS) 22. kromozomun (22q11) delesyonu (kromozomun bağlı bulunduğu parçadan kopup silinmesi, yok olması) ya da translokasyonu (kopan veya kaybolan […]
“Sisyphus’u gördüm, korkunç işkenceler çekerken: yakalamış iki avucuyla kocaman bir kayayı ve de kollarıyla bacaklarıyla dayanmıştı kayaya, habire itiyordu onu bir tepeye doğru, işte kaya tepeye vardı varacak, işte tamam, ama tepeye varmasına bir parmak kala, bir güç itiyordu onu tepeden gerisin geri, aşağıya kadar yuvarlanıyordu yeniden baş belası kaya, o da yeniden itiyordu kayayı, […]
Bugün 10 Mart 2022. Gülistansız 796. gün “Ne durumdayım biliyor musunuz? Ölüm Allah’ın emri, ölüm dünyada var. Gençlerin ölümü zor ama biz her gün yeniden ölüyoruz. Her gün… Toprağa bile basmaya kıyamıyorum, acaba kızım içinde olabilir mi diye. “ 21 yaşında, Tunceli’de bir üniversite öğrencisiydi Gülistan Doku. 5 Ocak 2020 tarihinden bu yana haber alınamıyor. […]
Bir girişim fikriniz var ve bu alanda bir marka oluşturmak istiyorsunuz ya da henüz küçük bir işletmesiniz ve işletmenizi büyütüp kârınıza kâr katmak istiyorsunuz. İşte bu yolda atmanız gereken ilk adım markalaşmak olmalıdır. Peki marka nedir?                Marka yalnızca kalabalık bir pazarda sizi diğerlerinden ayıran isim, logo ve slogandan ibaret değildir. Markanız insanların sizinle etkileşimde […]